2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Kılavuz

2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Kılavuz 2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hu… 

 

 

2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Kılavuz

2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Kılavuz

2025 Yılı Defter İşlemlerine Yönelik Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Kılavuz

(01.01.2025 Tarihinden İtibaren Yapılması Gereken İşlemler)

1-) 2025 Yılı Karşılama Ekranına İlişkin İşlemler;

Sistem Yönetimi “Defter İşlemleri” menüsünde yer alan “2025” yılına ilişkin seçeneğin “aktif” duruma getirilmesi için karşılama ekranına onay verilmesi gerekmektedir. Karşılama ekranına onay verilmeden doğrudan “2024” yılı seçeneği ile devam edilmesi de mümkündür.

Entegratör firmalar aracılığı ile 2025 takvim yılına ilişkin gelir ve gider kaydı göndermek isteyen mükelleflerin ise öncelikle portal.defterbeyan.gov.tr adresine giriş yaparak karşılama ekranına onay vermeleri gerekmektedir. Karşılama ekranına onay verilmeden muhasebe yazılımları aracılığı ile 2025 takvim yılına ilişkin gelir ve gider kaydı gönderilmesi mümkün değildir.

Tamamı İçin Tıklayınız

Kaynak: Defter Beyan Sistemi




SGK Genelgesi 2024/17 – Yemek Bedeli

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : E-24010506-010.06.01-109163972 Konu : Yemek Bedeli Tarih: 31.12.2024 GE… 

 

 

SGK Genelgesi 2024/17 – Yemek Bedeli

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-24010506-010.06.01-109163972

Konu : Yemek Bedeli

Tarih: 31.12.2024

GENELGE

2024/17

Danıştay 10 uncu Dairesinin 2023/170 Esas No ve 2024/1853 Karar Nolu kararı ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 11/11/2022 tarihli ve 32010 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1 inci maddesi ile değiştirilen 97 nci maddesinin yedinci fıkrasının (a) bendi ve bu Yönetmeliğe dayanılarak 02/12/2022 tarihli ve 2022/22 sayılı “Yemek Bedeli” konulu Genelge’nin 2.1.2 ve 2.1.4. Maddeleri iptal edilmiştir.

Söz konusu iptal kararı doğrultusunda mahkeme kararında yer alan hükümler dikkate alınarak 2/12/2024 tarih ve 32740 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 97. maddesinin 7. fıkrasının (a) bendi;

“a) İşyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, sigortalıya yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin nakit olarak ya da yemek hizmetinin alınması dışında kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlanması halinde, fiilen çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunulacak tutarını aşmayan kısmı,”

Şeklinde 01/01/2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yeniden düzenlemiştir.

Bu kapsamda 2020/20 sayılı İşveren İşlemleri Genelgesinin İkinci Kısmının İkinci Bölümünde yer alan “2.1- Yemek paraları” alt başlığı 01/01/2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

2-1- Yemek bedeli

Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu tarafından alınan 5/12/2024 tarihli ve 2024/509 sayılı Karar ile 1/1/ 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarı 158,00 TL olarak belirlenmiştir.

Bu durumda, 1/1/2025 tarihinden itibaren (2025 yılı Ocak ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden itibaren) yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Günlük İstisna Tutarı = 158,00 TL

Ay İçinde Fiilen Çalışılan Gün Sayısı x 158,00 TL (Günlük İstisna Tutarı) = Aylık İstisna Tutarı, Ödenen Yemek Bedeli – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Bedeli, Formülüyle hesaplanacaktır.

Asgari Ücret Yönetmeliğinin “İşverenin Sorumluluğu” başlıklı 12 nci maddesinde yer alan “İşverenler tarafından, işçilere sağlanan sosyal yardımlar sebebiyle asgari ücretten herhangi bir indirim yapılamaz” hükmü gereğince yemek bedelinin asgari ücrete ilave olarak verilmesi gerekmektedir.

Buna göre brüt asgari ücretin (prime esas kazanç alt sınırı) içerisine yemek bedeli tutarı dâhil edilmeyecektir.

2.1.1- Sigortalılara İşyerinde veya İşyerinin Müştemilatında Yemek Verilmesi Halinde Uygulama

İşverenlerce işyerinde veya müştemilatında kendi imkanlarıyla yemek verilmesi amacıyla işverenler tarafından sigortalılara sağlanan bu menfaat sigorta primine esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Örnek 1: İşveren (A)’nın çalıştırdığı sigortalılara işyerinde bulunan mutfağını ve yemekhanesini kullanmak suretiyle yemek vermesi halinde yemek için yapılan giderler prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Yemeğin işyerinde veya işyeri dışında yapıldığına bakılmaksızın işverenlerin üçüncü şahıslarla anlaşarak yemek hizmetini kendi işyerinde veya müştemilatında sunması halinde üçüncü şahıslara fatura karşılığı yapılan ödemeler de prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Örnek 2: A işvereni B lokantası ile kendi işyerinde veya müştemilatında işçilerine öğle yemeği verilmesi için anlaşmıştır. Bu durumda fatura karşılığı B lokantasına yapılan ödemelerin tamamı sigortalıların prime esas kazancına dahil edilmeyecektir.

2.1.2- İşverenlerce Sigortalılar İçin Üçüncü Kişilere Nakden Yapılan Yemek Ödemelerinde Uygulama

İşverenlerce sigortalılara yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatin üçüncü kişilere ait restoran ve bunun gibi yerlerde sağlanması halinde ödenen yemek bedelinin tamamı sigortalıların prime esas kazancına dahil edilmeyecektir.

Örnek 3: A işvereni çalıştırdığı sigortalıları için B lokantasından yemek hizmeti almak için anlaşmıştır. Bu durumda B lokantasından yemek hizmeti alan sigortalılar için yemek bedeli adı altında yapılan ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

2.1.3- İşverenlerce Sigortalılara Nakit Olarak Verilen Yemek Bedelinde Uygulama

İşverenlerce sigortalılara yemek bedeli adı altında nakden yapılan ödemelerin günlük 158,00 TL’lik tutarı prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Örnek 4: A sigortalısına 2025/Ocak ayında 5.000 TL tutarında yemek bedeli ödenmiştir. Sigortalının ilgili ayda 22 gün fiilen çalıştığı göz önüne alındığında yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Günlük İstisna Tutarı = 158,00 TL

158,00 TL x 22 Gün = 3.476,00 TL (Aylık İstisna Tutarı)

5.000,00 TL – 3.476,00 TL = 1.524,00 TL (Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Bedeli)

Olarak hesaplanacaktır

Aynı işyerinde çalışan bazı sigortalılara işyerinde veya müştemilatında yemek verilmesi ve bazı sigortalılara da nakden ödeme yapılması halinde, nakden ödeme yapılan sigortalılara yemek bedeli adı altında yapılan ödemelerin günlük 158,00 TL’lik tutarı prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Örnek 5: A işvereni tarafından işyerindeki 20 sigortalıya işyerinde yemek verilmesi ve kalan 30 sigortalıya yemek bedeli altında günlük 250,00 TL ödeme yapılması halinde, nakden ödeme yapılan 30 sigortalıya yemek bedeli adı altında ödemelerin günlük 158,00 TL’lik tutarı prime esas kazanca dahil edilmeyecek ancak bu tutarı aşan kısmı sigorta primine tâbi olacaktır.

2.1.4- Yemek Bedelinin Yemek Kuponu, Yemek Kartı, Yemek Çeki vb. Araçlarla Karşılanması Halinde Uygulama

Danıştay 10 uncu Dairesinin 2023/170 Esas No ve 2024/1853 Karar Nolu kararında “Yemek yardımının ayni ya da nakdi olarak tespitinde işçi-işveren ilişkisinin esas alınması gerektiği, bir başka ifadeyle işverenin yemek yardımını işçiye fiilen “yemek vermek” şeklinde sunması halinde, yemeğin işyeri ve müştemilatı içinde ya da dışında verilmesi fark etmeksizin yardımın “ayni yardım” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, işverenin söz konusu yemek bedelini 3. kişilere nakden ödemesinin de bu durumu değiştirmeyeceği, zira 3. kişilere yapılan ödemenin işçi tarafından başka amaçlarla kullanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle işçinin işverene sunduğu emeğin karşılığı olan ücret ya da sair yan ödemeler kapsamında değerlendirilemeyeceği, aynı şekilde işverenin yemek yardımını işçiye yalnızca yemek bedelini ödemede kullanılmak üzere “yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla ödemesi” halinde de, işçinin söz konusu ödeme aracını nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanmasının mümkün olmaması nedeniyle ayni yardımın söz konusu olacağı, bununla birlikte işverenin yemek yardımını işçiye “nakit ya da yemek bedeli ödeme dışında da kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla ödemesi” halinde ayni yardımdan bahsedilemeyeceği ve bu halde yapılan nakdi ödemenin yalnızca davalı Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek kısmının prime esas kazanca tabi tutulmayacağı, bu tutarı aşan kısmının sigorta primine tabi olduğu sonucuna varılmaktadır.”

değerlendirmesinde bulunulmuştur.

Buna göre yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartı/çeki/kuponuna yüklenen tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Örnek 6: İşveren (A)’nın çalıştırdığı sigortalılara 5.000 TL tutarında yemek kartı vermesi ve söz konusu kartın yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olmaması halinde, yemek kartına yüklenen 5.000 TL’lık tutar prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.

Ancak yemek kartı/çeki/kuponunun yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde, günlük 158,00 TL’lik tutar prime esas kazanca tabi tutulmayacak ancak bu tutarı aşan kısım sigorta primine tâbi olacaktır.

Örnek 7: (A) sigortalısına 2025/Ocak ayında 6.000 TL tutarında yemek kartı verilmiştir. Sigortalının ilgili ayda 22 gün fiilen çalıştığı ve verilen kartın yemek yenilmesi haricinde nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılma imkanı olması halinde yemek kartına yüklenen 6.000 TL’den prime esas kazanca dahil edilecek tutar;

Günlük İstisna Tutarı = 158,00 TL

158,00 TL x 22 Gün = 3.476,00 TL (Aylık İstisna Tutarı)

6.000, 00 TL – 3.476,00 TL = 2.524,00 TL (Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Bedeli) Olarak hesaplanacaktır.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Dr. Raci KAYA

Kurum Başkanı




SGK Genelgesi 2024/16 – 2020/5 sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : E-16235552-010.06.02-108876487 Konu : 2020/5 sayılı Genelgede Değişikli…

 

 

SGK Genelgesi 2024/16 – 2020/5 sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması

 

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-16235552-010.06.02-108876487

Konu : 2020/5 sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması

Tarih: 26.12.2024

GENELGE

2024/16

18 Mayıs 2024 tarih ve 32550 sayılı Resmi Gazete’de Kamu İhale Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlanmıştır. Söz konusu Tebliğ’in 8’inci maddesi ile Kamu İhale Genel Tebliği‘nin 4734 sayılı Kanun‘un 10’uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (c) bendi uygulamasında kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun belirlenmesinde esas alınacak hususları düzenleyen maddelerinden biri olan 17.3.2’nci maddesi;

“17.3.2. Öte yandan isteklinin Türkiye genelindeki;

1) İlgili kanunlara göre tecil ve taksitlendirilerek ya da özel kanunlara göre yeniden yapılandırılarak ödeme planına bağlanan ve anılan kanunlar gereğince tecil ve taksitlendirmeye ya da yapılandırmaya ilişkin taksit ve/veya cari aya ilişkin ödeme yükümlülükleri yerine getirilmiş olması kaydıyla, tecil ve taksitlendirmeye ya da yeniden yapılandırmaya konu prim, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi, kesenek, kurum karşılığı ile bunların fer’ileri,

2) (a) bendi kapsamına giren sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

3) (b) bendi kapsamına giren ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara ilişkin sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

4) (b) bendi kapsamına giren ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara ilişkin prim, kesenek, kurum karşılığı ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

5) (c) bendi kapsamına giren ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara ilişkin sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

6) (c) bendi kapsamına giren ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılan sigortalılığından doğan prim borçları, sosyal güvenlik destek primi borçları ve 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

7) (ç) bendi kapsamına giren ve 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılan sigortalılığından doğan prim borçları, sosyal güvenlik destek primi borçları ile 5510 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları ile bunların fer’ileri toplamı 5.000 TL’yi aşmayan borçlar,

8) Tasarrufa teşvik kesintisi ve katkı tutarları, konut edindirme yardımı, idari para cezaları borçları,

9) İlgili kanunlar uyarınca takip ve tahsil görevi verilmiş olan özel işlem vergisi, eğitime katkı payı ve damga vergisi ile bunlara bağlı gecikme zamları,
kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak değerlendirilmeyecektir.

İsteklinin;

a) İlgili mevzuatına göre tahakkuk eden prim borçlarının süresi içinde ödenmemesi halinde kesinleşmiş prim borcu olduğu,

b) Prim borcuna karşı dava açılması halinde, bu dava sürecinde veya sonucunda takip ve tahsili durduracak geçici veya nihai bir karar bulunmadığı durumlarda kesinleşmiş prim borcu olduğu,

c) Prim borcunun 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri çerçevesinde cebren tahsili yolunda tesis edilen işlemlere karşı dava açılması halinde, bu dava sürecinde veya sonucunda takip ve tahsili durduracak geçici veya nihai bir karar bulunmadığı durumlarda kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olduğu,

d) Vadesi geçtiği halde ödenmemiş ancak ilgili kurum tarafından belli bir vadeye bağlanarak tecil edilmiş prim borçlarının, vadesindeki ödemeler aksatılmadığı sürece, kesinleşmiş prim borcu olmadığı,

kabul edilecektir.” şeklinde değiştirilmiştir. Yapılan değişikliğin Tebliğin 52’nci maddesiyle 1/10/2024 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.

