193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Hükümlerine Göre Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerle İlgili 12/1/1995 Tarihli ve 95/6430 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (Karar Sayısı: 7166)

25 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32171 Cumhurbaşkanı Kararı Karar Sayısı: 7166 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre basit usulde v…

 

 

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Hükümlerine Göre Basit Usulde Vergilendirilen Mükelleflerle İlgili 12/1/1995 Tarihli ve 95/6430 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararının Eki Kararda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Karar (Karar Sayısı: 7166)

 

25 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32171

Cumhurbaşkanı Kararı

Karar Sayısı: 7166

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre basit usulde vergilendirilen mükelleflerle İlgili 12/1/1995 tarihli ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararda değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulmasına, mezkûr Kanunun 51 inci maddesi gereğince karar verilmiştir.

24 Nisan 2023

Recep Tayyip ERDOĞAN CUMHURBAŞKANI

24/4/2023 TARİHLİ VE 7166 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARININ EKİ KARAR

MADDE 1- 12/1/1995 tarihli ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“b) Her türlü emtia alım-satımı ile uğraşanlar (Münhasıran bir işyeri açmaksızın gezici olarak veya pazar takibi suretiyle perakende emtia alım-satımı ile uğraşanlar hariç),”

GEÇİCİ MADDE 1- 12/1/1995 tarihli ve 95/6430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın, 1 inci madde ile değiştirilen 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin parantez içi hükmü kapsamına giren mükelleflerden gerçek usulde vergilendirilenler, şartları sağlamaları ve başvurmaları kaydıyla, başvuru tarihini izleyen ayın başından itibaren 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 46 ncı maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde basit usule geçebilirler.

MADDE 2- Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3- Bu Karar hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 14 üncü Maddesinin Dördüncü Fıkrasında Yer Alan İstisnanın, Kurumların 31/3/2023 Tarihli Bilançolarında Yer Alan Yabancı Paralar İtibarıyla da Uygulanmasına İlişkin Karar (Karar Sayısı: 7165)

25 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32171 Cumhurbaşkanı Kararı Karar Sayısı: 7165 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesini…

 

 

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun Geçici 14 üncü Maddesinin Dördüncü Fıkrasında Yer Alan İstisnanın, Kurumların 31/3/2023 Tarihli Bilançolarında Yer Alan Yabancı Paralar İtibarıyla da Uygulanmasına İlişkin Karar (Karar Sayısı: 7165)

 

25 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32171

Cumhurbaşkanı Kararı

Karar Sayısı: 7165

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan istisnanın, kuramların 31/3/2023 tarihli bilançolarında yer alan yabancı paralar itibarıyla da uygulanmasına, 5520 sayılı Kanunun mezkur maddesi gereğince karar verilmiştir.

24 Nisan 2023

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI




İlgili Kişinin Kişisel Verilerinin İş Akdinin Feshinden Sonra İşveren Tarafından İşlenmeye Devam Edilmesi

İlgili kişinin kişisel verilerinin iş akdinin feshinden sonra işveren tarafından işlenmeye devam edilmesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun…

 

 

İlgili Kişinin Kişisel Verilerinin İş Akdinin Feshinden Sonra İşveren Tarafından İşlenmeye Devam Edilmesi

İlgili kişinin kişisel verilerinin iş akdinin feshinden sonra işveren tarafından işlenmeye devam edilmesi” hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 20/10/2022 tarihli ve 2022/1147 sayılı Karar Özeti

Karar Tarihi : 20/10/2022
Karar No : 2022/1147
Konu Özeti : İlgili kişinin kişisel verilerinin iş akdinin feshinden sonra işveren tarafından işlenmeye devam edilmesine ilişkin şikâyet

İlgili kişinin Kuruma intikal eden şikayetinde özetle;

  • Mobilya-dekorasyon sektöründe faaliyet gösteren bir anonim şirket bünyesinde iç mimar olarak yaklaşık 3 yıl çalıştığı, iş akdinin feshi tarihinden sonra, pandemi döneminde veri sorumlusu şirket tarafından müşterilere yönelik olarak sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen canlı yayınlardaki görüntüsünün TV reklamlarında, veri sorumlusu şirketin internet sitesinde, sosyal medya hesaplarında ve tanıtıma yönelik basılı materyallerde reklam ve pazarlama amacıyla kullanıldığı, görüntüsünün bu şekilde kullanımı ile ilgili olarak kendisine aydınlatma yapılmadığı, açık rızasının da alınmadığı,
  • Öte yandan iş akdinin feshedildiği tarihten sonra veri sorumlusunun taşıma süreçlerine ilişkin kargolarda hala ilgili kişinin cep telefonu numarasının kullanıldığı,
  • Yine iş akdinin feshedildiği tarihten sonra ilgili kişinin veri sorumlusu bünyesinde gerçekleştirilen satış ve tahsilat işlemlerinde işlemi gerçekleştiren kişi gibi göründüğü,
  • Şikayete konu durum ve delillerin Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/… D.İş sayılı dosyası üzerinden Bilirkişi Raporu ile tespit edildiği,
  • Veri sorumlusuna yapılan başvuruda ilgili kişiye ait kişisel verilerin imhası ve bu konuda kendisine bilgi verilmesinin talep edilmesine karşın veri sorumlusu tarafından bu konuda bir işlem yapılmayıp hatalı ve eksik bilgi verildiği, veri sorumlusu tarafından ilgili kişinin aydınlatma metnini imzaladığı ifade edilmiş ise de bu aydınlatma metninin iş akdi süresi içerisinde sınırlı olduğu, zira içerisinde “Kişisel verileriniz, iş akdiniz devam ettiği sürece yukarıdaki amaçlarla ve bu amaçların gerektirdiği süre boyunca saklanacaktır.” ibaresinin yer aldığı,
  • Veri sorumlusu tarafından ilgili kişiye çalıştığı süre boyunca iki adet şirket hattı tesis edildiği iddia edilmiş ise de kargo şirketine bildirilen numaranın, ilgili kişinin şahsî cep telefonu numarası olduğu, ilgili kişiye işten ayrıldıktan sonra gelen kargo SMS’lerinin de bunun kanıtı olduğu, şirket merkezinden ilgili kişinin çalıştığı mağazaya gönderilen ürünlerin kargolarında alıcı olarak halen ilgili kişinin telefon numarasının verildiği, bu durumun iş akdinin bitmesiyle birlikte hukuka aykırı hale geldiği,

ifade edilerek 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gereğinin yapılması ve hukuka aykırı olarak işlenen kişisel verilerinin imha edilmesi talep edilmiştir.

Konuya ilişkin başlatılan inceleme çerçevesinde veri sorumlusundan savunması istenilmiş olup alınan cevabi yazıda özetle;

  • İlgili kişinin görev tanımında ana sorumluluğunun “… müşterileri satın almaya teşvik edecek en iyi atmosferi yaratmak…” olarak belirlendiği, dolayısıyla ilgili kişinin mesleğini, satışa yönelik pazarlama faaliyetleri çerçevesinde sunarak gerçekleştirmesinin, işe alındığı pozisyonun gereği olduğu ve görev kapsamı içerisinde bulunduğu, bu hususlarının tümünün ilgili kişiye imzalatılan iş akdinde yer aldığı,
  • İlgili kişiye imzalatılan aydınlatma metninde bulunan “İşlenen kişisel verilerinizin yurt içindeki aktarımı” başlıklı maddenin altıncı bendinde “yazılım, kurumsal kaynak planlaması, raporlama, pazarlama vb. işlevlerin yerine getirilmesi amacıyla tedarikçi ve çözüm ortaklarıyla verilerin paylaşılabileceği” hususunun yer aldığı, bu hukuki mesnede binaen ilgili kişinin şirket reklamlarında yer alarak pazarlama amacıyla kişisel verilerinin işlenmesine rıza vermiş sayılacağı, ilgili kişinin işi gereği şirketin tanıtım yüzlerinden biri olduğu, ilgili kişinin bu işi bilerek kabul etmesine karşın iş akdi feshedildikten sonra bu hükümleri kötü niyetle şirket aleyhinde yorumlamaya çalıştığı,
  • İlgili kişinin “kargo paketi üzerinden görüldüğünden bahisle cep telefonu bilgisinin şirketçe işlenmeye devam edilmesi” iddiasının da izahtan vareste olduğu, bu konuda bir delil olmadığı, açıkça kötü niyetli bir iddia olduğu

ifade edilmiştir.

Konuya ilişkin yapılan değerlendirme neticesinde, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 20/10/2022 tarih ve 2022/1147 sayılı Kararı ile;

  • Kanun’un, kişisel verilerin işlenmesine ilişkin “Genel İlkeler”i düzenleyen 4’üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasında, “Kişisel veriler, ancak bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebilir.” hükmü yer almakta olup bahse konu maddenin (2) numaralı fıkrasında ise kişisel verilerin işlenmesinde uyulması zorunlu olan ilkelerin; a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma, b) Doğru ve gerektiğinde güncel olma, c) Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme, ç) İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma, d) İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme şeklinde sayıldığı,
  • Kanun’un “Kişisel verilerin işlenme şartları” başlıklı 5’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında kişisel verilerin ilgili kişinin açık rızası olmaksızın işlenemeyeceği, (2) numaralı fıkrasında ise kanunlarda açıkça öngörülmesi, fiili imkânsızlık nedeniyle rızasını açıklayamayacak durumda bulunan veya rızasına hukuki geçerlilik tanınmayan kişinin kendisinin ya da bir başkasının hayatı veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması, veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması, ilgili kişinin kendisi tarafından alenileştirilmiş olması, bir hakkın tesisi, kullanılması veya korunması için veri işlemenin zorunlu olması ve ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması şartlarından birinin varlığı hâlinde, ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın kişisel verilerin işlenmesinin mümkün olduğu hükümlerinin yer aldığı,
  • Kanun’un 7’nci maddesinde “Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hâle getirilmesi” hususu düzenlenmiş olup maddede; “(1) Bu Kanun ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hâle getirilir. (2) Kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hâle getirilmesine ilişkin diğer kanunlarda yer alan hükümler saklıdır. (3) Kişisel verilerin silinmesine, yok edilmesine veya anonim hâle getirilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir.” hükümlerine yer verildiği,
  • Ayrıca 6698 sayılı Kanun’un “Veri güvenliğine ilişkin yükümlülükler”i düzenleyen 12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri uyarınca veri sorumlularının; kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek, kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek ve kişisel verilerin muhafazasını sağlamak amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik her türlü teknik ve idarî tedbiri almakla mesul tutulduğu,
  • Somut olaya ilgili kişinin reklam ve pazarlama amacıyla yayınlanan görüntülerinin ilgili kişinin veri sorumlusu bünyesinde çalışırken kendisinin iş tanımı kapsamı içerisinde alındığının anlaşıldığı ve bu nedenle söz konusu kişisel verilerin, veri sorumlusu bünyesindeki arşivlerde yasal süre müddetince muhafaza edilmesinin hukuka uygun olduğu kanaatine ulaşılmış ise de ilgili kişinin mesleğinin esas itibariyle mimarlık olup bu mesleğin icrasının ekran önünde görünmeyi gerektirmemesi ve ilgili kişi ile veri sorumlusu arasındaki çalışma akdinin hâlihazırda feshedilmiş olması, dolayısıyla ilgili kişinin başka bir şirket nezdinde çalışmaya başlaması veya kendi ticari faaliyetlerini yürütmeye karar vermesi gibi durumlarda veri sorumlusunun halen ilgili kişinin görüntülerini kullanarak reklam ve pazarlama maksatlı faaliyetler yürütmesinin hayatın olağan akışına aykırı olacağı,
  • Veri sorumlusunun ilgili kişiye verdiği cevapta, her ne kadar söz konusu cep telefonu numarasının, ilgili kişi tarafından iş süreçlerinde kullanılması amacıyla kargo şirketlerine kendi iradesiyle verildiği iddia ediliyor ise de Kanun’un 4’üncü maddesinde düzenlenen genel ilkeler gereğince işlemekte olduğu kişisel verileri bu ilkelere uygun bir şekilde doğru ve güncel tutması, elde etme amaçlarına uygun bir şekilde kullanması ve yalnızca hukukî sebep bulunduğu durumlarda, yasal süre müddetince muhafaza etmesi hususunda aktif özen yükümlülüğü altında bulunan veri sorumlusunun, iş akdini feshettiği bir çalışanının cep telefonu numarasını kendisine ait iş süreçlerinde kullanmak suretiyle, uhdesinde işlediği kişisel verilerin doğru ve güncelliğini sağlayamamış olduğu, veri sorumlusunun, ilgili kişinin kargo şirketi nezdinde kayıtlı bulunan cep telefonu numarasını yeni yetkili kişininki ile değiştirdiğini kargo şirketine bildirmediği ve ilgili kişinin kişisel verilerinin kullanımını sonlandırabilecek iken bunu yapmayarak ilgili kişinin kişisel verilerinin korunması adına gerekli hassasiyeti göstermediği,
  • Zira şirket merkezinden ilgili kişinin çalıştığı mağazaya gönderilen ürünlerin kargolarının alıcısı olarak halen ilgili kişinin göründüğü, bu sebeple kargo şirketi tarafından ilgili kişinin kayıtlı kişisel cep telefonu numarasına SMS gönderimi yapıldığının görüldüğü, bu nedenle veri sorumlusunun Kanun’un 4’üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde gösterilen “Doğru ve gerektiğinde güncel olma” ilkesine aykırı davrandığı,
  • Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2022/… D. İş sayılı dosyasında yer alan Bilirkişi Raporundan ilgili kişinin iş akdinin fesih edildiği tarihten sonra yapılan pek çok satışta “işlemi gerçekleştiren” sorumlu personel olarak gösterildiğinin anlaşıldığı, bu minvalde işlemi yapan kişi olarak ilgili kişinin göründüğü belgeler tanzim edildiği, ilgili kişinin kişisel verilerinin bu bakımdan, veri sorumlusu nezdinde Kanun’un 4’üncü maddesinin (2) numaralı fıkrasının (b) bendinde gösterilen “Doğru ve gerektiğinde güncel olma” ilkesine aykırı bir şekilde işlendiği,
  • 6698 sayılı Kanun’da gösterilen genel ilkeler ve veri işleme şartlarına aykırı bir şekilde işlenen kişisel verilerin; veri sorumlusunun, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde ifade olunan, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik gerekli her türlü teknik ve idarî tedbirleri almadığını gösterdiği,

değerlendirmelerinden hareketle,

  • İlgili kişinin yer aldığı görüntülerin veri sorumlusunun arşivlerinde bulunmasının hukuka uygun olacağı ancak iş akdinin sona ermesinden sonra da söz konusu verilerin paylaşımına devam edilmesi suretiyle işlenmesinde Kanun kapsamında geçerli bir işleme şartının mevcut olmadığı, öte yandan ilgili kişinin kargo şirketleri nezdinde kayıtlı olan kişisel cep telefonu numarasının ve iş akdi feshedilmeden öncesinde çalıştığı mağazadaki dijital ödeme sistemleri, çeşitli evrak ve formlar içerisinde kayıtlı bulunan ve kendisini işlem yetkilisi olarak gösteren kişisel verilerinin Kanun’un 4’üncü maddesinde yer alan Genel İlkelerden “doğru ve gerektiğinde güncel olma” ilkesine aykırı şekilde işlendiği, bu verilerin işlenmesinde veri sorumlusunca bir başka hukuki nedenin de gösterilemediği görüldüğünden Kanun’un 12’nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan yükümlülüklerini yerine getirmediği anlaşılan veri sorumlusu hakkında, ilgili kişinin hukuka aykırı olarak işlenen kimlik ve iletişim bilgileri kullanılarak yapılan satış, kargo gönderimi gibi yasal işlemlerin ilgili kişi üzerinde negatif sonuç doğurma riskinin yüksek olduğu hususu dikkate alınarak, Kanun’un 18’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca 250.000 TL idarî para cezası uygulanmasına,
  • Diğer taraftan, ilgili kişinin hukuka aykırı bir şekilde işlendiği anlaşılan şahsî cep telefonu bilgisinin veri sorumlusu ve kargo şirketi kayıtlarından, isim ve soy isim bilgilerinin ise iş akdi feshedilmeden öncesinde çalıştığı mağazadaki dijital ödeme sistemleri, çeşitli evrak ve formlar içerisinden imha edilmesi, buna ilişkin usule uygun bir şekilde düzenlenecek olan tutanakların ilgili kişi vekiline iletilmesi ve bu tutanaklar ile ilgili belgelerin muhatabınca tebellüğ edildiğine dair delillerin Kurula da gönderilmesi hususunda veri sorumlusunun talimatlandırılmasına

karar verilmiştir.




Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge veya Tasarım Merkezlerinde Çalışan Personelin Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine Konu Edilmek Üzere Söz Konusu Bölge ve Merkezler Dışında Geçirebilecekleri Süreler Hakkında Karar (Karar Sayısı: 7103)

20 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32169 Cumhurbaşkanı Kararı Karar Sayısı: 7103 Teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge veya tasarım merkezler…

 

 

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile Ar-Ge veya Tasarım Merkezlerinde Çalışan Personelin Gelir Vergisi Stopajı Teşvikine Konu Edilmek Üzere Söz Konusu Bölge ve Merkezler Dışında Geçirebilecekleri Süreler Hakkında Karar (Karar Sayısı: 7103)

20 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32169

Cumhurbaşkanı Kararı

Karar Sayısı: 7103

Teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde çalışan personelin gelir vergisi stopajı teşvikine konu edilmek üzere söz konusu bölge ve merkezler dışında geçirebilecekleri süreler hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulmasına, 4691 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 5746 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince karar verilmiştir.

19 Nisan 2023

Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

19/4/2023 TARİHLİ VE 7103 SAYILI CUMHURBAŞKANI KARARININ EKİ KARAR

MADDE 1– (1) 26/6/2001 tarihli ve 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununun geçici 2 nci maddesinin üçüncü fıkrası ile 28/2/2008 tarihli ve 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında, teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde çalışan personelin toplam sayısına veya teşvike konu edilen toplam çalışma sürelerine uygulanmak üzere söz konusu bölge ve merkezler dışında geçirilen süreler bakımından belirlenmiş olan oran, mahiyeti Bakanlıkça belirlenecek bilişim personeline 1/4/2023-31/12/2023 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) yüzde yüz, bunlar dışındaki personele ise 31/12/2023 tarihine kadar (bu tarih dâhil) yüzde yetmiş beş olarak uygulanır.

MADDE 2– (1) 20/7/2022 tarihli ve 5806 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 3– (1) Bu Karar 1/4/2023 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4- (1) Bu Karar hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.




EYT’li Emekli Teşvik Kanun Numarası – EYT- SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim Teşviki

EYT’li Emekli Teşvik Kanun Numarası EYT- SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim Teşviki SGK Genelgesi 2023/19’da yapılan düzenleme ile;…

 

 

EYT’li Emekli Teşvik Kanun Numarası – EYT- SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim Teşviki

EYT’li Emekli Teşvik Kanun Numarası

EYT- SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim Teşviki

SGK Genelgesi 2023/19’da yapılan düzenleme ile;

5. İndirimden Yararlanmak Amacıyla Yapılacak Olan Başvurunun Şekli

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında yer alan beş puanlık indirimden yararlanılabilmesi için, işverenlerce e-SGK kanalıyla başvuruda bulunulması gerekmektedir.

İşverenlerce kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular, www.sgk.gov.tr adresinden giriş yapılmak suretiyle erişilen “e-SGK/ İşveren/ İşveren Sistemi (https://uyg.sgk.gov.tr/IsverenSistemi)/ Teşvikten Faydalanılacak Sigortalı Tanımlama” ekranında yer alan “15510- Sosyal Güvenlik Destek Primi İndirimi” menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

Söz konusu ekranlar vasıtasıyla yapılacak olan tanımlama işlemleri sırasında sigortalı için tanımlama yapılacak işyeri sicil numarasında kayıtlı;

-5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin yürürlük tarihi ve sonrasında “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodu ile işten ayrılış bildirgesinin bulunup bulunmadığı,

-İşten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak en son çalışılan işyerine ait işe giriş bildirgesinin bulunup bulunmadığı,

Sistem tarafından kontrol edilmek suretiyle kapsama giren sigortalıların sisteme tanımlanması sağlanacaktır.

İşverenlerce “İşveren Sistemi” üzerinden yapılacak olan tanımlamalar sırasında, kapsama giren sigortalılara ilişkin yukarıda belirtilen kontroller sistem tarafından elektronik ortamda yapılacağından, sigortalılara ilişkin tanımlama işleminin sisteme kaydedilmesi gerekmekte olup sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik merkezlerine herhangi bir belge ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

İlgili SGK Genelgesi İçin Tıklayınız

Kaynak: SGK




SGK Genelgesi 2023/19 – SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim İndirimi

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı: E-83604451-207.02-70622273 Konu: Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Hi…

 

 

SGK Genelgesi 2023/19 – SGDP İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim İndirimi

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı: E-83604451-207.02-70622273

Konu: Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Hissesi Beş Puanlık Prim İndirimi

Tarih: 14.04.2023

GENELGE

2023/19

 

ÖZET:

1. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan beş puanlık indirimden yararlanılabilmek için;

− 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle sigortalının işten ayrılış bildirgesinin verilmesi ve sigortalının işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde aynı işyerinden sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması,

− Sigortalının 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunması ve bu talebe istinaden sigortalıya 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması,

− İşyerinin özel sektör işverenine ait olması,

− Aylık prim ve hizmet belgesinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin yasal süresi içinde verilmesi,

− Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

− İşverenin Türkiye geneli yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

− Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması, Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

2. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında yer alan beş puanlık indirimden yararlanılabilmesi için, işverenlerce e-SGK kanalıyla başvuruda bulunulması gerekmektedir. İşverenlerce kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular, www.sgk.gov.tr adresinden giriş yapılmak suretiyle erişilen “e-SGK/ İşveren / İşveren Sistemi (https://uyg.sgk.gov.tr/IsverenSistemi)/ Teşvikten Faydalanılacak Sigortalı Tanımlama” ekranında yer alan “15510- Sosyal Güvenlik Destek Primi İndirimi” menüsü vasıtasıyla yapılacaktır. İşverenlerce “İşveren Sistemi” üzerinden yapılacak olan tanımlamalar sırasında, kapsama giren sigortalılara ilişkin kontroller sistem tarafından elektronik ortamda yapılacağından, sigortalılara ilişkin tanımlama işleminin sisteme kaydedilmesi gerekmekte olup sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik merkezlerine herhangi bir belge ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

3. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden, indirim kapsamına giren sigortalıların ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmadan önce en son çalıştıkları işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalıştıkları süre boyunca yararlanılabilecektir. (TÜRMOB)

 

1. Genel Açıklamalar

Bilindiği gibi, 03.03.2023 tarihli ve 32121 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7438 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un 1 inci maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘na geçici 95 inci madde eklenmiştir.

Anılan maddede;

“Bu maddenin yürürlük tarihinden sonra aylık bağlanması için talepte bulunanlardan 506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi, 1479 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2925 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendi ve 5434 sayılı Kanunun geçici 205 inci maddesi hükümlerine göre yaşlılık veya emekli aylığı bağlanacak olanlar, söz konusu hükümlerde yaş dışındaki diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık veya emekli aylığından yararlanırlar. Bu fıkra esas alınarak geriye dönük herhangi bir ödeme yapılmaz ve geriye dönük hak talep edilemez.

Birinci fıkra kapsamında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunarak ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlardan, yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi verilenlerin işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde en son çalışılan özel sektör işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları halinde, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışılmaya başlandığı tarihten itibaren bu Kanunun geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. Sosyal güvenlik destek primi işveren hissesi indiriminden yararlanılan sigortalının işten ayrılması halinde, söz konusu sigortalıdan dolayı bu indirimden tekrar yararlanılamaz. Bu fıkrada yer alan indirimden, bu Kanunun 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan diğer şartlar sağlanmak kaydıyla yararlanılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.

Yine bilindiği gibi sosyal güvenlik destek primi geçiş hükümlerine ilişkin düzenleme, 5510 sayılı Kanun’un geçici 14 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Anılan maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışacak sigortalılara ilişkin ödenecek prim oranı, prime esas kazancın %32’si olarak belirlenmiştir. Bu oranın 7,5 puanına isabet eden kısmı sigortalı payını, 24,5 puanına isabet eden kısmı ise işveren payını oluşturmaktadır. 5510 sayılı Kanun’a eklenen geçici 95 inci maddenin birinci fıkrası kapsamında emekli olanların en son çalıştıkları özel sektör işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları halinde sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanması hükme bağlanmıştır.

Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi 03.03.2023 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, anılan maddenin ikinci fıkrasına ilişkin uygulamanın usul ve esasları aşağıda açıklanmıştır.

2. 5510 Sayılı Kanun’un geçici 95 inci Maddesinin İkinci Fıkrasında Yer Alan Beş Puanlık İndirimden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan beş puanlık indirimden yararlanılabilmesi için, anılan maddenin ikinci fıkrasında yer alan şartların yanı sıra 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan şartların da sağlanması gerekmektedir.

Buna göre bu indirimden yararlanabilmek için;

a) 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle sigortalının işten ayrılış bildirgesinin verilmesi ve sigortalının işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde aynı işyerinden sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması,

b) Sigortalının 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunması ve bu talebe istinaden sigortalıya 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması,

c) İşyerinin özel sektör işverenine ait olması,

ç) Aylık prim ve hizmet belgesinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin yasal süresi içinde verilmesi,

d) Tahakkuk eden primlerin yasal süresi içinde ödenmesi,

e) İşverenin Türkiye geneli yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması,

f) Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı yönünde herhangi bir tespitin bulunmaması,

şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

2.1. 03.03.2023 Tarihi ve Sonrasında Yaşlılık veya Emekli Aylığı Talebi Nedeniyle Sigortalının İşten Ayrılış Bildirgesinin Verilmesi ve Sigortalının İşten Ayrılış Tarihini Takip Eden 30 Gün İçerisinde Aynı İşyerinden Sosyal Güvenlik Destek Primine Tabi Çalışmaya Başlaması

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden yararlanılmak istenen sigortalıların işten ayrılış bildirgelerinin anılan maddenin yürürlük tarihi ve sonrasında “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan düzenlenerek Kuruma gönderilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla 02.03.2023 tarihi ve öncesi işten ayrılış tarihlerine ilişkin düzenlenen işten ayrılış bildirgeleri dikkate alınmayacaktır.

Örnek 1: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (A)’nın yaşlılık aylığına hak kazanması nedeniyle 06.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı varsayıldığında, işveren tarafından bu sigortalı için “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodlu işten ayrılış bildirgesinin Kuruma gönderilmesi gerekmektedir. İşverenin sosyal güvenlik destek primi indiriminden yararlanabilmesi için söz konusu sigortalının aynı işyerinde 05.04.2023(dahil) tarihine kadar sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması gerekmektedir.

Bu indirimden yararlanmak için, “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan düzenlenen işten ayrılış bildirgesinin Kuruma verilmesinin yanı sıra, işten ayrılan sigortalının işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak en son çalıştığı işyerinde çalışmaya başlaması gerekmektedir. Bu durumda, işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içinde sosyal güvenlik destek primine tabi aynı işyerinde çalışmaya başladığına ilişkin sigortalı işe giriş bildirgesinin de Kuruma gönderilmesi gerekmektedir.

Örnek 2: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (B)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 13.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve 12.04.2023 tarihinde aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı varsayıldığında, işverenin bu sigortalı için “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan işten ayrılış bildirgesini düzenleyerek Kuruma göndermesi ve yine sosyal güvenlik destek primine tabi olarak işe giriş bildirgesini düzenleyerek Kuruma göndermesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, Kanun’un amir hükmü gereğince sigortalının işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içerisinde aynı iş yerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması gerektiğinden bahse konu 30 günlük sürenin bitim tarihinin hafta tatili ya da resmi tatile rastlaması halinde 30 günlük sürenin uzatımına gidilmeyecektir.

İndirimden yararlanılmak istenen sigortalılar için, işe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinin 5510 sayılı Kanun’un 8 inci ve 9 uncu maddelerinde belirtilen sürelerde Kuruma gönderilmesi gerekmekle birlikte, söz konusu bildirgelerin yasal süresi dışında Kuruma gönderilmesi halinde, bu bildirgelerin posta yoluyla gönderilmesi durumunda Kuruma verildiği tarih, elektronik ortamda gönderilmesi halinde Kuruma gönderildiği tarih itibarıyla yasal verilme süresi geçmemiş ilk aya/döneme ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamesinden başlamak üzere Kanun’daki diğer şartların sağlanması kaydıyla bu indirimden yararlanılabilecektir.

İşe giriş veya işten ayrılış bildirgelerinin posta yolu ile gönderilmesi halinde; taahhütlü, iadeli taahhütlü, APS veya PTT Kargo yoluyla yapılan gönderilerde, işe giriş veya işten ayrılış bildirgelerinin postaya verildiği tarih, adi posta yolunun tercih edilmiş olması halinde ise işe giriş veya işten ayrılış bildirgelerinin Kurum evrak kayıtlarına giriş tarihi Kuruma verildiği tarih olarak kabul edilecektir.

