2024/Nisan Dönemi SGK Prim Borçlarının KDV Mahsubu İle 25/06/2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi

2024/Nisan Dönemi SGK Prim Borçlarının KDV Mahsubu İle 25/06/2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca,…

 

 

2024/Nisan Dönemi SGK Prim Borçlarının KDV Mahsubu İle 25/06/2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi

2024/Nisan Dönemi SGK Prim Borçlarının KDV Mahsubu İle 25/06/2024 Tarihine Kadar Ödenebilmesi

Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca, 2024 yılı Haziran ayının üçüncü haftasına denk gelen Kurban Bayramı tatili nedeniyle mükelleflerin KDV iade alacaklarının 2024/Nisan dönemi SGK prim borcuna 20/06/2024 tarihine kadar mahsubunda gecikmeler yaşanabileceği, belirtilmiştir.

Bu kapsamda, her ayın 1’i ila 30’u arasındaki çalışmaları karşılığı ücret ödenen 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi  sigortalı çalıştıran işverenler yönünden 2024/Nisan ayına ilişkin  sigorta prim borcunun katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle ödenmesi halinde vade tarihinin 25/06/2024 olarak uygulanmasına karar verilmiştir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur

Kaynak: SGK




Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak Finansal Tablolara İlişkin Tebliğ

15 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32577 Ticaret Bakanlığından: Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı; 2023 yılı ve sonrasındaki hesap… 

 

 

Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak Finansal Tablolara İlişkin Tebliğ

15 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32577

Ticaret Bakanlığından:

ÖZET: “Enflasyon Düzeltmesi Uygulayan Şirketlerde Esas Alınacak Finansal Tablolara İlişkin Tebliğ”nde 2023 yılı ve sonrasındaki hesap dönemlerinde uygulanacak enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak genel kurul ve yönetim organınca esas alınacak finansal tablolar aşağıdaki gibi belirlendi.

1) Finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen muhasebe standartlarına uygun hazırlamak zorunda olan şirketler tarafından Türk Ticaret Kanunu’nun 88 inci maddesine göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınacaktır.

2) Bunun dışında kalan şirketlerde, 2023 yılı hesap dönemine ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 33 üncü maddesi ile 30/12/2023 tarihli ve 32415 ikinci mükerrer sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555) hükümleri uyarınca enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar ile enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar birlikte dikkate alınacaktır.

Tebliğe göre Tabloların hazırlanmasında aşağıdaki kurallara uyulması gerekmektedir.

a) Serbest yedek akçelerden ve dağıtılabilir diğer kaynaklardan zarar mahsubu sonrasında kalan değerlerden kâr payı dağıtımı yapılması, sermaye artırımı ve azaltımı, birleşme, bölünme, tür değişikliği işlemleri ile sermaye kaybı ve borca batık olma durumlarının tespitinde enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar dikkate alınacaktır.

b) Kanun veya şirket sözleşmesine göre net dönem kârının esas alındığı; kâr ve kazanç payı dağıtımlarında, yedek akçe ayrılmasında, intifa senedi sahiplerine ödeme yapılması ile dönem içerisinde dağıtılmış olan kâr payı avansına ilişkin hesaplamalarda enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar dikkate alınacaktır.

3) Birinci madde kapsamı dışında kalan şirketlerde, 2023 yılı hesap döneminden sonraki hesap dönemlerinde, 213 sayılı Kanunun geçici 33 üncü maddesi ile Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555) hükümleri uyarınca enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınacaktır.

4) Dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplamını aşamayacaktır.

5) Şirketin sermayesine ilişkin yapılacak değerlendirmelerde, ticaret siciline tescil edilmiş olan sermaye tutarı esas alınacaktır.

6) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumlu farkları, diğer öz sermaye kalemlerine ilişkin olumlu farklar ile bunların dışında kalan iç kaynakların, enflasyon düzeltmesinden kaynaklı zararlar dâhil zararlar ve olumsuz farkları aşan kısmı Türk Ticaret Kanunu’nun 462 nci maddesi kapsamında sermayeye ilave edilebilecektir.

7) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumsuz farkları ile enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan diğer olumsuz farklar ise genel kurulda alınacak karara istinaden, sermaye azaltımı yoluyla veya olumlu farklar yahut diğer iç kaynaklarla mahsup edilebilecektir

8) Finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen muhasebe standartlarına uygun hazırlamak zorunda olan şirketlerde gerçekleştirilecek sermaye artırımlarında, Türk Ticaret Kanunu’nun 88 inci maddesine göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınmakla birlikte, sermayeye eklenecek iç kaynak tutarı, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda bulunan sermayeye eklenebilecek iç kaynakların toplamını aşamayacaktır.