Kamu İhale Genel Tebliği’nin 17.3.2’nci maddesinde yapılan düzenleme ile bu düzenleme dışında diğer hususlar açısından 2/3/2020 tarihli ve 2020/5 sayılı Genelge’de değişikliğe gidilmiş olup aşağıda açıklanmıştır.

2/3/2020 tarihli ve 2020/5 sayılı Genelge’nin;

1-“II. 4734 SAYILI KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE VERİLECEK BORCU YOKTUR BELGELERİ” başlıklı kısmında yer alan “1- Kapsama Giren Borç Türleri ve Tutarı” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“1-Kapsama Giren Borç Türleri ve Tutarı

İhale tarihi itibarıyla Türkiye genelindeki borç asıl ve fer’ileri toplamı dikkate alınmak kaydıyla isteklinin;

a) 5510 sayılı Kanun‘un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran tüzel kişiliği haiz işveren olması halinde;

1) Gerek kendilerine ait işyerlerinin gerek devir aldıkları işyerlerinin gerekse kendi işyerleriyle birleşen veya kendi işyerlerine katılan işyerlerinin muaccel hale gelmiş sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi borçları ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zamları ile diğer fer’ileri,

2) 1/5/2004 tarihinden sonra biten ihale konusu işler ve özel bina inşaatı işyerlerinden dolayı gerek Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan araştırma, gerekse Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlerce İşyeri Kayıtlarının İncelenmesi Hakkında Yönetmelik gereğince yapılan inceleme sonucunda, fark işçilik matrahı üzerinden bulunan ve isteklilerce ödenmesi kabul edilen prim, gecikme cezası ve gecikme zammı tutarları,

3) İşin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarının tespiti hususunda Sosyal Güvenlik Kurumu denetim elemanlarınca düzenlenen raporlarda önerilen asgari işçilik miktarı üzerinden hesaplanan prim, gecikme cezası ve gecikme zammı tutarlarının idari aşamada kesinleşmiş olan kısımları,

4) Sosyal Güvenlik Kurumunun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan  bilgilerden çalıştığı tespit edildiği halde bu çalışmaları veya prime esas kazancı Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmeyen veya eksik bildirilen sigortalılardan dolayı tahakkuk ettirilen sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi borçları ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zamları ve diğer fer’ilerinin idari aşamada kesinleşmiş olan kısımları,

5) Kesinleşmiş mahkeme kararları uyarınca geriye doğru verilen prim belgelerine istinaden oluşan ve muaccel hale gelmiş sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi borçları ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zamları ve diğer fer’ileri,

6) Ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmadığına veya eksik ücret ödendiğine dair belgeleri Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmeyen veya verilen belgeleri anılan Kurumca geçerli sayılmaması nedeniyle tahakkuk ettirilen sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi borçları ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zamları ve diğer fer’ilerinin idari aşamada kesinleşmiş olan kısımları,

7) Bir işverenin işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran alt işverenin, bu işyerlerinde çalıştırdıkları sigortalılardan dolayı tahakkuk eden ve ödenmeyen sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunlara ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer fer’ileri,

) Ortağı olduğu şirketin sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunlara ait gecikme cezası, gecikme zamları ve diğer fer’ilerine ilişkin borçlarından ötürü, (şirketin nevi dikkate alınarak) sorumlu olduğu tutarları,

toplamının ihale tarihi itibarıyla 5.000,00 TL’yi aşan borçları kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilecektir. Ayrıca, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu hesabında; işveren borçları, işverenin alt işvereni olması durumundaki borçları veya işverenin başka bir işverenin işyerinde alt işveren olması durumundaki borçları birlikte değerlendirilecek olup toplamda 5.000,00 TL ve bu tutarın altında borç olması durumunda işverene Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 1: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeni ile işveren olan (A) Ltd. Şti.’nin, 19/12/2024 tarihinde Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat ederek, ihale tarihi olarak belirttiği 18/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda bu işverenin, Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde adına tescilli işyerinden dolayı 2024/7’nci ayından 2.500,00 TL sigorta prim aslı ile 562,66 TL gecikme cezası ve gecikme zammı olmak üzere toplam 3.062,66 TL muaccel hale gelmiş sosyal güvenlik prim borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda işverenin, Kurumumuza toplam 3.062,66 TL muaccel hale gelmiş sosyal güvenlik prim borcu olması ve bu tutarın 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle, Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından söz konusu işverene 18/12/2024 tarihi itibarıyla borcunun bulunmadığına dair örneği Ek-1’de yer alan belge verilecektir.

Aynı işverenin Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş borç asıl ve fer’ilerinin toplamının 5.000,00 TL’yi aşmış olması varsayımında ise işverene 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 2: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeni ile işveren olan (B) AŞ’nin, Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 24/12/2024 tarihinde müracaat ederek ihale tarihi olarak belirttiği 20/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, işverenin Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş anapara ve fer’ileri toplamı 3.500,00 TL sigorta prim borcu, Nevşehir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde tescilli iş yerindeki alt işvereninin ise muaccel hale gelmiş toplam 4.500,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

u durumda, söz konusu isteklinin ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde Kurumumuza olan borçlarının gerek işveren borçları gerekse işverenin alt işveren borçları açısından birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, isteklinin alt işvereni dışındaki borç toplamının 3.500,00 TL, alt işvereninin ise toplam borcunun 4.500,00 TL olması göz önüne alındığında, işveren ve alt işvereni birlikte değerlendirilmesi sonucunda borcun 8.000,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşması nedeniyle, kendisine borcu yoktur belgesi verilmeyecektir. İstekliye Türkiye genelinde 20/12/2024 tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 3: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeni ile işveren olan (C) Ltd. Şti.’nin, Balıkesir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 20/12/2024 tarihinde müracaat ederek ihale tarihi olarak belirttiği 19/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da, işverenin anılan Müdürlükte tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş anapara ve fer’ileri toplamı 2.750,00 TL, Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş anapara ve fer’ileri toplamı 2.000,00 TL olmak üzere, toplam muaccel hale gelmiş borç tutarının 4.750,00 TL olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu isteklinin ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde Kurumumuza olan borçlarının değerlendirilmesi sonucunda; işverenin borçları toplamının 4.750,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle, bu istekliye ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair örneği Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 4: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeni ile işveren olan (D) Ltd. Şti.’nin, 20/12/2024 tarihinde Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müracaat ederek, ihale tarihi olarak belirttiği 16/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, işverenin anılan Müdürlükte adına tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş borcunun olmadığı ancak alt işveren olduğu işyerinden dolayı Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne muaccel hale gelmiş toplam 8.750,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu işverenin kendisine ait işyerinden dolayı borcu olmamasına karşın, alt işveren olduğu işyerlerinden dolayı Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş borç tutarının 8.750,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşması nedeniyle, bu istekliye 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi verilmeyecektir. Bu durumda, söz konusu istekliye Türkiye genelinde 16/12/2024 tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 5: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeni ile işveren olan (E) AŞ’nin, Kırşehir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne 25/12/2024 tarihinde müracaat ederek, ihale tarihi olarak belirttiği 23/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, bu işverenin anılan Müdürlükte adına tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş ana para ve fer’ileri toplamı 900,00 TL sigorta prim borcu ve Kırıkkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne tescilli olan işyerinde ortaklıktan dolayı sorumluluğu kapsamındaki muaccel hale gelmiş borcun 6.000,00 TL olduğunu varsayalım.

Bu durumda, söz konusu işverenin Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla muaccel hale gelmiş borç toplamının 6.900,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşmış olması nedeniyle, istekli (E) AŞ’ye 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi verilmeyecektir. Bu durumda, söz konusu istekliye Türkiye genelinde 23/12/2024 tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

b) 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran tüzel kişiliği haiz işveren olması halinde;

5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanları çalıştırmalarından dolayı yukarıdaki (a) başlıklı bölümde sayılan borçlarından 5.000,00 TL’yi aşan tutarları ve 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanları çalıştırmalarından dolayı yasal ödeme süresi geçmiş prim, kesenek ve kurum karşılıkları ile bunların gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer fer’ilerinin 5.000,00 TL’yi aşan tutarları kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilecektir.

Hesaplamada işverenin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalıştırdığı sigortalılardan kaynaklanan borçlar ayrı ayrı değerlendirilecek olup, 5.000,00 TL ve bu tutarın altında borç olması halinde işverene Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 6: Kamu kurumu iken özelleştirilen ve Samsun’da faaliyette bulunan (X) AŞ’nin hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hem de 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştırdığı ve ihale tarihi olarak belirttiği 27/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve Samsun Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan dolayı muaccel hale gelmiş toplam 4.700,00 TL, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan dolayı da muaccel hale gelmiş toplam 5.750,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu isteklinin borçlarının 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi neticesinde;

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan doğan borçları toplamının 4.700,00 TL olması ve bu borcun 5.000,00 TL’yi aşmaması sebebiyle borcu yoktur belgesi verilebilecek ise de,

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılarından kaynaklanan borçlarının toplamının 5.750,00 TL olması ve bu borcun da 5.000,00 TL’yi aşmış olması nedeniyle bu istekliye borcu yoktur belgesi verilmeyecektir. Sonuç olarak, söz konusu istekliye Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 7: Trabzon ilinde bulunan (Y) Belediyesinin %60 hissesine sahip olduğu (J) AŞ işvereninin hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hem de 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı çalıştırdığını ve Kurumumuzdan 30/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini, Trabzon Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan borç sorgulaması sonucunda da, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan dolayı işverenin muaccel hale gelmiş toplam 3.000,00 TL, Balıkesir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde tescilli işyerindeki alt işvereninin ise muaccel hale gelmiş toplam 4.000,00 TL ve 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan dolayı da muaccel hale gelmiş toplam 2.250,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda; söz konusu isteklinin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan borçları ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan borçlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi neticesinde, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan prim borcunun ihale tarihi itibarıyla 5.000,00 TL’yi aşmamasına karşın, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılardan kaynaklanan 3.000,00 TL ve alt işverenin ise 4.000,00 TL olmak üzere toplamda 7.000,00 TL tutarında borç ihale tarihi itibarıyla 5.000,00 TL’yi aştığından, istekliye Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

c ) 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran gerçek kişiliği haiz işveren ve 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olması halinde;

5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılarından veya şirketin nev’ine göre sorumluluğu da dikkate alınarak üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu şirketin Kuruma yukarıda (a) başlıklı bölümde sayılan borçlarından 5.000,00 TL’yi aşan tutarları ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan prim borçları (Bu bölüm kapsamındaki ilgililer için sosyal güvenlik destek primi (SGDP) sorgulanmayacaktır. 6663 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığı yönünden 29/2/2016 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. 7143 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi 5’inci fıkrası ile var olan borçlar terkin edilmiştir.) ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları ile bunların gecikme cezası, gecikme zammı ve fer’ilerinin 5.000,00 TL’yi aşan tutarları kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilecektir.

Hesaplamada; işverenin, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştırması yönünden borçları veya şirketin nev’ine göre sorumluluğu da dikkate alınarak üst düzey yöneticilik ve ortaklıktan kaynaklı borçları ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları ayrı ayrı değerlendirilecektir. Söz konusu değerlendirmede, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları birlikte ele alınacaktır. Buna göre; işverenin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştırması yönünden borçları veya şirketin nev’ine göre sorumluluğu da dikkate alınarak üst düzey yöneticilik ve ortaklıktan kaynaklı borçlarının 5.000,00 TL ve altında olmasının yanı sıra 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçlarının (birlikte) 5.000,00 TL ve altında olması durumunda, işverene Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 8: Adana’da faaliyette bulunan gerçek kişi (F)’nin hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırdığı sigortalılardan dolayı işverenlik sıfatının bulunduğunu hem de 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve bu isteklinin Kurumumuzdan ihale tarihi olarak belirttiği 25/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini, Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırmış olduğu sigortalılar nedeniyle toplam 2.500,00 TL, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından ise toplam 4.500,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu isteklinin borç tutarlarının işverenliği ve kendi sigortalılığı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucunda;

– İşverenliğinden doğan borçlarının 2.500,00 TL olması ve bu tutarın 5.000,00 TL’yi aşmaması,

– Kendi sigortalılığından doğan borçlarının 4.500,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle, bu istekliye ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun olmadığını gösterir Ek-1’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 9: Gaziantep’te faaliyette bulunan gerçek kişi (H)’nin hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırdığı sigortalılardan dolayı işverenlik sıfatının bulunduğunu hem de kendisinin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve bu isteklinin Kurumumuzdan ihale tarihi olarak belirttiği 26/12/2024 itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve Gaziantep Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırdığı sigortalılardan kaynaklanan muaccel hale gelmiş toplam 3.600,00 TL, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından muaccel hale gelmiş toplam 1.000,00 TL ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalılığından muaccel hale gelmiş toplam 3.910,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda; söz konusu isteklinin borçlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi neticesinde, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması sebebiyle oluşan borcunun 5.000,00 TL’yi aşmaması ve yine 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından borcunun 1.000,00 TL, 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki borcunun 3.910,00 TL, (birlikte değerlendirilmesi neticesi) borç toplamının ise 4.910,00 TL olması ve bu tutarın da 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle istekliye Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun olmadığını gösterir Ek-1’de yer alan belge verilecektir.