Örnek 3: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (C)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle çalıştığı tekstil atölyesinden 14.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve 13.04.2023 tarihinde aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı varsayıldığında, bahse konu sigortalıdan dolayı 2023/Nisan ayında bu indirimden yararlanılabilmesi için bu sigortalıya ilişkin “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan işten ayrılış bildirgesinin düzenlenerek en geç 24.03.2023 (dahil) tarihine kadar Kuruma gönderilmesi ve yine sosyal güvenlik destek primine tabi işe giriş bildirgesinin düzenlenerek en geç 12.04.2023 (dahil) tarihine kadar Kuruma gönderilmesi gerekmektedir.

Örnek 4: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (D)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 15.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve 16.03.2023 tarihinde aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı, ancak işe giriş bildirgesinin yasal süresi dışında 28.04.2023 tarihinde gönderildiği ve bu tarihte Kurum kayıtlarına intikal ettiği varsayıldığında, işveren bahse konu sigortalıdan dolayı 2023/Mart ayında bu indirimden yararlanamayacak olup, Kanundaki diğer şartların sağlanması kaydıyla 2023/Nisan ayında bu indirimden yararlanılabilecektir.

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden yararlanabilmek için destek kapsamına giren sigortalılara ilişkin, işverenler tarafından düzenlenecek işten ayrılış bildirgeleri ile işe giriş bildirgelerindeki işyeri sicil numaralarının aynı olması gerekmektedir. Bu bildirgelerdeki işyeri sicil numaralarının farklı olması halinde söz konusu sigortalıdan dolayı bu indirimden yararlanılamayacaktır.

Örnek 5: (Y) Ltd. Şti’ye ait 2 5610 01 01 9999999 033 14 57 sicil numaralı işyerinde çalışan sigortalı (F)’nin 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına girdiği ve yaşlılık aylığına hak kazanması nedeniyle işten ayrıldığı, söz konusu sigortalı için işten ayrılış bildirgesi düzenlendiği varsayıldığında, bu sigortalıdan dolayı indirimden yararlanılabilmesi için 2 5610 01 01 9999999 033 14 57 sicil numaralı işyerinde, işten ayrıldığı tarihi takip eden 30 gün içerisinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması gerekmektedir. (Y) Ltd. Şti’ye ait başka bir işyerinden bu sigortalının 30 gün içerisinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başladığına ilişkin bildirim yapılması halinde, bu sigortalıdan dolayı bu indirimden yararlanılamayacaktır.

Diğer taraftan 5510 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin sekizinci fıkrasında; alt işverenin, asıl işverenin işyerinde çalıştırdığı sigortalıları, işverenle aralarında yaptıkları sözleşmenin ibrazı kaydıyla, Kurumdan alacağı özel bir numara ile asıl işverenin kayıtlı olduğu dosyadan bildireceği düzenlenmiştir. Bu nedenle, asıl işverenden iş alan alt işverenlerce çalıştırılan sigortalılara ilişkin bildirimler asıl işverene ait işyeri sicil numarası üzerinden üç haneli alt işveren numarası kullanılmak suretiyle yerine getirildiğinden, asıl veya alt işverenlerce bildirilen ve yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi düzenlenen sigortalıların işten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içinde yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi düzenlenen asıl işverene veya alt işverene ait işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlamaları halinde kanunda belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi düzenlenen asıl işveren veya alt işveren bu indirimden yararlanılabilecektir.

Örnek 6: Asıl işveren (A) Limited Şirketi’nde 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (B)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 03.03.2023 tarihinde (A) Limited Şirketi’nden işten ayrıldığı, bu sigortalı için “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan düzenlenen işten ayrılış bildirgesinin Kuruma verildiği varsayıldığında, 02.04.2023 tarihine kadar sigortalının asıl işveren (A) Limited Şirketi’nde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başlaması halinde kanunda belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla asıl işveren (A), (B) sigortalısından dolayı bu indirimden yararlanabilecektir. Sigortalı (B), 02.04.2023 tarihine kadar asıl işveren (A) Limited Şirketi’nin alt işverenlerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlasa dahi söz konusu alt işverenler bu sigortalıdan dolayı indirimden yararlanamayacaktır.

Örnek 7: Asıl işveren (D) Anonim Şirketi’nin alt işvereni olan (E) Anonim Şirketi’nde 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (M)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 06.03.2023 tarihinde alt işveren (E) Anonim Şirketi’nden işten ayrıldığı, bu sigortalıya “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan düzenlenen işten ayrılış bildirgesinin Kuruma verildiği varsayıldığında, 05.04.2023 tarihine kadar sigortalının asıl işveren (D) Anonim Şirketi’nin alt işvereni olan (E) işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başlaması halinde kanunda belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla sigortalının sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı (E) alt işvereni bu indirimden yararlanabilecektir. Sigortalı (M), 05.04.2023 tarihine kadar asıl işveren (D) Anonim Şirketi’nde veya bu şirketin diğer alt işverenlerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlasa dahi asıl işveren (D) Anonim Şirketi ve bu şirketin diğer alt işverenleri bu sigortalıdan dolayı indirimden yararlanamayacaktır.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına giren sigortalılar, hizmet akdi ile aynı ayda birden fazla işveren tarafından çalıştırılabildiğinden, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yaşlılık ve emekli aylığı talebi nedeniyle “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodundan sigortalının işten ayrılışını veren her bir işyeri, Kanun’da aranan şartları sağlaması kaydıyla bu sigortalıdan dolayı bu indirimden yararlanabilecektir.

Örnek 8: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (J)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, söz konusu sigortalının 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında aynı ayda (N) ve (M) işyerlerinde çalıştığı, sigortalının (N) işyerinden “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış koduyla 05.04.2023 tarihinde, (M) işyerinden yine “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış koduyla 05.04.2023 tarihinde işten ayrıldığı, Sigortalı (J)’nin 06.04.2023 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu varsayıldığında, sigortalı (J)’den dolayı hem (M) işyeri hem de (N) işyeri Kanunda aranan şartların sağlanması kaydıyla bu sigortalıdan dolayı bu indirimden yararlanabilecektir.

2.2. Sigortalının 03.03.2023 Tarihi ve Sonrasında Yaşlılık veya Emekli Aylığı Talebinde Bulunması ve Bu Talebe İstinaden Sigortalıya 5510 Sayılı Kanun’un Geçici 95 inci Maddesi Kapsamında İlk Defa Yaşlılık veya Emekli Aylığı Bağlanması

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden yararlanılmak istenen sigortalıların 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunması ve bu talebe istinaden anılan maddenin birinci fıkrası kapsamında sigortalılara ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanması gerekmektedir.

Buna göre, indirim kapsamında bildirilen sigortalıya 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrasına istinaden ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmamış olması halinde, bu indirimden yararlanılamayacağı gibi bu sigortalı için yersiz yararlanılan indirim tutarları 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.

2.3. İşyerinin Özel Sektör İşverenine Ait Olması

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden, ihale konusu iş üstlenen işyerleri hariç olmak üzere, özel sektör işverenlerine ait işyerlerinde çalışan sigortalılar ile 5510 sayılı Kanun’un ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrası kapsamında ev hizmetlerinde 10 gün ve daha fazla çalışan sigortalılardan dolayı yararlanılabilecek olup, bahse konu indirim 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerlerinde çalışan sigortalılar hakkında uygulanmayacaktır.

Buna göre;

1) Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklara ait işyerlerinde çalıştırılan sigortalılardan dolayı,

2) 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamındaki alım ve yapım işleri, 4734 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi kapsamında istisna olan alım ve yapım işleri ile uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerlerinde çalıştırılan sigortalılardan dolayı,
bu indirimden yararlanılması mümkün değildir.

Dolayısıyla, ihale konusu iş üstlenen işyeri işverenleri, mahiyet kodu (1) veya (3) olarak tescil edilmiş işyerleri ya da resmi nitelikte olduğu halde mahiyet kodu (2) veya (4) olarak tescil edilmiş işyeri işverenleri ile 5335 sayılı Kanun’un 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara ait işyerleri bahse konu indirimden yararlanamayacaktır.

2.4. Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin/Muhtasar ve Prim Hizmet Beyannamesinin Yasal Süresi İçinde Verilmesi

Bu indirim hükümleri, 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunarak bu talebe istinaden 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlardan aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlayanları kapsadığından, indirimden yararlanabilmek için indirim kapsamına giren sigortalılar için 15510 kanun numarası seçilmek suretiyle düzenlenmiş olan “2 nolu Sosyal Güvenlik Destek Primine Tabi Çalışanlar” veya “48 nolu Yeraltında Çalışanlar Emekliler” belge türlerine ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin yasal süresi içerisinde verilmiş olması gerekmektedir.

5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için cari aya ilişkin düzenlenecek asıl, ek veya iptal nitelikteki aylık prim ve hizmet belgesini özel nitelikteki işyeri işverenleri, en geç belgenin ilişkin olduğu ayı takip eden ayın 26’sında saat 23.59’a kadar e-Sigorta kanalıyla Kuruma göndermek zorundadırlar.

5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri bildirmekle yükümlü olan işverenlerin, sigortalıların cari aya ait prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren muhtasar ve prim hizmet beyannamesini en geç beyannamenin ilişkin olduğu ayı takip eden ayın 26’sı saat 23.59’a kadar yetkili vergi dairesine elektronik ortamda göndermesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, içinde bulunulan ayın 15’i ile müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığı ücret alan sigortalıların prime esas kazanç ve hizmet bilgilerini içeren muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin en geç beyannamenin ilişkin olduğu ayı takip eden ayın 26’sı saat 23.59’a kadar, elektronik ortamda yetkili vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.

2.5. Tahakkuk Eden Primlerin Yasal Süresi İçinde Ödenmesi

15510 kanun numarası seçilmek suretiyle yasal süresi içinde verilmiş olan aylık prim ve hizmet belgelerinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinden dolayı tahakkuk eden sosyal güvenlik destek primi beş puanlık indiriminden yararlanabilmek için aynı aya ilişkin düzenlenmiş aylık prim ve hizmet belgelerinden/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinden dolayı tahakkuk etmiş olup, indirim sonrası işveren tarafından ödenmesi gereken ilgili aya ait tahakkuk eden tüm sigorta primlerinin yasal süresi içinde ödenmesi gerekmektedir.

Sigorta primlerinin işveren hissesine isabet eden kısmının Hazinece karşılanmayan kısmı ile sigortalı hissesinin yasal süresi içinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, (söz konusu tutar gecikme cezası ve gecikme zammı ile sonradan ödense dahi) ilgili ay için sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmının Hazinece karşılanması gibi bir durum söz konusu olamayacağından, tahakkuk eden sigorta primlerinin tamamı (Hazinece karşılanacak işveren hissesi de dahil), gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenlerden tahsil edilecektir.

15510 kanun numarası seçilmek suretiyle tahakkuk etmiş sigorta primlerinin yasal süresi içinde ödenmesine rağmen, işsizlik sigortası primlerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde ise, ilgili ay için söz konusu indirimden yararlanılabilecek, buna karşın ödenmemiş veya eksik ödenmiş işsizlik sigortası primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmediği sürece takip eden aylarda sosyal güvenlik destek primi beş puanlık prim indiriminden yararlanılması mümkün değildir.

2.6. İşverenin Türkiye Geneli Yasal Ödeme Süresi Geçmiş Sigorta Primi, İşsizlik Sigortası Primi, İdari Para Cezası ile Bunlara İlişkin Gecikme Cezası ve Gecikme Zammı Borçlarının Bulunmaması, Borçlarının Çeşitli Kanunlar Gereğince Yapılandırılmış veya 6183 Sayılı Kanun’un 48 inci Maddesine İstinaden Tecil ve Taksitlendirilmiş Olması

Sosyal güvenlik destek priminin işveren hissesinin beş puanlık kısmının Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin Türkiye genelinde, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunmaması gerekmektedir.

Bu durumda, beş puanlık indirimden yararlanmak isteyen ve kapsama giren bir işverenin aynı veya farklı Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğünde işlem gören birden fazla işyeri dosyasının bulunması halinde, işverenin Türkiye genelindeki tüm işyerlerinden kaynaklanan yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunmaması gerekmektedir.

İşverenin Türkiye genelindeki işyerlerinden herhangi birininin yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcunun bulunması halinde, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan işyerlerinden dolayı da bu indirimden yararlanılamayacaktır.

İşverenin Türkiye genelinde yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının bulunup bulunmadığının tespiti sırasında, işverenlerin Kurumda kendi adına tescil edilmiş tüm işyerlerinden ve kendi adına tescil edilmiş tüm alt işverenliklerinden kaynaklanan yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları sorgulanacaktır. Bu sorgulama gerçek kişi işverenlerde T.C. kimlik numarası, tüzel kişi işverenlerde vergi kimlik numarası esas alınmak suretiyle yapılacaktır. Bu şarta ilişkin uygulamanın usul ve esasları 2021/26 ve 2021/30 nolu Genelgelerde açıklanmış olup, bu Genelgede yer almayan hususlara ilişkin anılan genelgelerde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde işlem yapılacaktır.

Bununla birlikte, 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları bulunmakla birlikte, söz konusu borçların çeşitli kanunlar gereğince yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanun’un 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olması ve yapılandırma veya taksitlendirme işlemlerinin devam ediyor olması kaydıyla, söz konusu indirimden yararlanılabileceği öngörülmüştür.

Buna göre, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçları bulunmakla birlikte, söz konusu borçları çeşitli kanunlar gereğince yapılandırılmış veya 6183 sayılı Kanun’un 48 inci maddesine istinaden tecil ve taksitlendirilmiş olan işverenler, yapılandırma veya taksitlendirme işlemlerinin devam ediyor olması ve yapılandırma veya taksitlendirme kapsamına girmeyen başka borçlarının bulunmaması kaydıyla sosyal güvenlik destek primi beş puanlık indiriminden yararlanabileceklerdir.

Diğer taraftan, ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle yapılandırma veya tecil ve taksitlendirme anlaşmaları bozma koşuluna giren işverenlerin, bozma koşulunun oluştuğu tarihi takip eden aybaşından itibaren 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden yararlanmalarına imkan bulunmamaktadır.

2.7. Çalıştırdığı Kişileri Sigortalı Olarak Bildirmediği veya Bildirdiği Sigortalıları Fiilen Çalıştırmadığı Yönünde Herhangi Bir Tespitin Bulunmaması
Bilindiği gibi, 5510 sayılı Kanun’un ek 14 üncü maddesinin ilk üç fıkrasında;

“Mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri ilk tespitte bir ay süreyle, ilk tespit tarihinden itibaren üç yıl içinde tekrar eden her bir tespit için ise bir yıl süreyle bu Kanun, 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda yer alan sigorta primi teşvik, destek ve indirimlerden yararlanamaz. Bu Kanun ve 3294 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanunda bu maddeye aykırı olan hükümler uygulanmaz.