Öte yandan Tebliğde; Tebliğ hükümleri uyarınca alınacak kararlarda, şirketin ve kârdan pay alacakların vergisel yükümlülüklerine ilişkin ilgili mevzuat hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. (TÜRMOB)

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı; 2023 yılı ve sonrasındaki hesap dönemlerinde uygulanacak enflasyon düzeltmesine ilişkin olarak genel kurul ve yönetim organınca esas alınacak finansal tabloların belirlenmesidir.

(2) Bu Tebliğ, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununa, 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununa, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanununa, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa ve 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanuna tabi şirketler bakımından öngörülen özel düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, finansal tabloları enflasyon düzeltmesine tabi olan 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen ticaret şirketlerini kapsar.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Tebliğ; 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 210 uncu maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Tebliğde geçen;

a) Genel kurul: Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile kooperatiflerdeki genel kurulu, şahıs şirketlerindeki ortaklar kurulunu ve gereğinde ortakların tümünü,

b) Kanun: 13/1/2011tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununu,

c) Kâr payı: Net dönem kârı veya serbest yedek akçeler üzerinden ortaklara ve kâra katılan diğer kimselere genel kurulca dağıtılmasına karar verilen tutarı,

ç) Serbest yedek akçe: Kanuni yedek akçelerin sermayenin veya çıkarılmış sermayenin yarısını aşan kısmı ile kanun ve sözleşme gereği ayrılanlar dışında genel kurulca ayrılmasına karar verilen yedek akçeleri,

d) Şirket: 6102 sayılı Kanunda düzenlenen ticaret şirketlerini,

e) Yönetim organı: Anonim şirketler ve kooperatiflerde yönetim kurulunu, limited şirketlerde müdürü veya müdürleri, şahıs şirketleriyle sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yöneticiyi,

ifade eder.

Esas alınacak finansal tablolar

MADDE 4- (1) Finansal tablolarını Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından belirlenen muhasebe standartlarına uygun hazırlamak zorunda olan şirketler tarafından Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınır.

(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan şirketlerde, 2023 yılı hesap dönemine ilişkin olarak 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 33 üncü maddesi ile 30/12/2023 tarihli ve 32415 ikinci mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555) hükümleri uyarınca enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar ile enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar birlikte dikkate alınır. Bu kapsamda;

a) Serbest yedek akçelerden ve dağıtılabilir diğer kaynaklardan zarar mahsubu sonrasında kalan değerlerden kâr payı dağıtımı yapılması, sermaye artırımı ve azaltımı, birleşme, bölünme, tür değişikliği işlemleri ile sermaye kaybı ve borca batık olma durumlarının tespitinde enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar,

b) Üçüncü fıkra hükümleri saklı kalmak kaydıyla Kanun veya şirket sözleşmesine göre net dönem kârının esas alındığı; kâr ve kazanç payı dağıtımlarında, yedek akçe ayrılmasında, intifa senedi sahiplerine ödeme yapılması ile dönem içerisinde dağıtılmış olan kâr payı avansına ilişkin hesaplamalarda enflasyon düzeltmesi uygulanmamış finansal tablolar,

esas alınır.

(3) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan şirketlerde, 2023 yılı hesap döneminden sonraki hesap dönemlerinde, 213 sayılı Kanunun geçici 33 üncü maddesi ile Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 555) hükümleri uyarınca enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınır.

(4) Bu madde kapsamındaki şirketlerde, dağıtılması öngörülen kâr payı tutarı, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda bulunan kâr dağıtımına konu kaynakların toplamını aşamaz.

Sermaye

MADDE 5- (1) Şirketin sermayesine ilişkin yapılacak değerlendirmelerde, ticaret siciline tescil edilmiş olan sermaye tutarı esas alınır.

(2) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumlu farkları, diğer öz sermaye kalemlerine ilişkin olumlu farklar ile bunların dışında kalan iç kaynakların, enflasyon düzeltmesinden kaynaklı zararlar dâhil zararlar ve olumsuz farkları aşan kısmı Kanunun 462 nci maddesi kapsamında sermayeye ilave edilebilir.

(3) Enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan sermaye düzeltmesi olumsuz farkları ile enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan diğer olumsuz farklar ise genel kurulda alınacak karara istinaden, sermaye azaltımı yoluyla veya olumlu farklar yahut diğer iç kaynaklarla mahsup edilebilir.