ç) 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılığı olan gerçek kişi olması durumunda;

5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılmasından veya sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğünden doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası borçlarının gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer fer’ilerinden 5.000,00 TL’yi aşan tutarları ile gerek üst düzey yöneticisi olduğu gerekse ortağı olduğu işveren şirketin Kuruma olan prim, (5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki ilgililer için SGDP sorgulanmayacaktır. 6663 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığı yönünden 29/2/2016 tarihinden itibaren kaldırılmıştır. 7143 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi beşinci fıkrası ile var olan borçlar terkin edilmiştir.) işsizlik sigortası primi ile bunlara ait gecikme cezası, gecikme zamları ve diğer fer’ilerine ilişkin borçlarından şirketin nev’ini dikkate alınarak sorumlu olduğu tutarların 5.000,00 TL’yi aşan tutarları kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak kabul edilecektir.

Hesaplamada; isteklilerin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları ile üst düzey yöneticisi ve/veya ortağı olduğu işveren şirketin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıların çalıştırılması yönünden şirketin nevisi dikkate alınarak sorumlu olduğu borçları ayrı ayrı değerlendirilecektir. Söz konusu değerlendirmede, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçları birlikte ele alınacaktır. Buna göre; isteklinin üst düzey yöneticisi veya ortağı olduğu işveren şirketin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıların çalıştırılması yönünden şirketin nevisi dikkate alınarak sorumlu olduğu borçlarının 5.000,00 TL ve altında olmasının yanı sıra 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan borçları ve 5510 sayılı Kanun’un 60’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortası prim borçlarının (birlikte) 5.000,00 TL ve altında olması durumunda, istekliye Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Bu durumdaki isteklilerin, Kurumumuza ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borçlarının olup olmadığının tespitinde hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığından doğan sigorta primi ve fer’ilerinden oluşan borçları hem de üst düzey yöneticisi ve/veya ortağı olduğu işveren şirketin nevisi dikkate alınarak sorumlu olduğu sigorta primi, sosyal güvenlik destek primi, işsizlik sigortası primi ile bunlara ait gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer fer’ilerine ilişkin borçlarının olup olmadığı sorgulanacaktır.

Örnek 10: (K) gerçek kişisinin hem (Z) AŞ’de yönetim kurulu üyesi ve ortaklık sıfatının bulunduğunu ve bu şirketin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırdığını hem de bu şirkette yönetim kurulu üyesi ve ortak olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve (K) gerçek kişisi olarak Kurumumuzdan ihale tarihi olarak belirttiği 24/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini, Sinop Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da, (Z) AŞ firmasının borçlarından kaynaklanan (K) gerçek kişisinin üst düzey yönetici olarak 2.850,00 TL’den sorumlu olduğu, ayrıca 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından ise 7.297,00 TL borcu olduğunu varsayalım.

Bu durumda, (K) gerçek kişisinin borçlarının şirket ortaklığı ve üst düzey yöneticiliği ile kendi sigortalılığı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi neticesinde;

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan kaynaklanan borçlardan dolayı üst düzey yönetici olarak sorumlu olduğu tutarın 2.850,00 TL olması ve bu borcun 5.000,00 TL’yi aşmamasına rağmen,

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından doğan borçlarının 7.297,00 TL olması ve bu borcun da 5.000,00 TL’yi aşması nedeniyle bu istekliye borcu yoktur belgesi verilmeyecektir. Bu durumda, söz konusu istekliye Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 11: (S) gerçek kişisinin hem (N) Ltd. Şti.’de sadece ortaklık sıfatının bulunduğunu (ortaklarca şirket müdürü olarak (M) kişisine yetki verilmiştir) hem de bu şirketin 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırdığını, (S)’nin, bu şirkette ortak olması nedeniyle 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve Aksaray Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden ihale tarihi olarak belirttiği 31/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini, Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da (N) Ltd. Şti.’nin borçlarından ortak olarak 31/12/2024 tarihi itibarıyla sorumluluk kapsamındaki tutarın 2.250,00 TL olduğunu, ayrıca 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında kendi sigortalılığından da 4.850,00 TL borcu olduğunu varsayalım.

Bu durumda, (S) gerçek kişisinin borçlarının, şirketin işverenliği ve şirket ortaklığından dolayı 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığı yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucunda;

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılardan doğan borçlardan dolayı sorumlu olduğu tutarın 2.250,00 TL olması ve bu borcun 5.000,00 TL’yi aşmaması,

– 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki kendi sigortalılığından kaynaklanan borçlarının 4.850,00 TL olması ve bu borcun da 5.000,00 TL’yi aşmaması sebebiyle, istekliye 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesine göre Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun olmadığını gösterir Ek-1’de yer alan belge verilecektir.

2-“II. 4734 SAYILI KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE VERİLECEK BORCU YOKTUR BELGELERİ” başlıklı kısmında yer alan “2 – Kapsama Girmeyen Borç Türleri” başlıklı bölümünde yer alan örnekler aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Örnek 1: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırması nedeniyle işveren olan (K) AŞ’nin, 20/12/2024 tarihinde Muğla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müracaat ederek, ihale tarihi olarak belirttiği 20/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, bu işverenin anılan Müdürlükte adına tescilli işyerinden dolayı muaccel hale gelmiş 2022 yılı Aralık ayı ve önceki aylara ilişkin toplam 255.500,00 TL borcunun olduğunu, bu borcunu 7440 sayılı Kanun’a göre yapılandırdığını, 7440 sayılı Kanun’dan doğan taksit ödeme yükümlülüklerini düzenli olarak (herhangi bir aksatma/ihlal yapmadan) yerine getirdiğini ve başkaca da borcunun bulunmadığının tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda isteklinin, 255.500,00 TL borcu olmasına karşın borcunu, 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırdığı ve yapılandırmaya ilişkin ödeme yükümlüklerini düzenli olarak yerine getirmiş olması nedeniyle söz konusu borcun kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun hesaplamasında dikkate alınmayacağından, kendisine 20/12/2024 ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 2: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işveren (A) Ltd. Şti.’nin, 23/12/2024 tarihinde Artvin Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müracaat ederek, ihale tarihi olarak belirttiği 20/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, bu işverenin anılan Müdürlükte adına tescilli işyerinden muaccel hale gelmiş 2022/4,5,7 ve 8’inci aylardan kaynaklanan toplam 70.500,00 TL borcunu 7440 sayılı Kanun’a göre yapılandırdığını ve 7440 sayılı Kanun’dan doğan yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirdiğini, ayrıca Kayseri Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde kendisine ait işyerinden muaccel hale gelmiş 2024/8’inci ayından kaynaklanan toplamda 28.550,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda isteklinin, borçları toplamının 99.050,00 TL olmasına karşın, borcunun 70.500,00 TL’sini 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırması ve yapılandırmaya ilişkin ödeme yükümlüklerini düzenli olarak yerine getirmiş olması nedeniyle yeniden yapılandırmaya konu olan 70.500,00 TL tutarındaki borcu kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun hesaplamasında dikkate alınmayacaktır. Diğer taraftan, ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelindeki 28.550,00 TL borcunun olması ve bu borcun da 5.000,00 TL’yi aşması nedeniyle 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesine göre Türkiye genelinde ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu miktarını belirtir Ek-2’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 3: Tüzel kişiliği haiz ve sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında işveren olan (M) Ltd. Şti.’nin İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müracaat ederek ihale tarihi olarak belirttiği 23/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini ve adı geçen ünitemizce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da işverenin anılan Müdürlükte tescilli işyerinden dolayı 2022/8,9,10 ve 11’inci aylardan kaynaklanan 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırılan ve ödeme yükümlükleri düzenli olarak yerine getirilmiş olan yapılandırmaya konu toplam 135.750,00 TL borcu olduğu, ayrıca Adana Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğündeki işyerinden dolayı 2024/7’nci ayından kaynaklanan muaccel hale gelmiş toplam 3.000,00 TL borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu isteklinin ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde Kurumumuza olan borçlarının değerlendirilmesi sonucunda; borç tutarının 138.750,00 TL olmasına karşın, borcunun 135.750,00 TL’sini 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırdığı, yapılandırmaya ilişkin ödeme yükümlüklerinin düzenli olarak yerine getirilmiş olması nedeniyle yeniden yapılandırmaya konu olan 135.750,00 TL tutarındaki borç, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun hesaplamasında dikkate alınmayacaktır. Diğer taraftan, ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelindeki 3.000,00 TL tutarındaki borcun ise 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle, istekliye ihale tarihi itibarıyla Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair Ek-1’de yer alan borcu yoktur belgesi verilecektir.

Örnek 4: Edirne’de faaliyette bulunan gerçek kişiliği haiz (F)’in, hem 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran işveren hem de kendi sigortalılığından 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve bu isteklinin Kurumumuzdan ihale tarihi olarak belirttiği 25/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca borcu yoktur belgesi talep ettiğini, Edirne Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünce Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda da 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırdığı sigortalılardan dolayı muaccel hale gelmiş toplam 52.500,00 TL borcunun olduğu ve bu borcun ödenmesi hususunda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödeme emri tebliğ edildiği, ancak (F) tarafından bu ödeme emrine karşı iptal davası açıldığı ve ihale tarihinden önce Edirne 1. İş Mahkemesince icra takibinin durdurulması kararının verildiği, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında kendi sigortalılığından ise muaccel hale gelmiş toplam 4.500,00 TL tutarında borcu olduğunun tespit edildiğini varsayalım.

Bu durumda, söz konusu isteklinin borç tutarlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucunda; 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırmasından oluşan borç toplamının 52.500,00 TL olmasına ve bu tutarın 5.000,00 TL’yi aşmasına rağmen, 6183 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde cebren tahsili yolunda tesis edilen işlemlere karşı dava sürecinde veya sonucunda takip ve tahsili durduracak geçici veya nihai bir karar bulunduğundan söz konusu borçlar kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun hesaplamasında dikkate alınmayacak, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılığından doğan borçları toplamının 4.500,00 TL olması ve bu borcun da 5.000,00 TL’yi aşmaması sebebiyle, istekliye, 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi uyarınca 25/12/2024 tarihi itibarıyla Türkiye genelinde sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair Ek-1’de yer alan belge verilecektir.

Örnek 5: (Ş) gerçek kişisinin, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran herhangi bir şirketin üst düzey yöneticisi veya ortağı olmadığını, sadece 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olduğunu ve Aydın Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünden 23/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca Türkiye genelinde kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun bulunmadığına ilişkin belge talep ettiğini, anılan Ünitemizce de Türkiye genelinde yapılan sorgulama sonucunda, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılığından doğan sadece 2021/6,7,8 ve 9’uncu aylardan kaynaklanan muaccel hale gelmiş toplam 80.850,00 TL tutarında borcu olduğunu ve söz konusu borcun 7440 sayılı Kanun’a göre yapılandırıldığını ve 7440 sayılı Kanun’dan doğan yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirdiğini varsayalım.

Bu durumda isteklinin, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılığından doğan borç toplamının 80.850,00 TL olmasına karşın, borcunu, 7440 sayılı Kanun uyarınca yapılandırmış olması ve 7440 sayılı Kanun’dan doğan yükümlülüklerini düzenli olarak yerine getirmesi nedeniyle söz konusu borçlar, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun hesaplamasında dikkate alınmayacağından, bu istekliye, 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi uyarınca 23/12/2024 tarihi itibarıyla Türkiye genelinde sosyal güvenlik prim borcu olmadığına dair Ek-1’de yer alan belge verilecektir.”

3-“II. 4734 SAYILI KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE VERİLECEK BORCU YOKTUR BELGELERİ” başlıklı kısmında yer alan “3-Borçların Dönemi” başlıklı bölümünün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiş ve aynı bölümde yer alan Örnek 3 aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Diğer taraftan, ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına ilişkin ihaleyi yapan 4734 sayılı Kanun kapsamındaki kurum ve kuruluşlara taahhüt veren veya ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmadığına ilişkin borcu yoktur belgesi sunan isteklilerden sözleşme aşamasında ilgili idareler tarafından borcu yoktur belgesi talep edilebilmektedir. Bu kapsamda; ihale tarihi itibarıyla kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olmayan ihale üzerinde kalan isteklilerin, ihale tarihi ile sözleşme imza tarihi arasında geçen sürede istekli adına ihale tarihinden önceki bir tarihe ilişkin olmak üzere tahakkuk eden bu Genelgenin “1- Kapsama Giren Borç Türleri ve Tutarı” başlıklı bölümü açısından kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu olarak değerlendirilen borçlarını sözleşme imzalama tarihine kadar ödemeleri halinde, ihale üzerinde kalan isteklilere ihale tarihi itibarıyla borcu yoktur belgesi verilebilecektir.”

Örnek 3: (C) Anonim Şirketinin 25.000,00 TL tutarındaki sigorta prim borcunu 7440 sayılı Kanun’a istinaden taksitlendirmek üzere 25/5/2023 tarihinde işyerinin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik Merkezine müracaat ettiğini, 1.270,00 TL’lik taksitlerle 36 taksit ile ödemeyi tercih ettiğini, Eylül ve Ekim/2024 dönemlerine ait taksitleri ödemediğini, 26/12/2024 tarihinde Kuruma başvurarak 23/12/2024 tarihi itibarıyla 4734 sayılı Kanun’un 10’uncu maddesi hükmü uyarınca kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcunun bulunmadığına ilişkin belgenin verilmesini talep ettiğini varsayalım. (C) Anonim Şirketinin 7440 sayılı Kanun’a istinaden yapılandırması bozulmamış olması ve 23/12/2024 tarihi itibarıyla ödeme vadesi geçmiş taksitlerinin belirlenen geç ödeme zammı ile birlikte hesaplanacak tutarının 5.000,00 TL’yi aşmaması nedeniyle, anılan işverene örneği Ek-1’de yer alan kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu yoktur belgesi verilecektir.”