Bu madde hükümleri 4447 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin beşinci fıkrası ve geçici 17 nci maddesi ile bu Kanunun geçici 71 inci maddesi; bildirilen sigortalıyı fiilen çalıştırmadığına yönelik tespitlerde ise 4447 sayılı Kanunun geçici 10 uncu ve geçici 15 inci maddeleri ile 3294 sayılı Kanunun Ek 5 inci maddesi hakkında uygulanmaz.

Beş kişiden fazla olmamak koşuluyla çalıştırılan toplam sigortalı sayısının %1’ini aşmayan sayıda, çalıştırılanların sigortalı olarak bildirilmediğinin veya bildirilen kişilerin fiilen çalışmadığının tespit edilmesi halinde birinci fıkra hükümleri uygulanmaz.”

hükümleri yer almakta olup, uygulamanın usul ve esasları 2017/18 No’lu Genelgede açıklanmıştır.

Buna göre, mahkeme kararıyla veya yapılan kontrol ve denetimlerde çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyerleri hakkında öncelikle söz konusu tespitin 2017/18 No’lu Genelgenin 2 numaralı bölümünde belirtildiği şekilde 5510 sayılı Kanun’un ek 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına göre yasaklama kapsamına girip girmediği değerlendirilecek olup, söz konusu tespitin yasaklama kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda yine 2017/18 No’lu Genelge gereğince tespite ilişkin tutanak tarihini/mahkemenin kesinleşmiş karar tarihini/resmi kurum ve kuruluşlardan alınan yazıların Kuruma intikal tarihini takip eden aybaşından itibaren bir ay/bir yıl süreyle yasaklama işlemi yapılacaktır.

Buna karşın, Kuruma bildirilmiş olan sigortalıların, bildirim tarihlerinden sonraki prim ödeme gün sayısını veya prime esas kazanç tutarını eksik bildirdiği tespit edilen işverenler hakkında yasaklama yapılmayacak olup, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden diğer şartları sağlamaları kaydıyla yararlanabileceklerdir.

Aynı işverenin aynı veya farklı ünite sınırları içinde birden fazla işyeri dosyasının mevcut olması halinde, çalıştıkları halde Kuruma bildirilmemiş/fiilen çalıştırılmadığı halde Kuruma bildirilmiş sigortalılar hangi işyerinde tespit edilmiş ise, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden yalnızca bu işyerinde çalışan sigortalılardan dolayı bir ay/bir yıl süreyle yararlanılamayacaktır.

Çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işyeri işverenlerinin, tespite ilişkin tutanağın/bilgi veya belgenin/mahkeme ilamının ilgili üniteye geç intikal etmesi nedeniyle indirimden yersiz yararlanmış olduklarının anlaşılması halinde, bu aylara ilişkin daha önce Hazine tarafından karşılanmış olan tutarlar da gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ilgililerden tahsil edilecektir.

Bununla birlikte, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan işverenlerce, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden yararlanıldıktan sonra, geriye yönelik olarak gerek kendiliğinden, gerekse mahkeme ilamına ya da denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan denetimler sonucunda düzenlenen raporlara veya kamu kurum ve kuruluşlarınca düzenlenen yazılara istinaden aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verildiği veya söz konusu belgelerin Kurumca resen düzenlendiği durumlarda, daha önce Hazine tarafından karşılanmış olan tutarlar iptal edilmeksizin, yalnızca tespit tarihinden sonra verilen prim belgelerinden dolayı tahakkuk eden prim, idari para cezası ile bu borçlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının tahsili cihetine gidilecektir.

Ancak, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanları tarafından kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden veya mahkeme ilamına istinaden çalıştırdığı kişileri sigortalı olarak bildirmediği veya bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığı tespit edilen işverenler, bahse konu sürelere ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin kendilerince veya Kurumca resen düzenlenmesi üzerinde durulmaksızın söz konusu tespitin 2017/18 No’lu Genelgeye göre yasaklama kapsamına girdiğinin anlaşılması durumunda tespite ilişkin tutanak tarihini/ mahkemenin kesinleşmiş karar tarihini/resmi kurum ve kuruluşlardan alınan yazıların Kuruma intikal tarihini takip eden ay başından itibaren 2017/18 No’lu Genelgeye göre bir ay/bir yıl süreyle söz konusu indirimden yararlanamayacaklardır.

Diğer taraftan, yapılan kontrol ve denetimler ya da bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden veya mahkeme ilamına istinaden;

– Alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin/ bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığının tespit edilmesi halinde, hem kayıt dışı sigortalı çalıştıran/sahte sigortalı bildiriminde bulunan alt işveren hem de asıl işveren,

– Asıl işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin/ bildirdiği sigortalıları fiilen çalıştırmadığının tespit edilmesi halinde ise yalnızca asıl işveren,
indirimden bir ay/bir yıl süreyle yararlanamayacaktır.

3. Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Hissesinin Hazinece Karşılanacak Beş Puanlık Kısmının Hesaplanması

5510 sayılı Kanun’un “Sosyal güvenlik destek primine ilişkin geçiş hükümleri” başlıklı geçici 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde;

“Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar hariç olmak üzere sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir. Ancak;

a) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışanlar için sosyal güvenlik destek primi oranı 80 inci maddeye göre tespit edilen prime esas kazançlar üzerinden 81 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen prim oranına yüzde 30 oranının eklenmesi suretiyle bulunan toplamdır. Yüzde 30 oranının dörtte biri sigortalı, dörtte üçü işveren hissesidir. Bu kapsamda sayılan kişilerden sosyal güvenlik destek primine tabi olanların prim ödeme yükümlüsü bunların işverenleridir. Bunlar hakkında sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanır.” hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan işverenlerin, kapsama giren sigortalılarına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerini/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini 15510 kanun numarasını seçerek yasal süresi içinde göndermeleri halinde, sosyal güvenlik destek primi işveren hissesinin beş puanlık kısmı, ilgili ayda tahakkuk etmiş Hazinece karşılanmayan primlerin tamamının yasal süresi içinde ödenmesi kaydıyla, Hazinece karşılanacaktır.

Örnek 9: Yasal ödeme süresi geçmiş sigorta primi, işsizlik sigortası primi, idari para cezası ile bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmayan (D) Anonim Şirketinin, kapsama giren 3 sigortalısına ilişkin 2 nolu belge türü ve 15510 kanun numarası seçilmek suretiyle düzenlemiş olduğu 2023/Nisan ayına ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinde kayıtlı sigortalılarına ait prime esas kazanç tutarı toplamının 30.024,00 TL olduğu varsayıldığında,

30.024,00 X % 5 = 1.501,20 TL’si işveren hissesine ait Hazinece karşılanacak olan tutar,

30.024,00 X %19,5 = 5.854,68 TL’si işveren hissesine ait işverence ödenecek olan tutar,

30.024,00 X % 7,5 = 2.251,80 TL’si sigortalı hissesine ait işverence ödenecek tutar, olacaktır.

Bu durumda, işveren tarafından ödenmesi gereken 8.106,48 TL’nin (5.854,68 +2.251,80) yasal ödeme süresinin son günü olan 31.05.2023 tarihine kadar ödenmesi halinde, 1.501,20 TL tutarındaki sigorta primi Hazinece karşılanacaktır.

Buna karşın, işveren tarafından ödenmesi gereken 8.106,48 TL tutarındaki sigorta priminin, 31.05.2023 tarihine kadar ödenmediği veya eksik ödendiği takdirde, 8.106,48 TL + 1.501,20 TL = 9.607,68 TL’nin tamamı gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.

4. Sosyal Güvenlik Destek Primi İşveren Hissesi İndiriminin Süresi

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan beş puanlık indirimden, indirim kapsamına giren sigortalıların ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmadan önce en son çalıştıkları işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalıştıkları süre boyunca yararlanılabilecektir. Başka bir ifade ile indirim kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışan sigortalılar bu işyerlerinde işten ayrılmadıkları sürece, işverenler bu sigortalılardan dolayı indirimden yararlanabilecektir. Sosyal güvenlik destek primi indiriminden yararlanılan sigortalılar için işten ayrılış bildirgesi verilmesi halinde, söz konusu sigortalılar aynı işyerinde yeniden sosyal güvenlik destek primine tabi işe başlasa dahi, bu sigortalılardan dolayı söz konusu indirimden yararlanılamayacaktır.

Örnek 10: (Z) Ltd. Şti’ye ait 2 5610 01 01 9999999 034 14 57 sicil numaralı işyerinde çalışan sigortalı (M)’nin 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına girdiği ve yaşlılık aylığına hak kazanması nedeniyle 06.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve aynı işyerinde 09.03.2023 tarihinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin 08.03.2023 tarihinde verildiği, bu sigortalıdan dolayı 2023 yılı Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında sosyal güvenlik destek primi indiriminden yararlanıldığı, aynı sigortalının 30.06.2023 tarihinde işten ayrıldığı varsayıldığında, bu sigortalının aynı işyerinde 01.08.2023 tarihinde yeniden sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başlaması halinde bu sigortalıdan dolayı 01.08.2023 tarihi itibarıyla sosyal güvenlik destek primi indiriminden yararlanılamayacaktır.

Öte yandan 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrasına istinaden ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlardan yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi verilenler için aynı işyerinden işten ayrılış tarihini takip eden 30 günlük süre içinde birden fazla sosyal güvenlik destek primine tabi işe giriş bildirgesinin verilmiş olması halinde ise 30 günlük süre içinde ilk sosyal güvenlik destek primine tabi işe giriş bildirgesinin verilmesini takip eden ilk işten ayrılış bildirgesindeki işten ayrılış tarihi itibarıyla sosyal güvenlik destek primi indirimine son verilir.

Örnek 11: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (N)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 03.03.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve 06.03.2023 tarihinde aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı ancak 15.03.2023 tarihinde bu işyerinden ayrılarak 24.03.2023 tarihinde yeniden aynı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı varsayıldığında, işveren bahse konu sigortalıdan dolayı 2023/Mart ayında bu indirimden 10 gün (06.03.2023 ila 15.03.2023) üzerinden yararlanabilecektir.

Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrasına istinaden ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlardan yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrılış bildirgesi verilenler için işten ayrılış tarihini takip eden 30 günlük süre içinde en son çalışılan işyeri dışında aynı işverene ait farklı bir işyerinde veya farklı bir işverene ait işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışmaya başladıktan sonra bu işyerinden ayrılarak yeniden yaşlılık veya emekli aylığı talebi nedeniyle işten ayrıldığı işyerinde tekrar sosyal güvenlik destek primine tabi işe başlaması halinde bu sigortalıdan dolayı indirimden yararlanılabilecektir.

Örnek 12: 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamına giren sigortalı (S)’nin yaşlılık aylığına hak kazandığı, bu nedenle 2 5610 01 01 9999999 047 14 57 sicil numaralı işyerinden 03.04.2023 tarihinde işten ayrıldığı ve 05.04.2023 tarihinde aynı işverenin 2 5610 01 01 9999998 047 14 57 sicil numaralı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı, ancak 06.04.2023 tarihinde bu iş yerinden ayrılarak 14.04.2023 tarihinde yeniden 2 5610 01 01 9999999 047 14 57 sicil numaralı işyerinde sosyal güvenlik destek primine tabi işe başladığı varsayıldığında, 14.04.2023 tarihinden itibaren 2 5610 01 01 9999999 047 14 57 sicil numaralı işyerinde bu sigortalı işten ayrılmadığı sürece bahse konu sigortalıdan dolayı bu indirimden yararlanılabilecektir.

5. İndirimden Yararlanmak Amacıyla Yapılacak Olan Başvurunun Şekli

5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında yer alan beş puanlık indirimden yararlanılabilmesi için, işverenlerce e-SGK kanalıyla başvuruda bulunulması gerekmektedir.

İşverenlerce kapsama giren sigortalılara ilişkin yapılacak başvurular, www.sgk.gov.tr adresinden giriş yapılmak suretiyle erişilen “e-SGK/ İşveren/ İşveren Sistemi (https://uyg.sgk.gov.tr/IsverenSistemi)/ Teşvikten Faydalanılacak Sigortalı Tanımlama” ekranında yer alan “15510- Sosyal Güvenlik Destek Primi İndirimi” menüsü vasıtasıyla yapılacaktır.

Söz konusu ekranlar vasıtasıyla yapılacak olan tanımlama işlemleri sırasında sigortalı için tanımlama yapılacak işyeri sicil numarasında kayıtlı;

-5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin yürürlük tarihi ve sonrasında “8-Emeklilik(Yaşlılık) veya Toptan Ödeme” işten çıkış kodu ile işten ayrılış bildirgesinin bulunup bulunmadığı,

-İşten ayrılış tarihini takip eden 30 gün içinde sosyal güvenlik destek primine tabi olarak en son çalışılan işyerine ait işe giriş bildirgesinin bulunup bulunmadığı,

Sistem tarafından kontrol edilmek suretiyle kapsama giren sigortalıların sisteme tanımlanması sağlanacaktır.

İşverenlerce “İşveren Sistemi” üzerinden yapılacak olan tanımlamalar sırasında, kapsama giren sigortalılara ilişkin yukarıda belirtilen kontroller sistem tarafından elektronik ortamda yapılacağından, sigortalılara ilişkin tanımlama işleminin sisteme kaydedilmesi gerekmekte olup sosyal güvenlik il müdürlükleri/sosyal güvenlik merkezlerine herhangi bir belge ibraz edilmesine gerek bulunmamaktadır.

Bununla birlikte, kapsama giren sigortalılara 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinin birinci fıkrası kapsamında yaşlılık veya emekli aylığı bağlanıp bağlanmadığı hususu tanımlama sırasında tespit edilemediğinden, 15510 kanun numaralı teşvik tanımlamasının yapılmasından sonra sosyal güvenlik destek primi indiriminden yararlanılan sigortalıların 03.03.2023 tarihi ve sonrasında yaşlılık veya emekli aylığı talebinde bulunduğu, ancak bu talebe istinaden sigortalılara 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesi kapsamında ilk defa yaşlılık veya emekli aylığı bağlanmadığının sonradan tespit edilmesi durumunda, indirimden yersiz yararlanılan sigortalılar hatalı teşvik listesi ile takip edilecektir.

6. Diğer Hususlar

6.1. Aylık prim hizmet belgelerini/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini 15510 kanun numarasını seçerek Kuruma gönderen işverenlerin, anılan maddede yer alan şartları taşıyıp taşımadıkları, ünitelerin sigorta primleri servislerince her ay düzenli olarak kontrol edilecek ve söz konusu indirimden yararlanmaması gerektiği halde yararlanmış olan işverenlerle ilgili olarak yersiz yararlanılan prim tutarları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenlerden tahsil edilecektir.