(4) 4 üncü maddenin birinci fıkrası kapsamında bulunan şirketlerde gerçekleştirilecek sermaye artırımlarında, Kanunun 88 inci maddesine göre hazırlanan enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolar esas alınmakla birlikte, sermayeye eklenecek iç kaynak tutarı, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre enflasyon düzeltmesi uygulanmış finansal tablolarda bulunan sermayeye eklenebilecek iç kaynakların toplamını aşamaz.

Vergisel yükümlülükler

MADDE 6- (1) Bu Tebliğ hükümleri uyarınca alınacak kararlarda, şirketin ve kârdan pay alacakların vergisel yükümlülüklerine ilişkin ilgili mevzuat hükümleri saklıdır.

Yürürlük

MADDE 7- (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 8- (1) Bu Tebliğ hükümlerini Ticaret Bakanı yürütür




Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

15 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32577 Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan: MADDE 1- 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayı…

 

 

Bağımsız Denetim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

15 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32577

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

MADDE 1- 26/12/2012 tarihli ve 28509 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin 2 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kararname” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve ilgili mevzuat” ibaresi ve “çerçevesinde” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya ihtiyari olarak” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2- Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “bağımsız denetçilerden” ibaresi “bağımsız denetçiler ile denetim prosedürlerini uygulayan diğer kişilerden” şeklinde, (e) bendinde yer alan “kalite kontrol” ibaresi “kalite yönetim” şeklinde, (j) bendinde yer alan “kontrol” ibaresi “yönetim” şeklinde ve aynı bentte yer alan “oluşturacakları” ibaresi “tasarlayacakları, uygulayacakları ve işletecekleri” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3- Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan “uyarınca” ibarelerinden sonra gelmek üzere “veya ihtiyari olarak” ibareleri eklenmiştir.

MADDE 4- Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendinde yer alan “ya da tüzel kişilikte ortak, kilit yönetici veya denetçi” ibaresi “denetçi, ortak ya da kilit yönetici” şeklinde ve aynı fıkranın (j) bendinde yer alan “kontrol” ibaresi “yönetim” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5- Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan “bilgi” ibaresinden önce gelmek üzere “beyan,” ibaresi eklenmiş ve aynı maddenin üçüncü fıkrasının (f) bendinde yer alan “kontrol” ibaresi “yönetim” şeklinde değiştirilmiştir.

“h) Terör örgütleriyle iltisaklı veya irtibatlı olmaması,”

MADDE 6- Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı maddenin dördüncü fıkrasına “ “sigortacılık ve özel emeklilik” ” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve “sürdürülebilirlik” ” ibaresi eklenmiş, aynı maddenin beşinci fıkrasının ilk cümlesinde yer alan “(ç) bendinde” ibaresi “(ç), (d), (e) bentlerinde belirtilen konulardan, sürdürülebilirlik alanından yetkilendirilmek isteyenler (f) ve (g) bentlerinde” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkranın ikinci cümlesinde yer alan “fıkranın (ç) bendinde” ibaresi “fıkrada” şeklinde değiştirilmiştir.

“(3) Denetçilik sınavı, aşağıdaki ana konuları kapsar;

a) Türkiye Muhasebe Standartları,

b) Türkiye Denetim Standartları,

c) Kurumsal Yönetim İlkeleri ve Finansal Yönetim,

ç) Sermaye Piyasası Mevzuatı,

d) Bankacılık Mevzuatı,

e)  Sigortacılık ve Özel Emeklilik Mevzuatı,

f) Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması,

g) Sürdürülebilirlik Denetimi.”

MADDE 7- Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “uyarı, idari para cezası, faaliyet izninin askıya alınması, iptali” ibaresi “ikaz, uyarı, faaliyetin kısıtlanması, faaliyet izninin askıya alınması, faaliyet izninin iptali, idari para cezası” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 8- Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “kontrol” ibaresi “yönetim” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 9- Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Kalite yönetim sisteminin tasarlanması, uygulanması ve işletilmesi

MADDE 20- (1) Denetim kuruluşları ve denetim üstlenen bağımsız denetçiler faaliyetlerini, asgari şartları Kurumca belirlenen bir  kalite yönetim sistemi çerçevesinde yürütmek zorundadır. Bu sistemin uygulanmasında ve etkin bir şekilde işletilmesinde, Kurum düzenlemelerine göre tasarlanarak Kuruma bildirilen  kalite yönetim sistemine ilişkin yazılı politika ve süreçlere uyulur. Söz konusu politika ve süreçler Kurum düzenlemelerine paralel bir şekilde güncellenerek uygulanır ve etkin bir şekilde işletilir.