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Dr. Raci KAYA

Kurum Başkanı




Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 578)

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32769 Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: Amaç ve konu MADDE 1- (1) 213 sayılı Vergi…

 

 

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 578)

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32769

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

Amaç ve konu

MADDE 1- (1) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 413 üncü maddesinin Hazine ve Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden, Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve mezkûr Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; söz konusu 5 inci madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında katılma payı ödenmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesi bu Tebliğin amaç ve konusunu oluşturmaktadır.

Yasal mevzuat ve dayanak

MADDE 2- (1) 213 sayılı Kanunun;

– 5 inci maddesinde, “Aşağıda yazılı kimseler görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamazlar;

  1. Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar;
  2. Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar;
  3. Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler;
  4. Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler.

Bu yasak, yukarıda yazılı kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar dahi devam eder.

Ancak, vergi güvenliğini sağlamak amacıyla Gelir Vergisi mükelleflerinin yıllık Gelir Vergisi, sermaye şirketlerinin Kurumlar Vergisi beyannamelerinde gösterdikleri matrahları (zarar dahil) ve beyanları üzerinden tarh olunan Gelir ve Kurumlar Vergileri ile mükelleflerin ad ve unvanları, bağlı oldukları vergi dairelerince beyannamelerin verildiği yıl içinde dairenin münasip yerlerine asılacak cetvellerle ilan olunur. Mükellefin bağlı bulunduğu teşekkül varsa, bu ilan orada da yapılır.

Gelir Vergisi mükellefleri (Kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı almak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığınca belli edilir.

Kamu kurum ve kuruluşları tarafından ilgili kanunları uyarınca mükelleflerden talep edilebilen, kurum ve kuruluşların görevleriyle doğrudan ilgili ve görevlerinin ifası için zorunluluk ve süreklilik arz eden bilgilerin, bu kurum ve kuruluşlara verilmesi vergi mahremiyetinin ihlali sayılmaz. Bu durumda, kendilerine bilgi verilenler, bu maddede yazılı yasaklara uymak zorunda olup, bu bilgilerin muhafazasını sağlamaya yönelik tedbirleri almakla yükümlüdürler. Maliye Bakanlığı, bu fıkra uyarınca verilecek bilgilerin kapsamı ile bilgi paylaşımına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.

….”,

– Mükerrer 242 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının son paragrafında, “Maliye Bakanlığı; … bu Kanun kapsamına giren işlemlerde elektronik imza kullanım usul ve esaslarını düzenlemeye ve denetlemeye yetkilidir. …”,

– Mükerrer 257 nci maddesinde, “Maliye Bakanlığı;

….

  1. Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanılmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesine, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye, standart belirlemeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler ile bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluk veya standartları beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler veya bilgi ve işlem çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ya da belirlemeye, … bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelere ilişkin yapılan işlemlerin sonuçlarını internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve bunların uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye,

….

Yetkilidir.”,

– 362 nci maddesinde, “Bu Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.”,

– Mükerrer 413 üncü maddesinde, “Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinde yer alan ve bu Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına 25 kuruştan az olmamak üzere katılma payı alınır. Katılma payının tutarı, sorgulanan veya dönen verinin sayısı, boyutu ve kapsamı, verinin sorgulama dışında toplu olarak paylaşılması durumunda paylaşılan verinin sayısı, boyutu, kapsamı ve mükellef sayısı ayrı ayrı veya birlikte dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenebilir. Bakanlık, kanunları gereğince mükelleflerden alabilecekleri bilgileri Başkanlık sistemlerinden alan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarından, paylaşılan verinin türü ve paylaşılma şeklini de dikkate alarak katılma payı almamaya veya daha düşük tutarlı almaya yetkilidir. Katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır. Ödenecek katılma payı tutarının belirlenmesine esas olan sorgu, dönen kayıt veya toplu olarak paylaşılan veri miktarının belirlenmesinde Gelir İdaresi Başkanlığı kayıtları esas alınır.

Katılma payları, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanır ve üç aylık dönemi takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlara bildirilir. Katılma payları bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimine ödenir.

Süresinde ödeme yapmayanlarla ödeme yapılıncaya kadar bilgi paylaşımı yapılmaz. Süresinde ödenmeyen katılma payları gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi dairelerince takip ve tahsil edilir.

Bu maddenin uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

hükümlerine yer verilmiştir.

(2) 27/5/2011 tarihli ve 27946 sayılı Resmî Gazate’de yayımlanan 408 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin;

– “2.2. Vergi Levhalarında Bulunacak Bilgiler” başlıklı bölümünde, “Mükellefin;

a) Adı ve soyadı,

b) Ticaret unvanı,

c) İş yeri adresi,

ç) Vergi kimlik numarası,

d) Bağlı bulunduğu vergi dairesi,

e) Vergi türü,

f) İşe başlama tarihi,

g) Ana faaliyet kodu ve faaliyet türü,

h) Faaliyet durumu (faal, terk, tasfiye halinde),

ı) Beyan edilen son üç yıla ait matrahlar ve bu matrahların ait olduğu takvim yılı için tahakkuk eden vergiler,

i) Gelir İdaresi Başkanlığı bilgi işlem sistemi tarafından üretilecek onay kodu.

Vergi levhasının muhtevası (Ek:1) de gösterilmiştir.”,

– “4.1. Vergi Kimlik Numarası Doğrulama Hizmeti” başlıklı bölümünde, “Maliye Bakanlığı, özel/kamu kurum ve kuruluşlarına bilgi paylaşım servisleri aracılığıyla vergi kimlik numarası doğrulama hizmeti sunabilir. Bu hizmet ile fatura düzenleme veya diğer işlemlerinde muhataplarının vergi kimlik numarasına ihtiyaç duyan kurum ve kuruluşlar, sorgulama yapılan mükellefin vergi kimlik numarası veya T.C. kimlik numarası anahtar alan olmak kaydıyla sorgulanan mükellefin, vergi kimlik numarasının doğruluğunu, faal mükellef olup olmadığını ve unvanını sorgulayabileceklerdir.”,

– “4.2. Vergi Levhası Doğrulama Hizmeti” başlıklı bölümünde ise, “Özel/kamu kurum ve kuruluşları, bu hizmeti kullanarak kendilerine sunulan vergi levhasının onay kodu ile vergi levhasının doğruluğunu ve güncelliğini sorgulayabilirler.

….

Maliye Bakanlığı, uygun gördüğü özel/kamu kurum ve kuruluşlarına bu hizmeti vergi kimlik numarası veya T.C. kimlik numarası anahtar alan olmak üzere kullandırabilir.”,

ifadeleri yer almaktadır.

Tanımlar ve kısaltmalar

MADDE 3- (1) Bu Tebliğde geçen;

a) 213 sayılı Kanun: 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununu,

b) Bakanlık: Hazine ve Maliye Bakanlığını,

c) Başkanlık: Gelir İdaresi Başkanlığını,

ç) Girdi verisi: Servis yolu ile veri seti üzerinde yapılan her bir sorgu için kullanılan girdi parametresi veya parametrelerinden oluşan veri kümesini,

d) Veri seti: Servis üzerinden sorgulamanın yapıldığı kaynak verileri,

e) Veriye erişim servisleri: Veriye doğrudan veya referans değerleri kullanılarak erişim için kullanılan servisleri,

ifade eder.

Katılma payı alınabilecek bilgiler

MADDE 4- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 413 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince, Başkanlık sistemlerinde yer alan ve mezkûr Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında katılma payı alınacaktır.

(2) 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesindeki hükümler ile 408 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğindeki düzenlemeler kapsamında vergi mahremiyeti kapsamında yer almayan bilgiler ile vergi mahremiyeti kapsamında yer almakla birlikte kişilerin paylaşılmasına rıza gösterdikleri/muvafakat ettikleri bilgiler paylaşıma konu edilebilecektir.

(3) Kişilerin bilgi paylaşımına ilişkin rızaları/muvafakatları ıslak imzalı, elektronik imzalı, elektronik mühürlü olarak veya Dijital Vergi Dairesi üzerinden ya da 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile bu Kanunla ilgili mevzuatta belirlenen usul ve esaslara göre alınabilecektir.

Katılma payı alınma esasları

MADDE 5- (1) Başkanlık sistemlerinde yer alan ve 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına katılma payı alınır.

(2) Katılma payı; sorgu ile yapılan paylaşımlarda sorgu veya dönen verinin içeriği, toplu olarak yapılan paylaşımlarda paylaşılan verinin içeriği ve paylaşıma konu edilen mükellef sayısı göz önünde bulundurularak belirlenir.

Katılma payı tutarı

MADDE 6- (1) Başkanlık sistemlerinde yer alan ve 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin; anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında, veriye erişim servisleri üzerinden vergi kimlik numarası ya da T.C. kimlik numarası ile yapılan sorgu başına ekte yer alan tabloda (Ek:1) gösterilen tutarda katılma payı alınır.

(2) Hukuki koşulların sağlanması ve gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması suretiyle toplu olarak yapılabilecek bilgi paylaşımlarında, paylaşılan bilginin türü dikkate alınarak bilgisi paylaşılan kişi başına (Ek:1)’de yer alan tutarda katılma payı alınır.

(3) Kanunları gereğince mükelleflerden alabilecekleri bilgileri Başkanlık sistemlerinden alabilecek olan, ticari amaç gütmeyen ve kamusal vazife gören kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarıyla, ticari amaç olmaksızın üyelerinin mesleki müşterek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapılan bilgi paylaşımlarından, 3,5 kuruştan az olmamak üzere, (Ek:1)’de yer alan tutarların onda biri oranında katılma payı alınır.

(4) Ödenecek katılma payı tutarının belirlenmesine esas olan sorgu, dönen kayıt veya toplu olarak paylaşılan veri miktarının belirlenmesinde Başkanlık kayıtları esas alınır.

(5) Bu maddede belirlenen katılma payları, yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak, 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılır.

Katılma payının hesaplanması ve bildirilmesi

MADDE 7- (1) Katılma payları, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla Başkanlık tarafından paylaşılan veriler üzerinden hesaplanır ve üç aylık dönemi takip eden ayın sonuna kadar veri paylaşılanlardan 213 sayılı Kanunun 107/A maddesi kapsamında elektronik tebligat adresi bulunanlara elektronik ortamda, diğerlerine ise iadeli taahhütlü mektupla tebliğ edilmek suretiyle bildirilir.

(2) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarıyla mesleki müşterek ihtiyaçların karşılanması amacı dışındaki amaçlarla yapılan paylaşımlara ilişkin katılma payları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının talebine istinaden, bunlar tarafından ödenmek üzere bu kuruluşlara bildirilebilir.

(3) İlgililerine yapılan tebligatı müteakip söz konusu katılma payları ile tebliğ tarihleri Bakanlık merkez muhasebe birimine gönderilir.

Ödeme

MADDE 8- (1) Katılma payları bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimine ödenir.

(2) Süresi içerisinde ödeme yapmayanlara yeniden bir bildirimde bulunulmaz. Bakanlık merkez muhasebe birimi, süresi içinde ödeme yapmayanların listesini, katılma payının vadesini takip eden 5 iş günü içerisinde, bilgi paylaşımının durdurulması amacıyla Başkanlığa bildirir.

(3) Bilgi paylaşımı durdurulan kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerin bilgi paylaşımının durdurulduğu tarihe kadar ayrıca hesaplanan katılma payları, Başkanlık tarafından ilgililerine ve Bakanlık merkez muhasebe birimine bildirilir. Bu şekilde bildirilen tutarlar bildirimin yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.

(4) Süresinde ödenmeyen katılma payı tutarları ve vade tarihleri, katılma payının vadesini takip eden 5 iş günü içerisinde, Bakanlık merkez muhasebe birimi tarafından, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsili için ilgililerin bağlı olduğu vergi dairesine gönderilir.

Diğer hususlar

MADDE 9- (1) Bu Tebliğ uyarınca, Başkanlık sistemlerinde yer alan ve 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında üçüncü kişilerle paylaşılabilecek bilgilerin, anılan madde hükümleri çerçevesinde genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişiler ile paylaşılması durumunda, söz konusu kurum, kuruluş ve tüzel kişiler ile bunların çalışan ve görevlileri, bu görevlerinden ayrılsalar dahi, 213 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde yazılı yasaklara uymak zorundadır. Bu kapsamda bahse konu bilgileri öğrenenler bu bilgileri ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamazlar. 213 sayılı Kanunun 362 nci maddesi gereğince mezkûr Kanunda yazılı vergi mahremiyetine uymaya mecbur olan kimselerden bu mahremiyeti ihlal edenler, Türk Ceza Kanununun 239 uncu maddesi hükümlerine göre cezalandırılır.

(2) Katılma payı ödemekle yükümlü kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişilerin katılma payına dava açmaları tahsilâtı durdurmaz.

(3) Tebliğin 6 ncı maddesi gereğince yeniden belirlenecek katılma payı tutarları ile yeni bir belirleme yapılmadığı sürece, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak, 213 sayılı Kanunun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılan katılma payı tutarları Başkanlığın resmi internet sitesinde (www.gib.gov.tr) yayımlanır.

(4) Tebliğin 8 inci maddesi gereğince katılma payı ödememeleri nedeniyle bilgi paylaşımı durdurulan kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerin borçlarını tamamen ödediklerini belgeleyip Başkanlığa başvurmaları halinde, bilgi paylaşımından yararlanmaya devam edip etmeyeceklerine Başkanlık karar verir.