6.2. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden yararlanmakta olan bir işyerinin farklı bir sosyal güvenlik merkezine nakli halinde, anılan maddede yer alan indirimden nakil tarihinden önce yararlanılan sigortalılardan dolayı, anılan maddede belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla nakil tarihinden sonra da yararlanılması mümkün bulunmaktadır.

6.3. İşyerinin 5510 sayılı Kanun kapsamında devri ya da intikali halinde işyeri sicil numarası değişmeyeceğinden devir veya intikal tarihinden önce indirimden yararlanılan sigortalılardan dolayı anılan maddede belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla devir veya intikal tarihinden sonra da indirimden yararlanılmaya devam edilir.

6.4. Şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya bir şirketin diğer bir şirkete katılması ya da adi şirketlerde yeni ortak alınması veya adi ortaklığın gerçek kişiye dönüşmesi durumunda işyeri sicil numarası değişmeyeceğinden bu değişikliklerden önce indirimden yararlanılan sigortalılardan dolayı anılan maddede belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla değişiklik sonrasında da indirimden yararlanılmaya devam edilir.

6.5. İndirimden yararlanılan sigortalıların aynı işverene ait başka bir işyerinde naklen ve hizmet akdi sona ermeden çalışmaya başlaması halinde, aynı işyerinde çalışmaya devam etme şartının ihlali nedeniyle bu sigortalılardan dolayı bu indirimden nakil tarihi itibarıyla yararlanılamayacaktır.

6.6. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden yararlanmış olan işverenler, Hazinece karşılanmış olan prim tutarlarını, gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alamayacaktır.

6.7. 5510 sayılı Kanun’un geçici 95 inci maddesinde yer alan indirimden, bu maddede belirtilen şartların yanısıra 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan şartların da sağlanması kaydıyla yararlanılabileceğinden, bu Genelge’de yer almayan usul ve esaslar hakkında 2008/93, 2009/139, 2011/45, 2017/18, 2020/1, 2021/26, 2021/30 No’lu Genelgelerde 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendine ilişkin düzenlemeler esas alınarak işlem yapılacaktır.

6.8. 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin (ı) bendinde yer alan hüküm gereğince yurt dışında çalışan sigortalılardan dolayı sosyal güvenlik destek primi beş puanlık işveren hissesi indiriminden yararlanılması mümkün değildir.

6.9. 506 sayılı Kanun’un geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel istihdam eden sandıkların, bankaların, sigorta ve reasürans şirketlerinin, oda, borsa ve birlikler, sandık statüsüne tabi personelinden dolayı 01.02.2019 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası beş puanlık indirimden yararlanması mümkün değildir.

Bu durumda sosyal güvenlik destek primi beş puanlık indiriminden 5510 sayılı Kanun’un 81 inci maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde yer alan şartlar dahilinde yararlanılacağından, 506 sayılı Kanun’un geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların statülerine tabi personel istihdam eden sandıklar, bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, oda, borsa ve birlikler sosyal güvenlik destek primi beş puanlık indiriminden yararlanamayacaklardır.

7. Yürürlük

Bu Genelge hükümleri 03.03.2023 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihi itibarıyla yürürlüğe girer.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Kürşad ARAT

Kurum Başkan V.




Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Değişiklik

Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Değişiklik Kurumlar Vergisi Beyannamesinde yer alan “Ek Vergi Bildirimi” bölümünde “10/7/2018 tarihl…

 

 

Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Değişiklik

Kurumlar Vergisi Beyannamesinde Değişiklik

Kurumlar Vergisi Beyannamesinde yer alan “Ek Vergi Bildirimi” bölümünde “10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesinde tanımlanan mikro/küçük işletmeler” ile “7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin 27 nci fıkrası kapsamında 6/2/2023 tarihi itibarıyla mücbir sebep ilan edilen yerlerde bulunan vergi dairelerinde mükellefiyeti bulunan kurumlar vergisi mükellefleri” için düzenleme yapılmıştır. Mükelleflerin Beyanname Düzenleme Programını güncellemeleri gerekmektedir.

Kaynak: Ebeyanname/GİB




7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) – Ek Kurumlar Vergisi

Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) 15 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete Say…

 

 

7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) – Ek Kurumlar Vergisi

Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3)

15 Nisan 2023 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32164

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

 

ÖZET:

Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7440 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 3) de ek vergi uygulamasının usul ve esasları belirlendi.

1. Ek verginin mükellefleri, Kurumlar Vergisi mükelleflerdir. Kurumlar vergisi beyannamesi veren dar mükellef kurumlar da ek vergi mükellefleri kapsamındadır.

2. 6/2/2023 tarihi itibarıyla Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır.

3. 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancının tespitinde dikkate alınan bazı istisna ve indirim tutarları ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahlar ek verginin konusunu oluşturmaktadır.

4. 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan istisna ve indirimlerin, kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırlarında gösterilerek indirim konusu yapılması gerekmekte olup, ilgili satırı bulunmayan istisna ve indirimlerin ilgisine göre beyannamenin “Diğer indirimler ve istisnalar” veya “Diğer indirimler” bölümlerinde gösterilerek vergiye tabi matrahın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde indirim konusu yapılan istisna ve indirimler de ek verginin konusuna girmektedir.

5. Kurumlar vergisi mükelleflerince 2022 hesap dönemine ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinin “Diğer indirimler” veya “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında gösterilmekle birlikte, mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamenin bu satırlarına yazılan (Türkiye Muhasebe Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasındaki değerleme farkları, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda borç alan kurum nezdinde Türk Lirası’nın değer kazanması sonucu oluşan kur farkı gelirleri, kıdem tazminatı karşılığı iptali, vergi borçlarına mahsup edilen ve gelir olarak dikkate alınan 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamındaki indirim hakkı gibi) tutarlar üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

6. Yürürlükte bulunan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında, vergilendirme hakkının ilgili ülkede bulunması nedeniyle Türkiye’nin vergi alma hakkı olmadığı veya söz konusu kazançların Türkiye’de istisna edilmesi gerektiği durumlarda, elde edilen ve kurum kazancına dâhil edilerek beyannamenin “Diğer indirimler” ile “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında matrahtan indirim konusu yapılan tutarlar ek verginin konusuna girmeyecektir. Ayrıca, yürürlükte bulunan ikili veya çok taraflı diğer uluslararası anlaşmalar uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar da ek vergi kapsamında değildir.

7. 18/11/2005 tarihli ve 25997 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında mikro ve küçük işletme olarak sınıflandırılan kurumlar vergisi mükelleflerinin; teknoloji geliştirme bölgelerinden elde ettikleri kazançlar ile Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunan mükelleflerin bu merkezlerdeki Ar-Ge ve tasarım harcamaları üzerinden hesaplanan Ar-Ge ve tasarım indirimleri ek vergi kapsamının dışındadır. Öte yandan bu kapsamdaki mükelleflerin, ek vergi kapsamına giren diğer indirim ve istisnaları ile indirimli kurumlar vergisi matrahları nedeniyle ek vergi hesaplamaları gerekmektedir.

8. 7440 sayılı Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla mikro ve küçük işletme kapsamındaki mükelleflerin, bu durumlarını tevsik edici Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından aldıkları belgeyi kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayı izleyen ayın sonuna kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

9. Kurumlar vergisi mükelleflerince hesaplanacak ek verginin matrahı, Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasında belirlenen ve detaylarına Tebliğin 5 inci maddesinde yer verilen indirim ve istisnalar ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi hükmüne istinaden tespit olunan indirimli kurumlar vergisi matrah tutarlarıdır.

10. 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, tespit olunan matrahlar üzerinden Kanun hükmüne istinaden %10 oranında ek vergi hesaplanacaktır.

11. 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki iştirak kazançları ile aynı fıkranın (b) ve (g) bentlerinde düzenlenen yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıyan yurtdışı iştirak kazançları ve yurtdışı şube kazançları üzerinden %5 oranında vergi hesaplanacaktır.

12. 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı bulunanlar, istisnalar nedeniyle cari yıl zararı oluşanlar veya kurumlar vergisine tabi matrahları bulunmayan mükellefler de bu dönemde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplayacaklardır.

13. 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılan geçmiş yıl zararları üzerinden ise ek vergi hesaplanmayacaktır.

14. Tasfiye, birleşme, devir ve tam bölünme işlemleri nedeniyle 2022 yılına ilişkin olarak Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 tarihinden önce vermiş oldukları beyannamelerde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

15. Hesaplanan ek vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamayacak ve yurt dışında ödenenler de dâhil hiçbir vergiden mahsup edilemeyecektir.

16. 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesi esas olup, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunacaktır.

17. 7440 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi hükümleri kapsamında 2022 hesap dönemine ilişkin olarak kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunulması, mezkûr maddenin ikinci fıkrasına göre ek vergi bakımından bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmez. (TÜRMOB)

 

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, 9/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun (Kanun) 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasının uygulamasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.

(2) Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası hükmü uyarınca ödenecek ek vergiye ilişkin açıklamalar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tebliğ, 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Yasal düzenleme

MADDE 3- (1) 7440 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrası hükmü aşağıdaki gibidir:

“(27) Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile aynı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin %10 oranında, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen istisna ile yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise %5 oranında ek vergi hesaplanır ve bu verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içinde, ikinci taksiti bu süreyi takip eden dördüncü ayda ödenir. Özel hesap dönemi tayin edilen mükelleflerde bu vergi, 2023 yılı içinde sona eren hesap dönemi için verilmesi gereken beyannamelerde gösterilmek suretiyle uygulanır. Bu vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamaz ve hiçbir vergiden mahsup edilemez. Şu kadar ki 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının; (d), (i), (j) ve (k) bentleri ile geçici 14 üncü maddesi kapsamındaki istisnalar, aynı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler, 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi yatırım indirimi istisnası, ilgili Kanunları uyarınca kurum kazancından indirilebilen bağış ve yardımlar ile 10/7/2018 tarihli ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 407 nci maddesi kapsamında tanımlanan mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-ge ve tasarım merkezlerinden elde ettikleri istisnaya ve indirime konu kazançları üzerinden bu vergi hesaplanmaz. 6/2/2023 tarihi itibarıyla, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illeri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır. Tahsil edilen ek vergi, genel bütçe geliri olarak kaydedilir ve 5779 sayılı Kanun ile diğer kanunlara göre mahalli idarelere verilecek payların hesabında dikkate alınmaz. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.”

Ek verginin mükellefleri

MADDE 4- (1) Ek verginin mükellefleri, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda sayılan mükelleflerdir. Buna göre;

a) Sermaye şirketleri,

b) Kooperatifler,

c) İktisadi kamu kuruluşları,

ç) Dernek veya vakıflara ait iktisadi işletmeler,

d) İş ortaklıkları,

ek verginin mükellefidirler.

(2) Kurumlar vergisi beyannamesi veren dar mükellef kurumlar da ek vergi mükellefleri kapsamındadır.

(3) 6/2/2023 tarihi itibarıyla Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaftır.

Ek verginin konusu

MADDE 5- (1) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca kurum kazancının tespitinde dikkate alınan istisna ve indirim tutarları ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahlar ek verginin konusunu oluşturmaktadır.

(2) Kurumlar vergisi mükelleflerince elde edilen tüm kazançlar kurum kazancına dâhil edilmekte, 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda düzenlenen indirim ve istisnalar ise kurumlar vergisi beyannamesinin “Zarar olsa dahi indirilecek istisna ve indirimler” ile “Kazancın bulunması halinde indirilecek istisna ve indirimler” bölümünde gösterilmek suretiyle kazancın veya vergiye tabi matrahın tespitinde indirim konusu yapılmaktadır.

(3) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan ve ek verginin konusuna giren istisnalar aşağıdaki gibidir:

a) İştirak Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a).

b) Yurtdışı İştirak Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-b).

c) Yurtdışı İştirak Hissesi Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-c).

ç) Emisyon Primi Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç).

d) Taşınmaz, İştirak Hisseleri ve Fon Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-e).

e) Bankalara, Finansal Kiralama ya da Finansman Şirketlerine veya TMSF’ye Borçlu Durumda Olanların Taşınmaz veya İştirak Hisselerinin Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-f).

f) Yurtdışı Şube Kazançları İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-g).

g) Yurtdışı İnşaat, Onarım, Montaj ve Teknik Hizmetler Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-h).

ğ) Eğitim ve Öğretim Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ı).

h) Yabancı Fon Kazançlarının Vergilendirilmesinde Yönetici Şirketlere İlişkin Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/A).

ı) Sınai Mülkiyet Hakları Satış Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/B).

i) 5300 Sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu Kapsamında Düzenlenen Ürün Senetlerinin Elden Çıkarılmasından Doğan Kazanç İstisnası (193 sayılı Kanun).

j) Türk Uluslararası Gemi Siciline Kayıtlı Gemilerin İşletilmesinden Sağlanan Kazanç İstisnası (4490 sayılı Kanun).

k) Serbest Bölgelerde Elde Edilen Kazanç İstisnası (3218 sayılı Kanun) .

l) Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Elde Edilen Kazanç İstisnası (4691 sayılı Kanun).

m) Araştırma Altyapılarının Ar-Ge ve Yenilik Faaliyetlerinden Elde Ettikleri Kazançlarda İstisna (6550 sayılı Kanun).

n) Özel Kanunlarda Yer Alan ve Ek Vergi Matrahına Dâhil Edilmesi Gereken Diğer İstisnalar.

(4) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan ve ek verginin konusuna giren indirimler şunlardır:

a) Yurtdışına Verilen Yazılım, Mühendislik, Eğitim ve Sağlık Hizmetleri Kazanç İndirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ğ).

b) Nakdi Sermaye Artışından Kaynaklanan Faiz İndirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ı).

c) Yatırım İndirimi İstisnası (193 sayılı Kanun Geçici Madde 61 kapsamında tevkifata tabi olmayanlar).

ç) Ar-Ge ve Tasarım İndirimi (5746 sayılı Kanun).

d) Teknogirişim Sermaye Desteği İndirimi (5746 sayılı Kanun).

e) Teknokent Sermaye Desteği İndirimi (4691 sayılı Kanun).

f) Özel Kanunlarda Yer Alan ve Ek Vergi Matrahına Dâhil Edilmesi Gereken Diğer İndirimler.

(5) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan istisna ve indirimlerin, kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırlarında gösterilerek indirim konusu yapılması gerekmekte olup, ilgili satırı bulunmayan istisna ve indirimlerin ilgisine göre beyannamenin “Diğer indirimler ve istisnalar” veya “Diğer indirimler” bölümlerinde gösterilerek vergiye tabi matrahın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Bu şekilde indirim konusu yapılan istisna ve indirimler de ek verginin konusuna girmektedir.

(6) 2022 hesap dönemine ilişkin beyannamelerinde 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu matrahları da ek verginin konusunu oluşturmaktadır.