Yürürlük

MADDE 10- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 11- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Eki için tıklayınız.




Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No: 92) Değerli Kağıtlar – 2025 Yılı

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32769 Hazine ve Maliye Bakanlığından: Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 21/2/1963 tarihli ve 21…

 

 

Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No: 92) Değerli Kağıtlar – 2025 Yılı

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32769

Hazine ve Maliye Bakanlığından:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 21/2/1963 tarihli ve 210 sayılı Değerli Kağıtlar Kanununa ekli Değerli Kağıtlar Tablosunda yer alan değerli kağıtların 2025 yılında uygulanacak satış bedellerini tespit etmektir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tebliğ, 210 sayılı Kanunun 1 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Değerli kağıt bedelleri

MADDE 3- (1) 210 sayılı Kanuna ekli Değerli Kağıtlar Tablosunda yer alan değerli kağıtların bedelleri aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

Değerli Kağıdın Cinsi                                                                                      Bedel (TL)

1 – Noter kağıtları:

a) Noter kağıdı                                                                                                           125,00

b) Beyanname                                                                                                            125,00

c) Protesto, vekaletname, resen senet                                                                         250,00

2 – (Mülga: 30/12/2004-5281/14 md)

3 – Pasaportlar                                                                                                       1135,00

4 – İkamet İzni (Değişik:28/7/2016-6735/27 md.)                                                 810,00

5 – (Mülga: 30/12/2004-5281/14 md.)

6 – (Değişik: 14/1/2016-6661/3 md.)

a) Kanuni bildirim süresi dışında                                                                          185,00

doğum nedeniyle düzenlenen

Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı

b) Değiştirme nedeniyle düzenlenen                                                                      185,00

Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı

c) Kayıp nedeniyle düzenlenen                                                                               370,00

Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı

7 – Aile cüzdanları                                                                                                 1010,00

8 – (Mülga: 30/12/2004-5281/14 md.)

9 – Sürücü belgeleri                                                                                               1420,00

10 – Sürücü çalışma belgeleri (karneleri)                                                             1420,00

11 – (Mülga: 2/1/2017-KHK-680/35 md.; Aynen kabul:

1/2/2018-7072/34 md.)

12 – Motorlu araç tescil belgesi                                                                             1270,00

13 – İş makinesi tescil belgesi                                                                                1060,00

 
14 – Banka çekleri (Her bir çek yaprağı)                                                                 80,00

15 – Mavi Kart (Ek: 9/5/2012-6304/9 md.)                                                            185,00

16 – Yabancı çalışma izni belgesi                                                                            810,00

(Ek: 28/7/2016-6735/27 md.)

17 –  Çalışma izni muafiyeti belgesi                                                                        810,00

(Ek: 28/7/2016-6735/27 md.)

(2) Birinci fıkrada yer alan tabloda belirtilen değerli kağıtlar, muhasebe birimleri, yetkili memurlar, noterler ve noterlik görevini yapan memurlar ile bankalar tarafından yeni bedelleri üzerinden satılır.

(3) Muhasebe birimleri ve yetkili memurlarda mevcut değerli kağıtların yeniden değerlendirilmesi ve muhasebeleştirilmesi işlemleri 27/12/2014 tarihli ve 29218 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği hükümlerine göre yürütülür.

(4) Yurtdışı temsilcilikler tarafından satılan değerli kağıtların bedellerinin yabancı para cinsinden tahsilinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından 2024 yılının son iş günü saat 15.30’da belirlenen gösterge niteliğindeki efektif alış kurları esas alınır ve bu hesaplamada ortaya çıkan ondalık küsuratlar tama iblağ edilir.

Yürürlükten kaldırılan tebliğ

MADDE 4- (1) 28/12/2023 tarihli ve 32413 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliği (Sıra No: 86) Değerli Kağıtlar yürürlükten kaldırılmıştır.

Yürürlük

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 6- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 6)

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32769 Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığından: MADDE 1- 13/12/2011 tarihli ve 28141 sayılı Resm… 

 

 

Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 6)

31 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32769

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığından:

MADDE 1- 13/12/2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği (Sıra No: 1)’nin “2. Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı bölümünde yer alan “Açılış Onayı” ve “Kapanış Onayı” tanımları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Açılış Onayı: Hesap döneminin ilk ayına (envanter defteri için ilk gününe) ilişkin olarak alınan elektronik defter beratını,”

“Kapanış Onayı: Hesap döneminin son ayına (envanter defteri için son gününe) ilişkin olarak alınan elektronik defter beratını,”

MADDE 2- Aynı Tebliğin 3.2.1. numaralı fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “mükellefler.” ibaresi “mükellefler (Vergi Usul Kanununun 172 ve 173 üncü maddeleri gereğince defter tutmakla yükümlü olan dernek ve vakıfların iktisadi işletmelerinden bilanço esasına göre defter tutanların e-Defter uygulamasına dâhil olmaları zorunludur. Diğer taraftan, söz konusu maddeler kapsamında defter tutma yükümlülüğü bulunmayan dernek, vakıf, sendika, oda, birlik, federasyon, konfederasyon gibi mükellefler ile kurumlar vergisinden muaf olan kooperatifler ve iflas kararının devamı müddetince iflas halinde olan mükelleflerin e-Defter uygulamasına dahil olma zorunluluğu bulunmamaktadır.).” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3- Aynı Tebliğin 3.2.6. numaralı fıkrasına aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Söz konusu mükellefler, edefter.gov.tr adresinde format ve standardı belirlenen defterlerden envanter defterini ihtiyari bir şekilde e-Defter olarak tutabilirler. Başkanlık faaliyet konusu, mükellefiyet süresi, vergi, şirket veya mükellefiyet türü, aktif büyüklüğü, öz sermaye büyüklüğü, brüt satış hasılatı ve sektör gibi kriterleri ayrı ayrı veya birlikte dikkate alarak edefter.gov.tr adresinde yayımlanacak duyuru ile envanter defterinin e-Defter olarak tutulmasına ilişkin zorunluluk getirmeye yetkilidir.”

MADDE 4- Aynı Tebliğin 4.1.1. numaralı fıkrasının (a) ve (b) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Gerçek kişi mükelleflerin Nitelikli Elektronik Sertifika (NES) veya Mali Mühür ya da Dijital Vergi Dairesi veya e-Devlet Kapısı şifresi temin etmiş olmaları.

b) Tüzel kişi mükelleflerin Mali Mühür ya da Dijital Vergi Dairesi veya e-Devlet Kapısı şifresi temin etmiş olmaları.”

MADDE 5- Aynı Tebliğin 4.3.1. numaralı fıkrasında yer alan “aylık dönemler” ibaresinden sonra gelmek üzere “(envanter defteri için hesap dönemi)” ibaresi, “olmaları gereken” ibaresinden sonra gelmek üzere “(envanter defteri için dahil oldukları)” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 6- Aynı Tebliğin 4.3.4. numaralı fıkrasında yer alan tablodan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Uygulamadan yararlananlar tarafından hesap dönemi (özel hesap dönemi dahil) bazında oluşturulacak envanter defterine ilişkin olarak;

a) Açılış onayı yerine geçen hesap döneminin ilk gününe ait e-Defter ve berat dosyalarının gelir vergisi mükelleflerinde hesap döneminin ilk ayını takip eden dördüncü ayın 10 uncu günü sonuna kadar, diğer mükelleflerde hesap döneminin ilk ayını takip eden dördüncü ayın 14 üncü günü sonuna kadar,

b) Kapanış onayı yerine geçen hesap döneminin son gününe ait e-Defter ve berat dosyalarının gelir vergisi mükelleflerinde gelir vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 10 uncu günü sonuna kadar, diğer mükelleflerde kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği ayı takip eden ayın 14 üncü günü sonu kadar,

oluşturulması, NES veya Mali Mühürle zaman damgalı imzalanması/onaylanması ve bu defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulamasına yüklenmesi suretiyle berat dosyalarının Başkanlıkça onaylı halinin alınması zorunludur.”

MADDE 7- Aynı Tebliğin 4.3.8. numaralı fıkrasında yer alan “imzalanması ve bu beratların” ibaresi “imzalanması ve e-Defter ve berat dosyalarının” şeklinde ve “e-Defter berat” ibaresi “e-Defter ve berat” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 8- Aynı Tebliğin 7.7. numaralı fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Bu Tebliğin, envanter defterine münhasır olmak üzere öngörülen düzenlemelerine aykırı olmayan diğer düzenlemeleri envanter defteri için de geçerlidir.”

MADDE 9- Bu Tebliğin;

a) 1 inci, 2 nci, 3 üncü, 5 inci, 6 ncı ve 8 inci maddeleri 1/1/2025 tarihinde,

b) 4 üncü maddesi 12/11/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

c) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 10- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı ile Ticaret Bakanı birlikte yürütür.




Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 577) – 2025 Yılı

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer) Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: Amaç MADDE 1- (1) Bu T…

 

 

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 577) – 2025 Yılı

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer)

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

Amaç

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104, mükerrer 115, 153/A, 177, 232, 252, mükerrer 257, 313, 323, 343, 352 (Kanuna Bağlı 1 Sayılı Cetvel), 353, 353 (Kanuna Bağlı 2 Sayılı Cetvel), 355, mükerrer 355, 370, Ek 1, Ek 11 ve mükerrer 413 üncü maddelerinde yer alıp 2024 yılında uygulanan had ve tutarların yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle 1/1/2025 tarihi itibarıyla uygulanacak had ve tutarların belirlenmesine ilişkin hususların açıklanmasıdır.

Yasal düzenlemeler

MADDE 2- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 414 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bu Kanunda yer alan maktu hadler ile asgari ve azami miktarları belirtilmiş olan para ile ödenecek ceza miktarları, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak bu Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan maktu had ve miktarların yüzde beşini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı, bu suretle tespit edilen had ve miktarları yarısına kadar artırmaya veya indirmeye, nispi hadleri ise iki katına kadar artırmaya veya yarısına kadar indirmeye veya tekrar kanuni seviyesine getirmeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

Yeniden değerleme oranında artırılan had ve tutarlar

MADDE 3- (1) 213 sayılı Kanunun mükerrer 414 üncü maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 104, mükerrer 115, 153/A, 177, 232, 252, mükerrer 257, 313, 323, 343, 352 (Kanuna Bağlı 1 Sayılı Cetvel), 353, 353 (Kanuna Bağlı 2 Sayılı Cetvel), 355, mükerrer 355, 370, Ek 1, Ek 11 ve mükerrer 413 üncü maddelerinde yer alıp 2024 yılında uygulanan had ve tutarların, 2024 yılı için % 43,93 (kırküç virgül doksanüç) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenen ve 1/1/2025 tarihinden itibaren uygulanacak olan had ve tutarlar ekli listede gösterilmiştir.

Yürürlük

MADDE 4- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız




Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 330) – 2025 Yılı Tevkifat

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer) Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve…

 

 

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 330) – 2025 Yılı Tevkifat

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer)

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Kapsam

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 28/7/2024 tarihli ve 7524 sayılı Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun;

a) 4 üncü maddesi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde,

b) 33 ve 34 üncü maddeleri ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 ve 30 uncu maddelerinde,

yapılan düzenlemelere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

(2) 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler üzerinden 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kanunun 15 ve 30 uncu maddeleri uyarınca gelir ve kurumlar vergilerine mahsuben tevkifat yapılmasına ilişkin açıklamalar bu Tebliğin kapsamını oluşturmaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM

Elektronik Ticaret Kapsamında Yapılan Ödemelerde Tevkifat Uygulaması

Yasal düzenleme

MADDE 2- (1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü, 96 ncı, 97 nci, 98 inci ve 119 uncu maddeleri ile 5520 sayılı Kanunun 15 inci, 30 uncu ve 31 inci maddeleri ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 149 ve mükerrer 257 nci maddelerinde sırasıyla aşağıdaki hükümler yer almaktadır.

– 193 sayılı Kanunda;

a) “Madde 94- Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden,

Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan ödemelerden,

%25 vergi tevkifatı yapılır.

Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan tevkifat nispetini, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya bir katına kadar artırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkilidir. Bu yetki;

(19) ve (20) numaralı bentler kapsamındaki vergi kesintisine tabi ödemeler için faaliyet konuları, ödeme türleri, sektörler, iş grupları ve iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte,

Farklı oranlar tespit edilmek suretiyle de kullanılabilir.

…”,

b) “Madde 96- Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakten veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde bu vergi, bilfiil ödenen miktar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.”,

c) “Madde 97- … 94 üncü maddede yazılı ödemelerden yapılan vergi tevkifatı, vergi kesenin kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterilir…”,

ç) “Madde 98- 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmiüçüncü (115 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri ile belirlenen yirmialtıncı) günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar…”,

d) “Madde 119- 94 üncü madde gereğince yapılan vergi tevkifatı, vergi kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın yirmialtıncı günü akşamına kadar bağlı bulundukları vergi dairesine yatırılır…”,

– 5520 sayılı Kanunda;

a)                “Madde 15- (1) Kamu idare ve kuruluşları, iktisadî kamu kuruluşları, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, ziraî kazançlarını bilânço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler; kurumlara avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben yaptıkları aşağıdaki ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben %15 oranında kesinti yapmak zorundadırlar:

h) 23/10/2014 tarihli ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden.

ı) Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan ödemelerden.

(4) Cumhurbaşkanı, bu maddede belirtilen vergi kesintisi oranlarını, her bir ödeme ve gelir için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, kurumlar vergisi oranına kadar yükseltmeye

…, birinci fıkranın; (h) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibarıyla, (ı) bendi kapsamında vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler, iş grupları, iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.

(5) Bu madde gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine, vergilendirme dönemini izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar muhtasar beyanname ile bildirmeye mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununda belirlenen usûl ve esaslar, bu maddeye göre verilecek muhtasar beyannameler hakkında da uygulanır…

(6) Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, kesintiye tâbi kazanç ve iratları ödeyenleri hak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.

(7) Yapılacak vergi kesintisinde kazanç ve iratlar gayrisafi tutarları üzerinden dikkate alınır. Kesilmesi gereken verginin ödemeyi yapan tarafından üstlenilmesi halinde vergi kesintisi, ödenen tutar ile ödemeyi yapanın yüklendiği verginin toplamı üzerinden hesaplanır.

(8) Bu maddede belirtilen ödemelerden yapılan vergi kesintisi, kesinti yapanların kayıt ve hesaplarında ayrıca gösterilir.”,

b) “Madde 30- (1) Dar mükellefiyete tâbi kurumların aşağıdaki kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır:

e) 6563 sayılı Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunan hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden.

f) Cumhurbaşkanınca belirlenen sektörler veya faaliyet konularına ilişkin Türkiye’de iş yeri veya daimi temsilcisi bulunanlardan mal ve hizmet alımlarına yönelik yapılan ödemelerden.

(8) Cumhurbaşkanı yukarıdaki fıkralarda belirtilen vergi kesintisi oranlarını, gelir unsurları veya faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya yukarıdaki fıkralarda belirtilen oranın bir katına kadar artırmaya; …birinci fıkranın; (e) bendi kapsamındaki vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibarıyla, (f) bendi kapsamında vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler, iş grupları, iş nevileri itibarıyla ayrı ayrı veya birlikte belirlemeye yetkilidir.

…”,

c) “Madde 31- Kanunun 30 uncu maddesi gereğince vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar, bu vergileri ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer itibarıyla bağlı oldukları vergi dairesine muhtasar beyanname ile bildirmek zorundadırlar. Muhtasar beyanname konusunda Gelir Vergisi Kanununda belirlenen usûl ve esaslar, bu maddeye göre verilecek muhtasar beyannameler hakkında da uygulanır.”.

– 213 sayılı Kanunda;

a) “Madde 149- Kamu idare ve müesseseleri (Kamu hizmeti ifa eden kurum ve kuruluşlar dahil) ile gerçek ve tüzelkişiler vergilendirmeye ilişkin olaylarla ilgili olarak Maliye ve Gümrük Bakanlığı ve vergi dairesince kendilerinden yazı ile istenecek bilgileri belli fasılalarla ve devamlı olarak yazı ile vermeye mecburdurlar.”,

b) “Mükerrer Madde 257- Maliye Bakanlığı;

….

Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin, şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları kullanılmak suretiyle internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesine, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye, standart belirlemeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler ile bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluk veya standartları beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgeler veya bilgi ve işlem çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibarıyla ayrı ayrı uygulatmaya ya da belirlemeye, ….

….

yetkilidir. …”

(2) 7524 sayılı Kanunla yapılan ve bu Tebliğ konusuna giren söz konusu düzenlemelerin yürürlük tarihi 1/1/2025 olarak belirlenmiştir.

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Aracı hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişileri,

b) Elektronik ticaret: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyeti,

c) Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret pazar yerinde elektronik ticaret hizmet sağlayıcıların mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapılmasına ya da sipariş verilmesine imkân sağlayan aracı hizmet sağlayıcıyı,

ç) Elektronik ticaret hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret pazar yerinde ya da kendine ait elektronik ticaret ortamında mal veya hizmetlerinin teminine yönelik sözleşme yapan ya da sipariş alan hizmet sağlayıcıyı,

d) Elektronik ticaret ortamı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunulan internet sitesi, mobil site veya mobil uygulama gibi platformları,

e) Elektronik ticaret pazar yeri: Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının aracılık hizmetlerini sunduğu elektronik ticaret ortamını,

f) Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,

ifade eder.

(2) Birinci fıkrada yer alan tanımlarla ilgili 6563 sayılı Kanunda değişiklik yapılması durumunda tanımlar değiştirilmiş şekliyle geçerli olacaktır.

Tevkifat yükümlülüğünün mahiyeti ve kapsamı

MADDE 4- (1) 193 sayılı Kanunun 94 üncü, 5520 sayılı Kanunun 15 ve 30 uncu maddelerinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlarca yapılan ve bu maddelerde belirtilen ödemeler üzerinden istihkak sahiplerinin gelir veya kurumlar vergisine mahsuben, gelir vergisinde %25, kurumlar vergisinde %15 oranında vergi tevkifatı yapılması öngörülmüştür. Söz konusu maddelerde yer alan yetkiler kapsamında Bakanlar Kurulu/Cumhurbaşkanı Kararları ile belirlenen muhtelif tevkifat oranları uygulanmaktadır.

(2) Vergi tevkifatı, tevkifat kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Hesaben ödeme, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade etmekte olup, vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayrisafi tutarlar üzerinden yapılmaktadır.

(3) Vergi tevkifatı yapanlar, yaptıkları vergi tevkifatını kayıt ve hesaplarında ayrıca göstereceklerdir.

(4) Vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar, bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri; 193 sayılı Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerinde yer alan esaslar çerçevesinde ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye ve bağlı bulunulan vergi dairesine yatırmaya mecburdurlar.

(5) Anılan maddelerde 7524 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, 6563 sayılı Kanun kapsamındaki faaliyetleri nedeniyle hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler üzerinden sorumlu sıfatı ile gelir ve kurumlar vergisi tevkifatı yapmakla yükümlü kılınmışlardır.

(6) Türkiye’deki iş yeri veya daimi temsilcileri vasıtasıyla faaliyet gösteren dar mükellef kurumlar, kurumlar vergisi mükellefi olup bunların kazançları Türkiye’de kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Bu nedenle, söz konusu mükelleflerin hizmet sağlayıcı veya elektronik ticaret hizmet sağlayıcı olması durumunda, bunlara yapılan ve düzenleme kapsamında olan ödemelerden de 5520 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi uyarınca kurumlar vergisi tevkifatı yapılacaktır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Elektronik Ticaret Kapsamında Tevkif Edilecek Verginin Matrahı,

Beyanı ve Ödenmesi

Tevkif edilecek verginin matrahının belirlenmesi, beyanı ve ödenmesi

MADDE 5- (1) Aracı hizmet sağlayıcılarının ya da elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, 6563 sayılı Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler üzerinden yapılacak tevkifatlarda, tevkifat matrahını;

a) Hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcıları tarafından gerçekleştirilen mal satışı ve hizmet ifalarına ilişkin katma değer vergisi hariç ürün satış ve hizmet bedeli ile

b) Aracı hizmet sağlayıcılarının ya da elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, ödül ve prim gibi adlar altında hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına sağladıkları menfaatler,

oluşturacaktır.

(2) Aracı hizmet sağlayıcıları ya da elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafından, hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına birinci fıkra kapsamında yapılacak ödemelerin gayrisafi tutarı üzerinden, 193 sayılı Kanunun 96 ncı maddesi kapsamında tevkifat yapılacaktır. Katma değer vergisi ve konaklama vergisi tevkifat matrahına dahil edilmeyecektir.

Taraflar arasında yapılan sözleşmeler kapsamında, komisyon ücreti, kargo bedeli, hizmet bedeli, banka komisyon ücretleri gibi adlarla hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yansıtılan bedellerin, mal veya hizmet bedeli olarak tahsil edilen tutardan düşülerek hizmet sağlayıcı veya elektronik ticaret hizmet sağlayıcıya ödenmesi tevkifat matrahını etkilemeyecek, mal ve hizmet bedelinin katma değer vergisi ve konaklama vergisi hariç tutarı üzerinden tevkifat yapılacaktır.

(3) Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafından, aynı vergilendirme dönemi içinde, tevkif edilen verginin vergi dairesine beyan edilmesinden önce ürünün ve bedelinin iade edilmiş olması durumunda aracı hizmet sağlayıcıları ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının kayıtlarında gerekli düzeltme işlemi yapılabilecektir.

Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafından, tevkif edilen vergi, vergi dairesine beyan edildikten sonra ürünün ve bedelin iade edilmesi durumunda ise aracı hizmet sağlayıcıları ile elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının kayıtlarında ve muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde düzeltme yapılmayacaktır. Bu durumda tevkif edilen verginin iadesi hizmet sağlayıcı ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcı mükellef tarafından verilen yıllık gelir/kurumlar vergisi ya da geçici vergi beyannameleri üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

(4) Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemeler üzerinden vergi tevkifatı yapmak ve 193 sayılı Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde beyan edip ödemekle yükümlüdür.

(5) Bu kapsamda bir ay içinde yapılan ödemeler ve bu ödemeler üzerinden yapılan tevkifat tutarları, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi eki “tevkifata tabi ödemelere ait bildirim (ücret ve ücret sayılan ödemeler hariç)” tablosu ile tevkifat yapılan toplam mükellef sayısı, toplam tevkifat matrahı ve yapılan toplam tevkifat tutarı bilgisini içerecek şekilde bildirilecektir.

Diğer taraftan, tevkifat yapılan her bir mükellefe ilişkin bilgiler, Gelir İdaresi Başkanlığının Bilgi Transfer Sistemi (BTRANS) üzerinden yayımlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden aylık olarak ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecektir.

(6) Tevkifat oranı, 21/12/2024 tarihli ve 9284 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %1 olarak belirlenmiştir.

Örnek 1: Hazır giyim sektöründe faaliyette bulunan hizmet sağlayıcı (A) Ltd. Şti. elektronik ticaret pazar yerinde mal ve hizmetlerinin teminine ve sipariş verilmesine yönelik elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (B) A.Ş. ile sözleşme yapmıştır. Sözleşmede, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (B) A.Ş. tarafından tasarrufuna geçen ürün bedellerinin toplamı üzerinden (KDV dahil) %5 oranında komisyon ücreti tahsil edildikten sonra kalan tutarın hizmet sağlayıcı (A) Ltd. Şti.’ne aktarılacağı yönünde hüküm bulunmaktadır.

(A) Ltd. Şti., (B) A.Ş. aracılığıyla elektronik ticaret pazar yerinde muhtelif müşterilere 2025 yılı Şubat ayında (400.000+40.000 KDV=) 440.000 TL tutarında giyim eşyası satışı yapmış ve satışa ilişkin tahsilatlar elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (B) A.Ş. aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.

Sözleşme kapsamında elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (B) A.Ş.’nin tahsil edeceği komisyon ücretini, (A) Ltd. Şti.’ne yapacağı ödemeden mahsup etmesi tevkifat matrahını etkilemeyecektir.

Bu durumda tevkif edilecek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

(A)- KDV Dahil Ürün Satış Bedeli 440.000 TL
(B)- KDV Hariç Ürün Satış Bedeli (440.000 /1,10) 400.000 TL
(C)- Tevkifat Matrahı (B) 400.000 TL
(Ç)- Tevkifat Tutarı [(C) x Tevkifat oranı (%1)] 4.000 TL

(B) A.Ş., bu şekilde hesaplanan tevkifat matrahı üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tevkif ettiği vergiyi, tevkifatın gerçekleştiği aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 193 sayılı Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde bağlı olduğu vergi dairesine beyan edip ödeyecektir.

Örnek 2: Gerçek usulde ticari kazanç mükellefi restoran işletmecisi mükellef (C), elektronik ticaret pazar yerinde mal ve hizmetlerinin teminine ve sipariş verilmesine yönelik elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (D) A.Ş. ile sözleşme yapmıştır. Sözleşmede, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (D) A.Ş. tarafından tasarrufuna geçen her bir sipariş bedeli (KDV dahil) üzerinden %2 oranında komisyon ücreti tahsil edildikten sonra kalan tutarın mükellef (C)’ye haftada bir kez ödeneceği yönünde hüküm bulunmaktadır.

Mükellef (C) tarafından, (D) A.Ş.’nin elektronik ticaret pazar yeri aracılığı ile bir hafta içinde KDV dahil 33.000 TL tutarında yemek satışı gerçekleştirilmiş ve bu siparişlere ilişkin müşteriler tarafından yapılan ödemeler (D) A.Ş. aracılığıyla tahsil edilmiştir.

Bu durumda tevkif edilecek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

(A)- KDV Dahil Ürün Satış Bedeli 33.000 TL
(B)- KDV Hariç Ürün Satış Bedeli (33.000/1,10) 30.000 TL
(C)- Tevkifat Matrahı (B) 30.000 TL
(Ç)- Tevkifat Tutarı [(C) x Tevkifat oranı (%1)] 300 TL

(D) A.Ş., bu şekilde hesaplanan tevkifat matrahı üzerinden 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (19) numaralı bendi uyarınca tevkifat yapacak ve tevkif ettiği vergiyi, ilgili olduğu aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 193 sayılı Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde bağlı olduğu vergi dairesine beyan edip ödeyecektir.

Örnek 3: Otel işletmeciliği faaliyetiyle iştigal eden hizmet sağlayıcı (E) A.Ş., kendisine ait otelin odalarının satışı için yurt içinde faaliyet gösteren otellerin satış ve pazarlamasını elektronik ticaret ortamında gerçekleştiren aracı hizmet sağlayıcı (F) A.Ş. ile sözleşme imzalamıştır. Sözleşmeye göre, aracı hizmet sağlayıcı (F) A.Ş., tasarrufuna geçen konaklama vergisi ve KDV dahil hizmet bedelinin toplamı üzerinden komisyon ücretini tahsil ettikten sonra kalan tutarı hizmet sağlayıcı (E) A.Ş.’ye aktarmaktadır.