Ek verginin konusu dışında kalan istisna ve indirimler

MADDE 6- (1) Ek vergi düzenlemesine ilişkin Kanun maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerince kazancın tespitinde dikkate alınan bazı istisnalar ek verginin kapsamı dışında tutulmuş olup, bu istisnalar aşağıdaki gibidir:

a) Yatırım Fon ve Ortaklığı Portföy İşletmeciliği Kazancı İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-d).

b) Risturn Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-i).

c) Sat-Kirala-Geri Al İşlemlerine Yönelik Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-j).

ç) Varlık Kiralama İşlemlerinden Elde Edilen Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-k).

d) Kur Korumalı Mevduat ve Katılım Hesaplarından Elde Edilen Kazanç İstisnası (5520 sayılı Kanun Geçici Madde 14).

e) Yatırım İndirimi İstisnası (193 sayılı Kanunun Geçici Madde 61 inci maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulanlar).

(2) Ek vergi düzenlemesine ilişkin Kanun maddesinde, kurumlar vergisi mükelleflerince vergiye tabi matrahın tespitinde dikkate alınan bazı indirimler verginin kapsamı dışında tutulmuş olup, verginin kapsamı dışında tutulan bu indirimler aşağıdaki gibidir:

a) Sponsorluk Harcamalarında İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-b).

b) Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-c).

c) Eğitim ve Sağlık Tesisleri ile Yurt İnşaatlarına İlişkin Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ç).

ç) Kültür ve Turizm Amaçlı Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-d).

d) Cumhurbaşkanınca Başlatılan Yardım Kampanyalarına Yapılan Bağışlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-e).

e) Kızılay Derneği ile Yeşilay Cemiyetine Yapılan Nakdi Bağış ve Yardımlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-f).

f) 213 sayılı Kanunun 325/A Maddesine Göre Girişim Sermayesi Fonu Olarak Ayrılan Tutarlarda İndirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-g).

g) 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanuna Göre Korumalı İşyeri İndirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-h).

ğ) Özel Kanunları Uyarınca Kurum Kazancından İndirimine İzin Verilen Bağış ve Yardımlar.

(3) Kurumlar vergisi mükelleflerince 2022 hesap dönemine ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinin “Diğer indirimler” veya “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında gösterilmekle birlikte, mahiyet itibarıyla indirim veya istisna kapsamında olmayıp, daha çok vergi matrahının doğru hesaplanması amacıyla beyannamenin bu satırlarına yazılan (Türkiye Muhasebe Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartları ile Vergi Usul Kanunu hükümleri arasındaki değerleme farkları, örtülü sermaye kabul edilen borçlanmalarda borç alan kurum nezdinde Türk Lirası’nın değer kazanması sonucu oluşan kur farkı gelirleri, kıdem tazminatı karşılığı iptali, vergi borçlarına mahsup edilen ve gelir olarak dikkate alınan 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi kapsamındaki indirim hakkı gibi) tutarlar üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

(4) Yürürlükte bulunan çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları kapsamında, vergilendirme hakkının ilgili ülkede bulunması nedeniyle Türkiye’nin vergi alma hakkı olmadığı veya söz konusu kazançların Türkiye’de istisna edilmesi gerektiği durumlarda, elde edilen ve kurum kazancına dâhil edilerek beyannamenin “Diğer indirimler” ile “Diğer indirimler ve istisnalar” satırlarında matrahtan indirim konusu yapılan tutarlar ek verginin konusuna girmeyecektir. Ayrıca, yürürlükte bulunan ikili veya çok taraflı diğer uluslararası anlaşmalar uyarınca, kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar da ek vergi kapsamında değildir.

(5) 18/11/2005 tarihli ve 25997 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” kapsamında mikro ve küçük işletme olarak sınıflandırılan kurumlar vergisi mükelleflerinin; teknoloji geliştirme bölgelerinden elde ettikleri kazançlar ile Ar-Ge ve tasarım merkezi bulunan mükelleflerin bu merkezlerdeki Ar-Ge ve tasarım harcamaları üzerinden hesaplanan Ar-Ge ve tasarım indirimleri ek vergi kapsamının dışındadır. Öte yandan bu kapsamdaki mükelleflerin, ek vergi kapsamına giren diğer indirim ve istisnaları ile indirimli kurumlar vergisi matrahları nedeniyle ek vergi hesaplamaları gerekmektedir.

(6) 7440 sayılı Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 itibarıyla mikro ve küçük işletme kapsamındaki mükelleflerin, bu durumlarını tevsik edici Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından aldıkları belgeyi kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği ayı izleyen ayın sonuna kadar bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri gerekmektedir.

Verginin hesaplanması, beyanı ve ödenmesi

MADDE 7- (1) Kurumlar vergisi mükelleflerince hesaplanacak ek verginin matrahı, Kanunun 10 uncu maddesinin yirmi yedinci fıkrasında belirlenen ve detaylarına bu Tebliğin 5 inci maddesinde yer verilen indirim ve istisnalar ile 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi hükmüne istinaden tespit olunan indirimli kurumlar vergisi matrah tutarlarıdır.

(2) 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle, tespit olunan matrahlar üzerinden Kanun hükmüne istinaden %10 oranında ek vergi hesaplanacaktır.

(3) 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki iştirak kazançları ile aynı fıkranın (b) ve (g) bentlerinde düzenlenen yurtdışından elde edilen ve en az %15 oranında vergi yükü taşıyan yurtdışı iştirak kazançları ve yurtdışı şube kazançları üzerinden %5 oranında vergi hesaplanacaktır.

(4) 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (h) bentlerinde düzenlenen yurtdışı iştirak hissesi satış kazançları ve yurtdışı inşaat, onarım ve teknik hizmetlerden elde edilen kazançlar üzerinden ise ek vergi %10 oranında hesaplanacak olup bu kazançların elde edildiği ülkede en az %15 oranında vergi yükü taşıdığına ilişkin tevsik edici belgelerin kurumlar vergisi yönünden bağlı bulunulan vergi dairelerine ibraz edilmesi durumunda, bu istisnalar üzerinden hesaplanan %10 oranındaki verginin %5’e isabet eden kısmı iade edilecektir. Söz konusu iadeler, 6/4/2004 tarihli ve 25425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No:252)’nin üçüncü bölümünde yapılan açıklamalara göre vergi dairelerince yapılacaktır.

(5) Özel hesap dönemi tayin edilen mükellefler için 2023 yılı içinde sona erecek hesap dönemi için verilmesi gereken kurumlar vergisi beyannamelerinde dikkate alınan indirim, istisna ve indirimli kurumlar vergisi matrahları üzerinden ek vergi hesaplanacaktır.

(6) 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde ticari zararı bulunanlar, istisnalar nedeniyle cari yıl zararı oluşanlar veya kurumlar vergisine tabi matrahları bulunmayan mükellefler de bu dönemde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplayacaklardır.

(7) 2022 yılına ilişkin verilen kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapılan geçmiş yıl zararları üzerinden ise ek vergi hesaplanmayacaktır.

(8) Hesaplanan ek vergi, ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi içerisinde, ikinci taksiti ise bu süreyi takip eden dördüncü ay içerisinde olmak üzere iki eşit taksit halinde ödenecektir.

(9) Mükelleflerin; tasfiye, birleşme, devir ve tam bölünme işlemleri nedeniyle 2022 yılına ilişkin olarak Kanunun yayım tarihi olan 12/3/2023 tarihinden önce vermiş oldukları beyannamelerde faydalandıkları indirim ve istisna tutarları üzerinden ek vergi hesaplanmayacaktır.

Örnek 1- Mobilya imalatıyla iştigal eden (A) Ltd. Şti., kurumlar vergisi yönünden Hatay Antakya Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olup, mükellefin 2022 hesap dönemi kurum kazancı 4.500.000 TL’dir. Adı geçen şirketin bu dönemdeki ticari kazancının 500.000 TL’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna iştirak kazançlarından, 600.000 TL’lik kısmı ise Bursa Serbest Bölgesinde faaliyette bulunan şubesinden elde edilen istisna kazançtan kaynaklanmaktadır. Şirketin ayrıca nakdi sermaye artışından kaynaklı olarak kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde indirim konusu yapmış olduğu 100.000 TL tutarında indirimi bulunmaktadır.

Anılan şirket deprem tarihi olan 6/2/2023 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi yönünden Hatay İline bağlı vergi dairesinin mükellefi olması nedeniyle ek vergiden muaftır.

Örnek 2- (B) A.Ş., kurumlar vergisi yönünden Mersin Liman Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olup, mükellefin ticari faaliyetlerinin bir kısmı Adana İlinde gerçekleştirilmektedir.

Buna göre, her ne kadar faaliyetlerin bir kısmı depremden etkilenen ve Kanunda sayılan illerden birinde gerçekleştirilse de adı geçen Kurumun, 6/2/2023 tarihi itibarıyla kurumlar vergisi yönünden mükellefiyet kaydı Mersin İlinde bulunduğundan, 2022 hesap dönemine ilişkin faydalanılan indirim ve istisna tutarları ile indirimli kurumlar vergisi nedeniyle, mükellef tarafından ek vergi hesaplanması gerekmektedir.

Örnek 3- Giyim sektöründe faaliyette bulunan ve Samsun Bafra Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi olan (C) A.Ş.’nin 2022 hesap dönemine ilişkin vermiş olduğu kurumlar vergisi beyannamesinde 4.000.000 TL ticari zararı bulunmaktadır. Mükellef kurum bu dönemde, 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesi kapsamında 2.000.000 TL iştirak kazancı istisnasından faydalanmıştır.

Buna göre mükellefin ilgili dönem beyannamesinde ticari bilanço zararının bulunması ek vergi hesaplanmasına engel teşkil etmeyecek olup, bu dönemde faydalanılan istisna tutarı üzerinden (2.000.000 TLx%5=) 100.000 TL ek vergi hesaplanacak ve bu vergi 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 4- Edirne Uzunköprü Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (D) A.Ş.’nin 2022 hesap dönemine ilişkin kurum kazancı 10.000.000 TL’dir. Mükellef kurum aynı hesap döneminde 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmüne istinaden; 1.000.000 TL iştirak kazancı istisnasından, 700.000 TL taşınmaz satış kazancı istisnasından ve 4691 sayılı Kanun kapsamında 500.000 TL tutarında teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnasından yararlanmıştır. Adı geçen Kurum ayrıca, Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına makbuz karşılığı yaptığı 100.000 TL bağış tutarı ile nakdi sermaye artışı nedeniyle hesapladığı 150.000 TL nakdi sermaye faiz indirimi tutarını beyanname üzerinden indirim konusu yapmıştır.

Buna göre, anılan Kurumun ödemesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
       Ticari bilanço karı 10.000.000 TL
İstisnalar
      İştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a) (a) 1.000.000 TL
      Taşınmaz satış kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-e) (b)   700.000 TL
      Teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnası (4691 sayılı Kanun) (c) 500.000 TL
İndirimler
       Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına mükellef tarafından makbuz karşılığı yapılan bağış (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-e) (d) 100.000 TL
       Nakdi sermaye artışından kaynaklı faiz indirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ı) (e) 150.000 TL
Ek vergi matrahı
      %5 oranına tabi matrah (a) 1.000.000 TL
      %10 oranına tabi matrah (b + c + e) 1.350.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a)x(0,05) + (b + c + e)x(0,10)] 185.000 TL

Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyasına mükellef tarafından makbuz karşılığı yapılan bağış ek verginin matrahına dâhil edilmeyecek olup, Kanun kapsamında hesaplanan 185.000 TL tutarındaki ek vergi, 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 5- Kırşehir Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (İ) A.Ş., 2022 hesap döneminde 25.000.000 TL kurum kazancı elde etmiş olup, bu kazancın 2.000.000 TL’si yurt dışında yapılan inşaat işinden sağlanarak genel sonuç hesaplarına intikal ettirilen kazanç, 4.000.000 TL’si emisyon primi kazancı ve 5.000.000 TL’si geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla finansal kiralama şirketine taşınmaz satışından doğan kazançtan oluşmaktadır. Adı geçen Kurum, 2022 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde ayrıca, Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayırdığı tutar nedeniyle 500.000 TL ve Kapadokya Alan Başkanlığına makbuz karşılığı yaptığı bağış nedeniyle de 250.000 TL olmak üzere toplam 750.000 TL’yi indirim konusu yapmıştır. Yurt dışı inşaat kazancı üzerinden yurt dışında vergi ödenmemiştir.

Buna göre adı geçen şirketin ödemesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
       Ticari bilanço karı 25.000.000 TL
İstisnalar
      Yurt dışı inşaat, onarım, montaj ve teknik hizmetler kazanç istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-h) (a) 2.000.000 TL
      Emisyon primi kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç) (b)   4.000.000 TL
      Sat- kirala- geri al kazanç istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-j) (c) 5.000.000 TL
İndirimler
      213 sayılı Kanunun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlarda indirim (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-g) (d) 500.000 TL
      Kapadokya Alan Başkanlığına yapılan nakdi bağış (e) 250.000 TL
Ek vergi matrahı
      %10 oranına tabi matrah (a + b) 6.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a + b)x(0,10)] 600.000 TL

2022 hesap döneminde sat-kirala-geri al işlemi nedeniyle elde edilen istisna kazanç, 213 sayılı Kanunun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlarda indirim ile Kapadokya Alan Başkanlığına yapılmış olan bağış, ek verginin matrahına dâhil edilmeyecektir. Hesaplanan 600.000 TL tutarındaki ek vergi, 2023 yılı Nisan ve Ağustos aylarında iki eşit taksit halinde ödenecektir.

Örnek 6- Trabzon Akçaabat Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (H) A.Ş., imalat sanayiine yönelik bir yatırım için 2017 yılında yatırım teşvik belgesi almış ve söz konusu yatırımı 2021 yılında tamamlamıştır. Mükellef kurumun 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde bu yatırımı dolayısıyla indirimli kurumlar vergisine tabi matrahı 25.000.000 TL, ticari bilanço karı ise 32.000.000 TL’dir. Öte yandan, kurumun aktifine kayıtlı taşınmazı, A Bankasına olan borç nedeniyle bu dönemde bankaya devredilmiş ve bu işlemden 4.000.000 TL kazanç elde edilmiştir. Kurum ayrıca, 2.000.000 TL Ar-Ge indirimi ile geçmiş dönemlerden devreden 1.000.000 TL yatırım indirimini indirim konusu yapmıştır. Yatırım indirimi tutarının 500.000 TL’si üzerinden 193 sayılı Kanunun geçici 61 inci maddesi kapsamında tevkifat yapılmıştır.