Hizmet sağlayıcı (E) A.Ş., aracı hizmet sağlayıcı (F) A.Ş. aracılığıyla vergiler dahil 224.000 TL tutarında oda satışı yapmış olup bu satışlara ilişkin müşteriler tarafından yapılan ödemeler (F) A.Ş. aracılığıyla tahsil edilmiştir.

Bu durumda tevkif edilecek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

(A)- KDV ve Konaklama Vergisi Dahil Hizmet Bedeli 224.000 TL
(B)- KDV 20.000 TL
(C)- Konaklama Vergisi 4.000 TL
(Ç)- Vergiler Hariç Hizmet Bedeli (A) – (B+C) 200.000 TL
(D)- Tevkifat Matrahı (Ç) 200.000 TL
(E)- Tevkifat Tutarı [(D)x Tevkifat oranı (%1)] 2.000 TL

(F) A.Ş., bu şekilde hesaplanan tevkifat matrahı üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tevkif edeceği vergiyi tevkifatın gerçekleştiği aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile 193 sayılı Kanunun 98 ve 119 uncu maddelerindeki esaslar çerçevesinde bağlı olduğu vergi dairesine beyan edip ödeyecektir.

Örnek 4: Küçük ev aletlerinin alım satımı faaliyetinde bulunan (G) Ltd. Şti., elektronik ticaret pazar yerinde mal ve hizmetlerinin teminine ve sipariş verilmesine yönelik elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (H) A.Ş. ile sözleşme yapmıştır.

Yapılan sözleşmede, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (H) A.Ş. tarafından her bir sipariş bedeli (KDV dahil) üzerinden %3 oranında komisyon ücreti alınacağı, elektronik ticaret hizmet sağlayıcı olan (G) Ltd. Şti.’ne haftada bir kez olmak üzere Perşembe günleri ödeme yapılacağı, komisyon bedelinin ödenecek tutardan mahsup edileceği, müşterinin ürünü iade etmesi durumunda iade bedelinin elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı tarafından müşteriye ödeneceği ve iade bedelinin elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcının ödemelerinden mahsup edileceği, yönünde hükümler bulunmaktadır.

Elektronik ticaret pazar yerinde 10/2/2025 tarihinde satışı gerçekleştirilen tost makinesi, müşteriye 11/2/2025 tarihinde teslim edilmiştir. Ürün bedeli, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (H) A.Ş. tarafından düzenleme kapsamında tevkifat yapıldıktan ve hesaplanan komisyon ücreti (KDV dahil) düşüldükten sonra 13/2/2025 tarihinde (G) Ltd. Şti.’ne aktarılmıştır. Müşteri, ürünü 18/2/2025 tarihinde iade etmiştir.

Ödeme ve tevkifat Şubat 2025 vergilendirme döneminde gerçekleşmiş ve tevkif edilen vergi henüz vergi dairesine beyan edilmemiştir.

Bu durumda, tevkif edilen vergi, muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile vergi dairesine beyan edilmeden önce ürünün ve bedelinin iade edilmiş olması nedeniyle gerekli düzeltme işlemi (H) A.Ş.’nin kayıtlarında yapılabilecektir.

Söz konusu iade işleminin, tevkif edilen vergi beyan edildikten sonra yapılmış olması durumunda ise (H) A.Ş. tarafından herhangi bir işlem yapılmayacak, ödenen bu vergi, (G) Ltd. Şti. tarafından geçici ve kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Tevkifat Yapılmayacak Ödemeler, Tevkif Edilen Vergilerin Mahsubu ve İadesi

Tevkifat yapılmayacak ödemeler

MADDE 6- (1) Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları tarafından elektronik ticaret ortamında faaliyette bulunan ve ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle vergi mükellefiyeti bulunmayanlara, 193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi kapsamında vergiden muaf esnafa, ticari kazancı basit usulde tespit edilen mükellefler ile 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında faaliyette bulunan mükelleflere, istisnaya konu faaliyetleri nedeniyle yapılan ödemeler üzerinden 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (19) numaralı bendi kapsamında tevkifat yapılmayacaktır.

(2) Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, elektronik ticaret ortamında faaliyette bulunanların ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, 193 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi uyarınca vergiden muaf esnaf kapsamında olduğu, kazançlarının basit usulde tespit edildiği veya kazançlarının 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında vergilendirildiği yönünde kendilerine sunulan belgeleri (mükellefiyet durumunu gösterir belge, Esnaf Vergi Muafiyeti Belgesi, 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesi kapsamında verilmiş istisna belgesi) esas alarak işlem yapacak ve bu şahıslara yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapmayacaktır. Mükellefiyet durumlarının Gelir İdaresi Başkanlığı sistemlerinden sorgulanabilmesi durumunda mükelleflerden ayrıca bilgi ve belge istenilmeyecektir.

(3) Ticari, zirai ve mesleki faaliyeti nedeniyle vergi mükellefiyeti bulunmakla birlikte mükelleflerin bu faaliyetleri ile ilgili olmayan zati giyim ve ev eşyası gibi satışlarına ilişkin ödemeler üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.

(4) Ödeme yapılanların mükellefiyet durumlarının ve yapılan ödemenin tevkifat kapsamında olup olmadığının kesin olarak tespit edilememesi halinde, yapılan ödemelerden tevkifat yapılacak ve tevkif edilen vergi vergi dairesine beyan edilerek ödenecektir. Bu durumda, tevkifat yapılan kişinin, tevkifat yapılmayacak mükellefler kapsamında olduğunu veya tevkifat yapılan ödemenin tevkifat kapsamında olmadığını belirten bir dilekçe ile vergi dairesine başvurması mümkün olup, gerekli kontroller yapılmak suretiyle tevkif edilerek vergi dairesine ödenen vergiler, yersiz ödenen vergiler kapsamında 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan düzenlemeler uyarınca iadeye konu edilebilecektir.

(5) Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, bu maddede belirtilen kişilere yaptıkları ödemelere ilişkin bilgiler, BTRANS üzerinden yayınlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden aylık olarak ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecektir.

Örnek 5: Ticari, zirai ve mesleki kazancı yönünden mükellefiyet kaydı bulunmayan (I), kendi evinde var olan koltuk takımını satmak üzere ikinci el eşyaların alım satımına aracılık eden elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (S) A.Ş.’nin sunduğu elektronik ticaret ortamında üyelik oluşturmuş, vergi mükellefiyetinin bulunmadığına yönelik belge ibraz ederek söz konusu ticaret ortamında ikinci el koltuk takımını satmış ve satışa ilişkin ödeme elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı aracılığıyla tahsil edilmiştir.

Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (S) A.Ş., anlaşılan sürede (I)’nin banka hesabına komisyon bedeli düşüldükten sonra kalan tutarı aktarmıştır. Elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (S) A.Ş., (I)’ya aktarmış olduğu bu tutar üzerinden (I)’nın vergi mükellefi olmaması nedeniyle 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (19) numaralı bendi kapsamında tevkifat yapmayacaktır.

Ancak, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (S) A.Ş. tarafından, sözleşme sırasında mükellefiyet kaydı bulunmayan (I)’ya yaptığı ödemeye ilişkin bilgileri, BTRANS üzerinden yayımlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirilecektir.

Diğer taraftan, (I)’nın ticari, zirai ve mesleki kazancı yönünden mükellefiyet kaydı bulunduğu durumda da evinde var olan koltuk takımının ikinci el eşya olarak satılması nedeniyle, satış işlemi ticari, zirai ve mesleki kazançlarıyla ilgili olmadığından, (I)’ya yapılan ödemeden tevkifat yapılmayacaktır.

Örnek 6: Akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlar için oyun geliştiren mükellef (J), geliştirdiği oyunu Türkiye’de faaliyette bulunan elektronik uygulama ve satış platformu elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (K) A.Ş. aracılığıyla satmak üzere platformla sözleşme yapmıştır.

Mükellef (J), 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesinde yer alan istisnadan yararlanmakta olup sözleşme yapılırken istisna belgesini platforma ibraz etmiştir.

Mükellef (J)’nin, sosyal içerik üreticiliği, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden sunulan hizmetler ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliğinde kazanç istisnası düzenlemesi kapsamında bu faaliyetlerinden elde ettiği hasılat üzerinden bankalar tarafından %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılacağından, oyun satışından elde edilen gelirlerin mükellef (J)’nin istisna kapsamında bildirdiği banka hesabına aktarılması sırasında aracı (K) A.Ş. tarafından 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (19) numaralı bendi kapsamında ayrıca tevkifat yapılmayacaktır.

Ancak, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (K) A.Ş., sözleşme sırasında 193 sayılı Kanunun mükerrer 20/B maddesinde yer alan istisnadan yararlandığı yönünde belge ibraz eden (J)’ye yaptığı ödemeye ilişkin bilgileri, BTRANS üzerinden yayınlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirecektir.

(6) Mal ve hizmet satışına ilişkin siparişlerin aracı hizmet sağlayıcıları veya elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları aracılığı ile verildiği ancak ödemelerin hizmet sağlayıcıları veya elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına ait EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanılarak veya nakit olarak kapıda ödeme seçeneği ile gerçekleştirildiği durumlarda, bu ödemeler üzerinden aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının tevkifat yapma yükümlülüğü olmayacaktır.

Aracı hizmet sağlayıcıları ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcıları, ödemeye aracılık yapmamasına rağmen bu fıkra kapsamındaki kişilerin mal ve hizmet satışına ilişkin bilgileri, BTRANS üzerinden yayımlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden aylık olarak ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirecektir.

Örnek 7: Market işletmeciliği faaliyetinde bulunan elektronik ticaret hizmet sağlayıcı (L) Ltd. Şti., elektronik ticaret ortamında ürün siparişi hizmeti sunan elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (M) A.Ş.’nin elektronik ticaret pazar yeri üzerinden sipariş alarak ürün satışı gerçekleştirmekte ve kapıda ödeme seçeneğiyle yapılan satışlarda kendisine ait EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz kullanmaktadır.

(M) A.Ş.’nin kapıda ödeme seçeneğiyle aldığı sipariş için (L) Ltd. Şti.’nin kendisine ait EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz ile tahsil ettiği ürün bedelleri üzerinden (M) A.Ş. tarafından 5520 sayılı Kanunun 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca tevkifat yapılması söz konusu olmayacaktır.

Ancak, elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (M) A.Ş., (L) Ltd. Şti.’nin mal ve hizmet satışına ilişkin bilgileri, BTRANS üzerinden yayınlanan veri format ve standardı ile bu Sistem üzerinden ilgili muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verildiği ayın sonuna kadar Gelir İdaresi Başkanlığına bildirecektir.

Örnek 8:  Otel işletmeciliği faaliyetiyle iştigal eden hizmet sağlayıcı (N) A.Ş., kendisine ait otelin odalarının satışı için yurt içinde faaliyet gösteren otellerin satış ve pazarlamasını elektronik ticaret ortamında gerçekleştiren aracı hizmet sağlayıcı (O) A.Ş. ile sözleşme imzalamıştır. (O) A.Ş. de söz konusu satış ve pazarlama hizmetlerine aracılık edilmesine ilişkin aracı hizmet sağlayıcı (T) A.Ş. ile sözleşme imzalamıştır.

Aracı hizmet sağlayıcı (T) A.Ş., KDV ve konaklama vergisi dahil 560.000 TL’lik konaklama hizmeti satışı yapmış ve kendi  komisyon ücretini düşerek kalan tutarı aracı hizmet sağlayıcı (O) A.Ş.’ye ödemiştir. (O) A.Ş. de kendi komisyon ücretini düşerek kalan tutarı hizmet sağlayıcı (N) A.Ş.’ye ödemiştir.

Bu durumda, aracı hizmet sağlayıcı (T) A.Ş. tarafından aracı hizmet sağlayıcı (O) A.Ş.’ye aktarılan ödeme üzerinden tevkifat yapılmayacak, (O) A.Ş. (N) A.Ş.’ye ödeme yaparken KDV ve konaklama vergisi hariç 500.000 TL üzerinden tevkifat yapacaktır.

(7) 2024 yılında gerçekleşen mal ve hizmet satışlarına ilişkin ödemelerin, hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına 2025 yılı Ocak ayında yapılması durumunda, bu ödemeler üzerinden tevkifat yapılmayacaktır.

Tevkif edilen vergilerin mahsubu ve iadesi

MADDE 7- (1) Tevkif edilen vergiler, elektronik ticaret hizmet sağlayıcı ve hizmet sağlayıcı mükellef tarafından geçici vergi ve yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisinden mahsup edilebilecek ve varsa yıllık beyannamelerde mahsup edilemeyen tutarlar, 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yer alan düzenlemeler kapsamında iadeye konu edilebilecektir.

(2) Ticari kazanç yönünden gelirin elde edilmesi tahakkuk ve dönemsellik esasına bağlı olduğundan elde edilen mal ve hizmet gelirlerinin kazanca dahil edilmesi gereken dönemler ile tevkifat dönemleri arasında farklılıklar oluşması halinde söz konusu tevkifatların kazancın dahil edildiği geçici ve yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde mahsup edilmesi gerekmektedir.

İlgili geçici vergi döneminde mahsuba konu edilemeyen tevkifat tutarlarının, aynı yıl içerisinde izleyen geçici vergi dönemlerinde mahsup edilmesi mümkündür.

Örnek 9: Tekstil ürünleri üretim ve satış faaliyetinde bulunan hizmet sağlayıcı (P) A.Ş., elektronik ticaret pazar yerinde mal ve hizmetlerinin teminine ve sipariş verilmesine yönelik elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcı (R) A.Ş. ile sözleşme yapmıştır.

2025 yılı Aralık ayında yapılan satışlara ilişkin ödemelerin (P) A.Ş.’ye 10/1/2026 tarihinde yapılması durumunda, tevkifatın Ocak ayında yapılması ve bu aya ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak, (P) A.Ş.’nin Aralık ayına ilişkin satış hasılatının 2025 yılı kurum kazancına dahil edilmesi gerektiğinden, bu hasılata ilişkin tevkifat tutarı, 2025 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle ödenmesi gereken vergiden mahsup edilecektir.

Yürürlük

MADDE 8- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 9- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




2025 Yılı Vergi Dilimleri

Mevzuatın Adı: Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 329) 30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer) Hazine ve Maliye Bakanlı..

 

 

2025 Yılı Vergi Dilimleri

Mevzuatın Adı: Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 329)

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer)

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç ve Yasal Düzenlemeler

Amaç

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 9/10, 21, 23/8, 23/10, 31, 40/1, 40/7, 47, 48, 68, mükerrer 80, 82, 86, 103 ve mükerrer 121 inci maddelerinde yer alan ve yeniden değerleme oranında artırılan maktu had ve tutarlar, basit usule tabi mükelleflerde toplu belge düzenleme uygulaması ile 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen bir kısım menkul kıymetlerden 2024 takvim yılında elde edilen menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulamasına ilişkin hususların açıklanmasıdır.

Yasal düzenlemeler

MADDE 2- (1) 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesinde;

“…

Birinci fıkrada yer alan tutar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan tutarın %5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı, birinci fıkrada yer alan oranı ve tutarı iki katına kadar artırmaya, sıfıra kadar indirmeye, kanuni oran ve tutarına getirmeye; Maliye Bakanlığı, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

hükmü yer almaktadır.

(2) 193 sayılı Kanunun mükerrer 123 üncü maddesinde;

“…

2. Bu Kanunun 9/10, 19, 21, 23/8, 23/10, 31, 40/1, 40/7, 47, 48, 68, mükerrer 80, 82 ve 86 ncı maddeleri ile 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (15) numaralı bendinde yer alan maktu had ve tutarlar, her yıl bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanır. Bu şekilde hesaplanan maktu had ve tutarların % 5’ini aşmayan kesirler dikkate alınmaz. Cumhurbaşkanı, bu surette tespit edilen had ve tutarları % 50’sine kadar artırmaya veya indirmeye yetkilidir.

3. Bu Kanunun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinin gelir dilim tutarları hakkında, bu maddenin (2) numaralı fıkrası uygulanır.”

hükmü yer almaktadır.

İKİNCİ BÖLÜM

Yeniden Değerleme Oranında Artırılan Had ve Tutarlar

Yeniden değerleme oranında artırılan had ve tutarlar

MADDE 3- (1) 193 sayılı Kanunun mükerrer 123 üncü maddesi hükmü uyarınca, aynı Kanunun 9/10, 21, 23/8, 23/10, 31, 40/1, 40/7, 47, 48, 68, mükerrer 80, 82, 86 ve 103 üncü maddelerinde yer alan ve 2024 yılında uygulanan had ve tutarlar 27/11/2024 tarihli ve 32735 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 574) ile 2024 yılı için % 43,93 (kırk üç virgül doksan üç) olarak tespit edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle belirlenerek 2025 takvim yılında uygulanacak olan had ve tutarlar aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

(2) 2025 takvim yılında uygulanmak üzere 193 sayılı Kanunun;

a) 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan, internet ve benzeri elektronik ortamlar üzerinden yapılan satış hasılatı 1.580.000 TL,

b) 21 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan mesken kira gelirleri için uygulanan istisna tutarı 47.000 TL,

c) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (8) numaralı bendinde yer alan, işyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedeline ilişkin istisna tutarı 240 TL,

ç) 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendinde yer alan, işverenlerce hizmet erbabının işyerine gidip gelmesi için sağlanan menfaatlere ilişkin istisna tutarı 126 TL,

d) 31 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan engellilik indirimi tutarları;

– Birinci derece engelliler için      9.900 TL,

– İkinci derece engelliler için        5.700 TL,

– Üçüncü derece engelliler için     2.400 TL,

e) 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının;

– (1) numaralı bendinde yer alan kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedeli 37.000 TL, gider olarak indirim konusu yapılabilecek özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplam tutarı 990.000 TL,

– (7) numaralı bendinde yer alan amortisman olarak indirim konusu yapılabilecek tutar; özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç 1.100.000 TL, vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde 2.100.000 TL,

f) 47 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendinde yer alan yıllık kira bedeli toplamı;

– Büyükşehir belediye sınırları içinde 79.000 TL,

– Diğer yerlerde 48.000 TL,

g) 48 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan hadler;

–  (1) numaralı bent için 990.000 TL ve 1.580.000 TL,

–  (2) numaralı bent için 480.000 TL,

–  (3) numaralı bent için 990.000 TL,

ğ) 68 inci maddesinin birinci fıkrasının;

– (4) numaralı bendinde yer alan amortisman olarak indirim konusu yapılabilecek tutar; özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç 1.100.000 TL, vergilerin maliyet bedeline eklendiği veya binek otomobilin ikinci el olarak iktisap edildiği hallerde 2.100.000 TL,

– (5) numaralı bendinde yer alan kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedeli 37.000 TL, gider olarak indirim konusu yapılabilecek özel tüketim vergisi ve katma değer vergisinin toplam tutarı 990.000 TL,

h) Mükerrer 80 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan değer artışı kazançlarına ilişkin istisna tutarı 120.000 TL,

ı) 82 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan arızi kazançlara ilişkin istisna tutarı 280.000 TL,

i) 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı 18.000 TL,

olarak tespit edilmiştir.

(3) 193 sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2025 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde uygulanmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

158.000 TL’ye kadar                                                                                                      % 15

330.000 TL’nin 158.000 TL’si için 23.700 TL, fazlası                                                   % 20

800.000 TL’nin 330.000 TL’si için 58.100 TL (ücret gelirlerinde

1.200.000 TL’nin 330.000 TL’si için 58.100 TL), fazlası                                              % 27

4.300.000 TL’nin 800.000 TL’si için 185.000 TL (ücret gelirlerinde

4.300.000 TL’nin 1.200.000 TL’si için 293.000 TL), fazlası                                         % 35

4.300.000 TL’den fazlasının 4.300.000 TL’si için 1.410.000 TL

(ücret gelirlerinde 4.300.000 TL’den fazlasının 4.300.000 TL’si için

1.378.000 TL), fazlası                                                                                                   % 40

(4) 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi hükmü uyarınca, anılan maddenin birinci fıkrasında yer alan tutar, 1/1/2025 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde uygulanmak üzere 9.900.000 TL olarak tespit edilmiştir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Basit Usulde Kazanç Tespiti ile İlgili Hususlar

Kar hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler

MADDE 4- (1) Milli piyango bileti, akaryakıt, şeker ve bunlar gibi kar hadleri emsallerine göre düşük olarak tespit edilmiş bulunan emtia için özel hadler belirleme yetkisi 193 sayılı Kanunun 48 inci maddesi ile Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmiştir. Bu yetki kullanılarak 2024 yılı için 30/12/2023 tarihli ve 32415 ikinci mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 324) ile belirlenen tutarlar yeniden artırılmıştır.

(2) Buna göre, anılan maddelerin ticaretini yapanların, 2025 takvim yılında da basit usulden yararlanabilmeleri için alış, satış veya hasılatlarının 31/12/2024 tarihi itibarıyla aşağıda belirtilen hadleri aşmaması gerekmektedir:

Emtianın Cinsi Büyükşehir Belediye Sınırları Dışında Kalan Yerlerde Büyükşehir Belediye Sınırları İçinde Kalan Yerlerde  
 
Yıllık Alım Ölçüsü (TL) Yıllık Satış Ölçüsü (TL) Yıllık Alım Ölçüsü (TL) Yıllık Satış Ölçüsü (TL)  
 
Değerli Kağıt 1.690.000 1.800.000 2.000.000 2.400.000  
Şeker – Çay 1.200.000 1.690.000 1.580.000 2.000.000  
Milli Piy. Bil., Hemen Kazan, Süper Toto vb. 1.200.000 1.690.000 1.580.000 2.000.000  
İçki (Bira ve Şarap Hariç) – İspirto – Sigara – Tütün 1.200.000 1.690.000 1.580.000 2.000.000  
Akaryakıt (LPG hariç) 1.800.000 2.000.000 2.400.000 2.800.000  

(3) Belirtilen bu malların alım satımı ile uğraşanlar hakkında, basit usulün özel şartları bakımından yukarıdaki hadler dikkate alınmak suretiyle, 2/5/1982 tarihli ve 17682 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 136)’ndeki hesaplamalar doğrultusunda işlem yapılacaktır.

Basit usule tabi mükelleflerde gün sonunda toplu belge düzenleme uygulaması

MADDE 5- (1) Basit usule tabi mükelleflerle ilgili 6/12/1998 tarihli ve 23545 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 215) ile getirilen, belge vermedikleri günlük hasılatları için gün sonunda tek bir fatura düzenlenmesine ilişkin uygulamanın, 31/12/2025 tarihine kadar devam etmesi Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden uygun görülmüştür.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Menkul Sermaye İradının Beyanında İndirim Oranı Uygulaması

2024 takvim yılında elde edilen bir kısım menkul sermaye iradının beyanında dikkate alınacak indirim oranı uygulaması

MADDE 6- (1) 193 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin 5281 sayılı Kanunun 44 üncü maddesiyle yürürlükten kaldırılan ikinci fıkrasında, 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5), (6), (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratlarına (döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kâr payları, dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) fıkrada belirtilen indirim oranının uygulanması suretiyle bulunacak kısmın, bu iratların beyanı sırasında indirim olarak dikkate alınacağı belirtilmişti.

(2) 193 sayılı Kanunun indirim oranı uygulamasına yönelik 76 ncı maddesinin ikinci fıkrası 1/1/2006 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 5281 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılmakla birlikte, anılan Kanunun geçici 67 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası hükmü gereğince 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen her nevi tahvil ve Hazine bonolarından elde edilen gelirlerin vergilendirilmesinde 31/12/2005 tarihinde yürürlükte olan hükümler esas alınacağından, indirim oranı uygulaması bahsi geçen menkul kıymet gelirleri için devam etmektedir.

(3) İndirim oranı; 213 sayılı Kanuna göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle tespit edilmekte olup 213 sayılı Kanun hükümlerine göre 2024 yılı için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranı %43,93’tür. Bu dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranı ise %35,53’tür. Buna göre, 2024 yılında elde edilen bir kısım menkul sermaye iradının beyanında uygulanacak indirim oranı (%43,93 / %35,53=) %123,64 olmaktadır.

Bu oranlar dikkate alındığında, 2024 yılı gelirlerine uygulanacak indirim oranı birden büyük çıkmaktadır.

(4) Bu kapsamda, 2024 yılında elde edilen menkul sermaye iratlarından, 1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilmiş olan ve 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde sayılan her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler indirim oranının birden büyük olması dolayısıyla beyan edilmeyecektir.

(5) Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratlarının ve ticari işletmelere dahil kazanç ve iratların beyanında indirim oranı uygulanmamaktadır.

(6) 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, anılan Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratları 1/1/2006 tarihinden itibaren nihai olarak tevkifat yoluyla vergilendirilmekte olup bu gelirlerin beyanı ve bu gelirlere indirim oranı uygulanması söz konusu değildir.

Yürürlük

MADDE 7- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 8- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




Harçlar Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 96) – 2025 Yılı

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer) Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan: Amaç ve kapsam MADDE 1…

 

 

Harçlar Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 96) – 2025 Yılı

30 Aralık 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: Sayı: 32768 (2. Mükerrer)

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarifelerde yer alan maktu harçların (maktu ve nispî harçların asgarî ve azamî miktarlarını belirleyen hadler dahil) yeniden değerleme oranında hesaplanarak tespit ve ilan edilmesidir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tebliğ, 492 sayılı Kanunun mükerrer 138 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına dayanılarak hazırlanmıştır.

Harç miktarlarının hesaplanması

MADDE 3- (1) 27/11/2024 tarihli ve 32735 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 574) ile 2024 yılı için yeniden değerleme oranı %43,93 (kırk üç virgül doksan üç) olarak tespit ve ilan edilmiştir.

(2) 492 sayılı Kanuna bağlı tarifelerde yer alan ve 2024 yılında uygulanan maktu harçlar (maktu ve nispî harçların asgarî ve azamî miktarlarını belirleyen hadler dahil) yeniden değerleme oranında artırılmıştır. Artırılan bu tutarlar 1/1/2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere Tebliğ ekindeki tarifelerde gösterilmiştir.

(3) 492 sayılı Kanuna bağlı 2, 5 ve 7 sayılı tarifelerin bazı pozisyonlarında beher rüsum tonilatosundan gibi birim değer üzerinden alınacak maktu harç tutarları yer almaktadır. Sözü edilen maktu harç tutarlarının, birim değerler toplamına tatbiki sonucu bulunacak olan ve asgari ve azami hadler arasında kalan harcın 10 Kuruşa kadarki kesirleri de tahsil edilmeyecektir.

Yürürlük

MADDE 4- (1) Bu Tebliğ 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 5- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.

Ekleri için tıklayınız