Bu durumda, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
       Ticari bilanço karı 32.000.000 TL
İstisnalar
      Bankalara borçlu durumda olanların taşınmaz satış kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-f) (a) 4.000.000 TL
İndirimler  
     Ar-Ge indirimi (5746 sayılı Kanun) (b) 2.000.000 TL
     Yatırım indirimi (193 sayılı Kanun kapsamında tevkifata tabi olmayan) (c) 500.000 TL
     Yatırım indirimi (193 sayılı Kanun kapsamında tevkifata tabi olan) (d) 500.000 TL
İndirimli kurumlar vergisi matrahı
      5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında 2022 hesap dönemindeki indirimli kurumlar vergisi matrahı (e) 25.000.000 TL
Ek vergi matrahı
      %10 oranına tabi matrah (a + b + c + e) 31.500.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a + b + c + e)x(0,10)] 3.150.000 TL

Mükellef tarafından 2022 yılında yararlanılan ve tevkifata tabi bulunan 500.000 TL tutarındaki yatırım indirimi istisnası ise Kanun kapsamında ek verginin konusuna girmeyecektir.

Örnek 7- İstanbul Beyoğlu Vergi Dairesi Müdürlüğünün mükellefi (Z) A.Ş., 2015 yılında başlamış olduğu yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımını 2020 yılında tamamlamıştır. Söz konusu yatırım teşvik belgesi kapsamında hak edilen ve henüz kullanılmayan yatırıma katkı tutarı 120.000.000 TL ve vergi indirim oranı %80 olup (Z) A.Ş. 2022 hesap döneminde bu yatırımdan 50.000.000 TL, diğer faaliyetlerinden ise 10.000.000 TL kazanç elde etmiştir. Buna göre, mükellef kurumun 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde bu yatırımı dolayısıyla indirimli kurumlar vergisine tabi matrahı 50.000.000 TL, diğer faaliyetlerinden kaynaklı genel orana tabi matrahı ise 10.000.000 TL’dir.

Buna göre, 2022 hesap döneminde herhangi bir indirim veya istisnası bulunmayan mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı  
       Ticari bilanço karı 60.000.000 TL
İndirimli kurumlar vergisi matrahı
       5520 sayılı Kanunun 32/A maddesi kapsamında 2022 hesap dönemindeki indirimli kurumlar vergisi matrahı (a) 50.000.000 TL
Genel orana tabi matrah
      Genel orana tabi matrah (b) 10.000.000 TL
Hesaplanan Kurumlar Vergisi
      [(a x (0,23×0,20)]+[(b x (0,23)] 4.600.000 TL
Ek vergi matrahı
      %10 oranına tabi matrah (a) 50.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a)x(0,10)] 5.000.000 TL

Örnek 8- Kocaeli Karamürsel Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefi (H) Ltd. Şti., (İ) Ülkesinde faaliyet gösteren (K) Gmbh unvanlı sermaye şirketine bir yılı aşkın süredir %50 ortaklık payıyla iştirak etmektedir. Adı geçen Kurum 2022 hesap döneminde iştirak ettiği şirketten 3.000.000 TL iştirak kazancı elde etmiştir. Aynı zamanda mükellefin bu dönemde yurt içinde iştirak ettiği tam mükellef kurumdan 6.000.000 TL iştirak kazancı bulunmaktadır. (Yurt dışında iştirak edilen şirketin ilgili dönem ticari bilanço karı 10.000.000 TL, ilgili ülke mevzuatı gereği vergiden istisna edilen kazancı ise 2.000.000 TL’dir. (İ) ülkesindeki kurumlar vergisi oranı %20’dir.)

Buna göre (H) Ltd. Şti.’nin ödemesi gereken ek verginin hesaplanmasında öncelikle yurt dışında iştirak edilen şirketten elde edilen iştirak kazancı dolayısıyla ilgili ülkede ödenen vergi yükünün tespit edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışında iştirak edilen şirketin ticari bilanço karı (a) 10.000.000 TL
İlgili ülke mevzuatı gereği vergiden istisna edilen kazanç (b) 2.000.000 TL
İlgili ülkedeki kurumlar vergisi oranı (c)   %20
Hesaplanan kurumlar vergisi (d) 1.600.000 TL
Vergi yükü (d/a) %16

5520 sayılı Kanunun 5/1-b hükmü uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilen ve ilgili ülkede en az %15 vergi yükü taşıdığı tespit edilen istisna kazanç üzerinden, mükellef kurum tarafından %5 oranında ek vergi hesaplanacaktır. Diğer taraftan, yurt içinde iştirak edilen tam mükellef kurumdan elde edilen iştirak kazançları üzerinden de Kanun hükmüne istinaden aynı oran üzerinden vergi hesaplanması gerekmektedir.

Bu bakımdan, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

İstisnalar
   İştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-a) (a) 6.000.000 TL
   Yurt dışı iştirak kazançları istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-b) (b)  3.000.000 TL
Ek vergi matrahı
      %5 oranına tabi matrah (a + b) 9.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a + b)x(0,05)] 450.000 TL
     

Örnek 9- Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik kapsamında mikro işletme sınıfında değerlendirilen (İ) A.Ş. teknoloji geliştirme bölgesinde faaliyet göstermektedir. Söz konusu şirketin 2022 hesap dönemine ilişkin verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde ticari bilanço karı 3.000.000 TL’dir. Öte yandan kurumun teknoloji geliştirme bölgesinde gerçekleştirdiği faaliyetinden dolayı 1.000.000 TL istisna kazancı bulunmaktadır. Kurum ayrıca, 500.000 TL emisyon primi kazancı ve 500.000 TL nakdi sermaye faiz indirimini matrahından indirim konusu yapmıştır.

Bu durumda, 2022 hesap döneminde mükellef kurum tarafından beyan edilip ödenmesi gereken ek vergi aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır.

Kurum kazancı
       Ticari bilanço karı 3.000.000 TL
İstisnalar
      Emisyon primi kazancı istisnası (5520 sayılı Kanun Madde 5/1-ç) (a) 500.000 TL
      Teknoloji geliştirme bölgeleri kazanç istisnası (4691 sayılı Kanun) (b) 1.000.000 TL
İndirimler  
      Nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi (5520 sayılı Kanun Madde 10/1-ı) (c) 500.000 TL
Ek vergi matrahı
      %10 oranına tabi matrah (a + c) 1.000.000 TL
Ödenmesi gereken ek vergi
       [(a + c)x(0,10)] 100.000 TL

Mükellefin mikro işletme kapsamında olması nedeniyle teknoloji geliştirme bölgesinde elde ettiği istisna kazancı ise ek verginin konusuna girmeyecektir.

Diğer hususlar

MADDE 8- (1) Hesaplanan ek vergi gider ve indirim olarak dikkate alınamayacak ve yurt dışında ödenenler de dâhil hiçbir vergiden mahsup edilemeyecektir.

(2) 5520 sayılı Kanun ile diğer Kanunlarda yer alan düzenlemeler uyarınca, hak kazanılan istisna ve indirimlerin beyannamede gösterilmesi esas olup, beyannamede gösterilmeyen veya beyannamede gösterilmekle birlikte indirimler/istisnalar satırlarında yer verilmeyen indirim ve istisnalar nedeniyle eksik tahakkuk eden ek vergi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil olunur.

(3) 7440 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi hükümleri kapsamında 2022 hesap dönemine ilişkin olarak kurumlar vergisi yönünden matrah artırımında bulunulması, mezkûr maddenin ikinci fıkrasına göre ek vergi bakımından bu döneme ilişkin inceleme ve tarhiyat yapılmasına engel teşkil etmez.

Yürürlük

MADDE 9- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 10- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




Özet Döviz Pozisyon Raporunda Yeni Düzenleme

Özet Döviz Pozisyon Raporunda Yeni Düzenleme Olağanüstü hâl ilan edilen deprem illerinde bulunan firmalar, olağanüstü halin devamı süresince raporlama…

 

 

Özet Döviz Pozisyon Raporunda Yeni Düzenleme

Özet Döviz Pozisyon Raporunda Yeni Düzenleme

Olağanüstü hâl ilan edilen deprem illerinde bulunan firmalar, olağanüstü halin devamı süresince raporlama zorunluluğundan muaf tutulmuştur.

Raporlama yükümlülüğü kapsamına girecek firmaların belirlenmesinde esas alınan, yurt içi tüm bankalardaki nakdi ve gayri nakdi toplam kredi bakiyesi alt sınırı 5 milyon TL’den 10 milyon TL’ye yükseltilmiştir. 10 milyon TL’nin altı kapsam dışıdır.

Yurt içi tüm bankalardaki nakdi ve gayri nakdi toplam kredi bakiyesi 10 milyon TL ile 50 milyon TL arasında olan firmaların raporlama yükümlülüğü 2024 yılı Ocak ayına ilişkin raporla başlamak üzere ertelenmiştir.

Yurt içi tüm bankalardaki nakdi ve gayri nakdi toplam kredi bakiyesi 50 milyon TL ve üzerinde olan firmalar için ise Mart ve Nisan 2023 aylarına ilişkin raporlamaların en geç bildirim süresi 30 Haziran 2023’e uzatılmıştır.

Aylık özet döviz pozisyon raporu için bildirim süresi “takip eden ayın ilk 10 iş günü” yerine “takip eden ayın son günü” olarak değiştirilmiştir.

Kaynak: TÜRMOB




SGK Genelgesi 2023/18 – 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü Maddesinde Yer Alan İşsizlik Sigortası Primi Teşviki

SGK Genelgesi 2023/18 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı: E-83604451-207.02-70246052 Konu: 4447 sayılı Kanun…

 

 

SGK Genelgesi 2023/18 – 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü Maddesinde Yer Alan İşsizlik Sigortası Primi Teşviki

SGK Genelgesi 2023/18

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı: E-83604451-207.02-70246052

Konu: 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü Maddesinde Yer Alan İşsizlik Sigortası Primi Teşviki

Tarih: 11.04.2023

GENELGE

2023/18

 

ÖZET:

− 6331 sayılı Kanun kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alıp ondan fazla çalışanı bulunan ve üç yıl süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen işyerlerinin işsizlik sigortası primi işveren payı, teşvikten yararlanmaya esas şartların sağlandığı üç yıllık süreyi takip eden üç yıllık sürede %1 olarak hesaplanacaktır.

− İşsizlik Sigortası prim teşvikten yararlanılacak üç yıllık sürede ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi ve iş kazasının yasal süresi içinde SGK’ ya bildirilmesi halinde, iş kazasının yaşandığı tarihi takip eden ay/dönem başından itibaren işyerinin teşvikine son verilecektir.

− İşverenlerce birden fazla çok tehlikeli işyerleri için bu teşvikten yararlanılması halinde, ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan ve yasal süresi içinde bildirilen iş kazası hangi işyerinde meydana geldiyse o işyerinin teşvik uygulamasına son verilecek olup, diğer işyerleri teşvikten yararlanmaya devam edebilecektir.

− Teşvikten yararlanan işverenlerin ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmemeleri veya geç bildirmeleri halinde işverenin tüm işyerleri, iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden aydan itibaren 5 yıl süre ile bu teşvikten yasaklanacaktır. Hakkında yasaklama kararı verilen işyerinin, adi ortaklık, komandit veya kollektif şirketi olması halinde bu şirket ortaklarının tamamı hakkında; limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortakların tamamı hakkında yasaklama işlemi yapılacaktır.

− Kanunda aranılan bütün şartları sağladığı halde, şartların sağlanıp sağlanmadığının kontrolü aşamasında SGK sisteminden kaynaklanan nedenlerden dolayı bu teşvikten yararlanamayan işverenler, SGK’ya başvurmaları halinde bu teşvikten yararlandırılacaktır. Bu teşvikten yararlanmak istemeyen işverenlerin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğüne dilekçe ile başvuruda bulunması gerekmektedir. (TÜRMOB)

 

1- Genel Açıklamalar

Bilindiği gibi, üç yıl süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen, çok tehlikeli sınıfta yer alan ve ondan fazla çalışanı bulunan işyerlerine sağlanacak işsizlik sigortası primi işveren payı desteği 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu‘nun ek 4 üncü maddesinde açıklanmıştır.

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 4 üncü maddesinde;

“20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alıp ondan fazla çalışanı bulunan ve üç yıl içinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen işyerlerinde çalışanların işsizlik sigortası işveren payı teşvik olarak bir sonraki takvim yılından geçerli olmak üzere ve üç yıl süreyle %1 olarak alınır. Ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi hâlinde takip eden aydan itibaren bu teşvik uygulamasına son verilir. İşverenler bu fıkrada öngörülen şartları tekrar sağlamaları ve talepleri hâlinde bu teşvikten yeniden yararlanır. Türkiye genelinde birden fazla tescilli çok tehlikeli sınıfta yer alan işyeri bulunan işverenin 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalıştırılan toplam çalışan sayısı esas alınır.

Bu maddeye göre teşvikten yararlanan işverenlerden birinci fıkrada belirtilen iş kazalarını bildirmeyenler, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren yararlandıkları primleri yasal faizi ile birlikte geri öderler ve bu teşvikten beş yıl süre ile yasaklanırlar. Haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması hâlinde, şirket ortaklarının tamamı hakkında; sermaye şirketi olması hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında yasaklama kararı verilir. Haklarında yasaklama kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre; ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları hâlinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir.”,

hükmü yer almaktadır.

Söz konusu madde 23.04.2015 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, bu madde kapsamında teşvikten yararlanmanın usul ve esasları 31.12.2018 tarihli ve 30642 sayılı 4. Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan “Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan ve Ondan Fazla Çalışanı Bulunan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Primi İşveren Payı Teşvikinden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” de açıklanmıştır.

Buna göre, 6331 sayılı Kanun kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alıp ondan fazla çalışanı bulunan ve üç yıl süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen işyerlerinin işsizlik sigortası primi işveren payı, teşvikten yararlanmaya esas şartların sağlandığı üç yıllık süreyi takip eden üç yıllık sürede %1 olarak hesaplanacaktır.

Bu itibarla, 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesine ilişkin önem arz eden hususlar aşağıda açıklanmıştır.

2-Kapsam

6331 sayılı Kanun kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alıp ondan fazla çalışanı bulunan ve üç yıl süreyle ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmeyen işyerleri 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesinde yer alan işsizlik sigortası teşvikinden yararlanabilecektir.

Kamu işyerlerine yönelik 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesinde herhangi bir kısıtlama yer almadığından, bu maddede yer alan işsizlik sigortası teşvikinden şartları sağlayan özel sektör işyerlerinin yanı sıra kamu işyerlerinin de yararlanması mümkün bulunmaktadır.

3- Teşvikten Yararlanırken Ölümlü veya Sürekli İş Göremezlikle Sonuçlanan İş Kazası Meydana Gelmesi Halinde Teşvik Uygulamasına Son Verilmesi

4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında “(…)Ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi hâlinde takip eden aydan itibaren bu teşvik uygulamasına son verilir.(…)” hükmü yer almaktadır.

“Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan ve Ondan Fazla Çalışanı Bulunan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Primi İşveren Payı Teşvikinden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in “Teşvik uygulamasının sona erdiği haller” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde;

“Ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi halinde, ilgili durumun Bakanlıkça veya Kurumca tespit edildiği tarihi takip eden ay/dönem başından itibaren işyerinin teşvik uygulamasına son verilir.”,

Aynı maddenin 10 uncu maddesinin ikinci fıkrasında;

“Teşvikten haksız olarak yararlanma durumunun olması halinde işverenlerin eksik ödedikleri işsizlik sigortası işveren hissesi primleri 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilir. Tahsil edilen prim ve gecikme cezası ile gecikme zammı Kurum tarafından işsizlik sigortası fonuna aktarılır.”

hükümleri yer almaktadır.

Kanun hükmünün incelenmesinden, teşvik uygulamasından yararlanmada esas şartın teşvik kapsamına giren işyerinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasının meydana gelmemesi olduğu anlaşıldığından, teşvikten yararlanılacak üç yıllık sürede ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi ve iş kazasının yasal süresi içinde Kurumumuza bildirilmesi halinde, iş kazasının yaşandığı tarihi takip eden ay/dönem başından itibaren işyerinin teşvikine son verilecektir.

Bu bağlamda iş kazasının, yaşandığı ayı takip eden sonraki bir tarihte ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan bir iş kazası olduğunun tespit edilmesi durumunda, Kanunun amir hükmü gereği iş kazasını takip eden aydan itibaren teşvik uygulamasına son verilecektir. Yersiz yararlanılan tutarlar 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.

Örnek 1: 2019/Ocak ayından itibaren 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesinde yer alan işsizlik sigortası teşvikinden yararlanmaya başlayan A Ltd. Şti.’de 19.11.2019 tarihinde ölümlü iş kazası yaşandığı ve bu iş kazasının yasal süresi içinde Kurumumuza bildirildiği varsayıldığında, işverenin 2019/Aralık ayından itibaren bu teşvik uygulamasına son verilecektir. İşveren, 2019/Aralık ayı ile 2020, 2021 ve 2022 yıllarında bu teşvikten yararlanamayacaktır. Söz konusu yıllarda varsa yersiz yararlanılan teşvik tutarları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında anılan Tebliğde belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla 2023, 2024, 2025 yıllarında yine bu Tebliğde belirtilen şartlar sağlanmak şartıyla bu teşvikten yararlanabilecektir.

Örnek 2: 2019/Ocak ayından itibaren 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesinde yer alan işsizlik sigortası teşvikinden yararlanmaya başlayan B Ltd. Şti.’de 19.12.2019 tarihinde iş kazası yaşandığı ve bu iş kazasının yasal süresi içinde Kurumumuza bildirildiği ve sigortalının iş kazasına bağlı 2020/Mart ayında vefat ettiği varsayıldığında, işverenin 2020/Ocak ayından itibaren bu teşvik uygulamasına son verilecektir. İşveren, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında bu teşvikten yararlanamayacaktır. Söz konusu yıllarda varsa yersiz yararlanılan teşvik tutarları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir. 2020, 2021 ve 2022 yıllarında anılan Tebliğde belirtilen şartlar sağlanmak kaydıyla 2023, 2024, 2025 yıllarında yine bu Tebliğde belirtilen şartlar sağlanmak şartıyla bu teşvikten yararlanabilecektir.

Bununla birlikte, işverenlerce birden fazla çok tehlikeli işyerleri için bu teşvikten yararlanılması halinde, ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan ve yasal süresi içinde bildirilen iş kazası hangi işyerinde meydana geldiyse o işyerinin teşvik uygulamasına son verilecek olup, diğer işyerleri teşvikten yararlanmaya devam edebilecektir.

Diğer taraftan, birden fazla çok tehlikeli işyerlerinden dolayı bu teşvikten yararlanan işverenler için;

– İşyerinin, İSG-KATİP’e kayıtlı onaylanmış ve devam eden iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesine ilişkin, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi ya da İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğine göre Bakanlıkça yetkilendirilmiş kurum ve kuruluşlar ile yapılmış bir sözleşmesinin bulunmaması durumunda iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin alınmadığı ay başından itibaren veya işyeri tehlike sınıfının çok tehlikeli sınıftan tehlikeli/az tehlikeli sınıfa dönüşmesi halinde tehlike sınıfı değişiklik tarihini takip eden ay/dönem başından itibaren sadece sözleşmesi bulunmayan veya tehlike sınıfı değişen işyerinin teşvik uygulamasına son verilecek işverenin diğer işyerleri diğer şartların sağlanması kaydıyla teşvikten yararlanmaya devam edebilecektir.

– Toplam sigortalı sayısının on ve altına düşmesi halinde teşvikten yararlanan çok tehlikeli sınıfta yer alan tüm işyerleri için teşvik uygulamasına çalışan sayısının on ve altına düştüğü ay/dönem başından itibaren son verilecektir.

4- Teşvikten Yararlandıktan Sonra Ölümlü veya Sürekli İş Göremezlikle Sonuçlanan İş Kazasının Meydana Geldiğinin Tespit Edilmesi Halinde Yararlanılan Teşviklerin Geri Alınması

“Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan ve Ondan Fazla Çalışanı Bulunan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Primi İşveren Payı Teşvikinden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in “Teşvik uygulamasının sona erdiği haller” başlıklı 10 uncu maddesinin beşinci fıkrasında; “Teşvikten yararlandıktan sonra, teşvikten yararlanmaya esas şartların arandığı üç yıllık sürede veya teşvikten yararlanılan üç yıllık sürede, bu Tebliğin 4 üncü maddesinde belirtilen diğer şartlar hariç ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasının meydana geldiğinin tespit edilmesi halinde, teşvikten yersiz yararlanılmış sayılacağından, teşvikten yararlanılan tüm aylara ilişkin ödenen işsizlik sigortası işveren hissesi primleri 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilir. Tahsil edilen prim ve gecikme cezası ile gecikme zammı Kurum tarafından işsizlik sigortası fonuna aktarılır.” hükmü yer almaktadır.
Teşvikten yararlandıktan sonra, teşvikten yararlanmaya esas şartların arandığı üç yıllık sürede veya teşvikten yararlanılan üç yıllık sürede ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasının meydana geldiğinin tespit edilmesi halinde sadece iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden aydan itibaren iş kazasının meydana geldiği yılda ve takip eden üç yıllık sürede yararlanılan işsizlik sigortası işveren hissesi primleri 5510 sayılı Kanun’un 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir. İş kazasının yaşandığı tarih ve öncesinde yararlanılan teşvikler işverenlerden geri alınmayacaktır.

Örnek 3: 2019-2020-2021, 2022-2023-2024 ve 2025-2026-2027 yıllarında 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesi teşvikinden yararlanan C Ltd. Şti.’de 10.10.2021 yılında yaşanan kazanın iş kazası olduğunun 01.01.2025 tarihinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevli memuru tarafından tespit edildiği ve iş kazasının yasal süresi içinde bildirildiği, bu kazada yaralanan sigortalı için sürekli iş göremezlik geliri bağlanmasına 01.02.2025 tarihinde karar verildiği varsayıldığında, 2021/Kasım, Aralık, 2022, 2023 ve 2024 yılında yararlanılan teşvikler işverenden geri alınacak ve 2022, 2023 ve 2024 yıllarında tebliğde aranılan şartların sağlanması halinde 2025-2026-2027 yıllarında yararlanılan teşvikler geri alınmayacaktır.

5- Teşvikten Yasaklama

4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında;

“Bu maddeye göre teşvikten yararlanan işverenlerden birinci fıkrada belirtilen iş kazalarını bildirmeyenler, iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren yararlandıkları primleri yasal faizi ile birlikte geri öderler ve bu teşvikten beş yıl süre ile yasaklanırlar. Haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması hâlinde, şirket ortaklarının tamamı hakkında; sermaye şirketi olması hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında yasaklama kararı verilir. Haklarında yasaklama kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre; ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları hâlinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir.” hükmü bulunmaktadır.

Yine, “Çok Tehlikeli Sınıfta Yer Alan ve Ondan Fazla Çalışanı Bulunan İşyerlerinde İşsizlik Sigortası Primi İşveren Payı Teşvikinden Yararlanılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in “Teşvikten yasaklama” başlıklı 11 inci maddesinin birinci ve beşinci fıkralarında;

“Teşvikten yararlanan işverenlerden, ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmeyenlerin veya geç bildirenlerin kapsama giren tüm işyerleri için iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren eksik ödedikleri işsizlik sigortası işveren hissesi primleri, 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. Tahsil edilen prim ve gecikme cezası ile gecikme zammı Kurum tarafından işsizlik sigortası fonuna aktarılır. Bu işverenler, teşvikten iş kazasının tespit edildiği tarihi takip eden aydan itibaren beş yıl süre ile yasaklanırlar.”,

“Bu madde kapsamında yasaklama kararı verilen işverenler, beş yıl dolduktan sonra takip eden üç yıl için 4 üncü maddedeki şartları sağlamaları ve talep etmeleri halinde teşvikten tekrar yararlanabilir.” hükümleri yer almaktadır.

Teşvikten yararlanan işverenlerin ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmemeleri veya geç bildirmeleri halinde işverenin tüm işyerleri, iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden aydan itibaren 5 yıl süre ile bu teşvikten yasaklanacaktır.

Bununla birlikte, teşvikten yararlanan işverenlerin ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmemeleri veya geç bildirmeleri halinde, teşvik kapsamına giren tüm işyerleri için iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden aydan itibaren yersiz yararlanılan teşvik tutarları, 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.

Örnek 4: Mardin ve Mersin illerinde çok tehlikeli sınıfta yer alan iki işyeri olan D Ltd. Şti.’nin her iki işyeri için 2019-2020-2021 ve 2022-2023-2024 yıllarında 4447 sayılı Kanun’un ek 4 üncü maddesi teşvikinden yararlandığı, ancak Mardin ilindeki işyerinde 10.10.2021 tarihinde yaşanan sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazasının Kurumumuza bildirilmediğinin 01.01.2023 tarihinde tespit edildiği varsayıldığında, bu işyeri ile birlikte işverenin Mersin ilinde faaliyet gösteren işyeri de 2021/Kasım ila 2026/Ekim arasında bu teşvikten yasaklı hale getirilecek ve bu aylarda yararlanılan yersiz teşvikler geri alınacaktır. Ayrıca işverenin 2027-2028-2029 döneminde bu tebliğde yer alan şartları sağlaması halinde 2030/Ocak ayından itibaren bu teşvikten yararlanabilecektir.

6- Teşvikten Yasaklanacak İşyerlerinin Tespiti

6.1. Teşvikten yararlanan işverenlerin ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazalarını bildirmemeleri veya geç bildirmeleri halinde işverenin tüm işyerleri beş yıl süre ile yasaklanacaktır.

Haklarında yasaklama kararı verilen işyerinin, şahıs şirketi olması hâlinde, şirket ortaklarının tamamı; sermaye şirketi olması hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında beş yıl süreyle yasaklama yapılacaktır.

Bu teşvikten yasaklama kararı verilenlerin ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları hâlinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları hâlinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da teşvikten beş yıl süreyle yasaklama yapılacaktır.

Buna göre, hakkında yasaklama kararı verilen işyerinin, adi ortaklık, komandit veya kollektif şirketi olması halinde bu şirket ortaklarının tamamı hakkında; limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortakların tamamı hakkında yasaklama işlemi yapılacaktır.

Bununla birlikte, hakkında yasaklama kararı verilen gerçek veya tüzel kişinin, komandit veya kollektif şirketine ortak olması halinde bu işyerleri hakkında da, sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları limited, anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler hakkında da yasaklama işlemi yapılacaktır.

6.2. Yasaklama kapsamına giren işverenin alt işveren olması halinde asıl işveren hakkında da yasaklama yapılacak olup varsa diğer alt işverenler hakkında yasaklama yapılmayacaktır. Alt işveren için yasaklama hususunda 5 nolu bölümde yer alan açıklamalara göre işlem yapılacak ancak alt işverenden dolayı yasaklanan asıl işverenin ortaklık ilişkisinin bulunduğu diğer işyerleri için herhangi bir yasaklama yapılmayacaktır.

Diğer taraftan, asıl işveren hakkında verilen yasaklama kararından dolayı alt işverenler yasaklanmayacaktır.

6.3. Yasaklama kapsamına giren işyerinin kamu işyeri olması halinde, kamu işyerinin sermayesinin yarısından fazlasına ortak olduğu işyeri hakkında da yasaklama yapılacaktır. Ancak, kamu işyerinin yöneticisinin ortak olduğu işyerleri için yasaklama yapılmayacaktır.

6.4. Hakkında yasaklama kararı verilen işyerlerinde, beş yıllık yasaklama süresi içerisinde ölümlü veya sürekli iş göremezlikle sonuçlanan iş kazası meydana gelmesi ve bu iş kazasının bildirilmemesi veya geç bildirilmesi halinde söz konusu işyerleri için bu iş kazasının meydana geldiği tarihi takip eden ay başından itibaren yeni bir beş yıllık yasaklama yapılacaktır.

Örnek 5: Teşvikten 2020/Mayıs-2025/Nisan ayları itibarıyla yasaklanmış D işyerinde 11.01.2023 tarihinde meydana gelen ölümlü iş kazasını yasal süresi içinde Kurumumuza bildirmediği varsayıldığında, yeni yasaklama dönemi 2023/Şubat ila 2028/Ocak olacağından, 2029-2030-2031 yıllarında teşvikten yararlanmaya esas şartların yeniden sağlaması ve işverenin başvuruda bulunması halinde 2032/Ocak ayından itibaren teşvikten tekrar yararlanılabilecektir.

7- Diğer Hususlar

7.1. Kanunda aranılan bütün şartları sağladığı halde, şartların sağlanıp sağlanmadığının kontrolü aşamasında Kurum sisteminden kaynaklanan nedenlerden dolayı bu teşvikten yararlanamayan işverenler, Kuruma başvurmaları halinde bu teşvikten yararlandırılacaktır.

7.2. Bu teşvikten yararlanmak istemeyen işverenlerin bağlı bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Merkez Müdürlüğüne dilekçe ile başvuruda bulunması gerekmektedir.

7.3. Asıl işveren alt işveren ilişkisi kurulan işyerlerinde, asıl ve alt işverenlerin tehlike sınıflarının farklı olması halinde, sadece çok tehlikeli sınıfta yer alan asıl veya alt işverenler bu teşvik kapsamına girecektir.

8- Yürürlük

Bu Genelge hükümleri 01.01.2019 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihi itibariyle yürürlüğe girer.

Bilgi edinilmesini ve gereğini rica ederim.

Kürşad ARAT

Kurum Başkan V.