(2) Denetim kuruluşunun ve denetim üstlenen bağımsız denetçinin kalite yönetim sistemine ilişkin yazılı politika ve süreçleri ile bunların tasarlanmasında esas alınan Kurum düzenlemesi arasında farklılık olması durumunda veya içinde bulunulan koşullara özgü sebeplerle, denetim kuruluşunun ve denetim üstlenen bağımsız denetçinin yazılı politika ve süreçleri dışındaki bir uygulamanın Kurum düzenlemesine uyum bakımından daha uygun görüldüğü hallerde, söz konusu yazılı politika ve süreçlerin dışına çıkılabilir. Bu durumun ve nedeninin denetçi tarafından yazılı olarak denetim kuruluşuna veya denetim üstlenen bağımsız denetçiye sunulması ve saklanması gerekir.”

MADDE 10- Aynı Yönetmeliğin 35 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “kontrol” ibaresi “yönetim” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 11- Aynı Yönetmeliğin 36 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.

“i) Kalite yönetim sisteminin tanıtımı ve bu sistemin etkin olarak işlediğine dair denetim kuruluşu yönetiminin beyanı ile sistemde önceki yıla göre bir değişiklik yapıldıysa değişikliğin mahiyeti,”

MADDE 12- Aynı Yönetmeliğin 39 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) İnceleme ve denetimler, ihbar ve şikâyetler ya da diğer kurum ve kuruluşların bildirimleri sonucunda, yaptıkları denetim çalışmaları ve faaliyetleriyle, 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye, Türk Ticaret Kanununda yer alan denetime ilişkin hükümlere ve Kurum düzenlemelerine aykırı hareket ettikleri tespit edilenlere, aykırılıkların mahiyetine bağlı olarak Kurul kararıyla ikaz, uyarı, faaliyetin kısıtlanması, faaliyet izninin askıya alınması ve faaliyet izninin iptali yaptırımları uygulanır. Yaptırımların içeriği aşağıda belirtilen şekildedir:

a) İkaz, mevzuata aykırılıkları nedeniyle faaliyetlerinde daha dikkatli davranması gerektiği hususunun denetim kuruluşları ve denetçilere bildirilmesidir.

b) Uyarı, faaliyetlerinde düzeltilmesi gereken mevzuata aykırılıkların bulunduğu hususunun denetim kuruluşları ve denetçilere bildirilmesidir.

c) Faaliyetin kısıtlanması, denetim kuruluşlarının yetkili oldukları alanların, denetim üstlenenlerin üstlenebilecekleri denetimlerin, sorumlu denetçilerin sorumlu denetçilik görevlerinin belirlenen süreyle sınırlandırılmasıdır.

ç) Faaliyet izninin askıya alınması, denetim kuruluşlarının ve denetçilerin faaliyet izinlerinin belirlenen süreyle askıya alınmasıdır.

d) Faaliyet izninin iptali, denetim kuruluşlarının ve denetçilerin faaliyet izinlerinin süresiz olarak iptal edilmesidir.”

MADDE 13- Aynı Yönetmeliğe 39 uncu maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“İkaz

MADDE 39/A- (1) Aşağıda belirtilen aykırılıklarda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, denetim kuruluşlarına veya denetçilere ikaz yaptırımı uygulanır:

a) Denetimlerde uyarı yaptırımı gerektirmeyecek biçimde TDS’ye aykırı hareket edilmesi.

b) 21 inci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen yazılı taahhüdün alınmamış olması.

c) Bu maddede yer almamakla birlikte diğer ilgili mevzuatta ikaz yaptırımını gerektiren benzer durumların tespit edilmesi.”

MADDE 14- Aynı Yönetmeliğin 40 ıncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Aşağıda belirtilen aykırılıklarda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, denetim kuruluşlarına veya denetçilere uyarı yaptırımı uygulanır:

a) Denetim faaliyetinin, fiilin ağırlığına göre daha ağır bir yaptırım gerektirmeyen şekilde, TDS’ye aykırı olarak yürütülmesi.

b) Bağımsızlığı tehdit eden hususlara ilişkin gerekli önlemlerin alınmaması ve bunlara ilişkin değerlendirmelerin kayda geçirilmemesi.

c) 20 nci maddede belirtilen  kalite yönetim sisteminin tasarlanmaması, uygulanmaması veya etkin bir şekilde işletilmemesi.

ç) 25 inci maddede öngörülen sürekli eğitim programlarını tamamlamayanların denetçi olarak faaliyet göstermesi veya denetim ekiplerinde görevlendirilmesi.

d) 29 uncu madde hükümlerine aykırı hareket edilmesi.

e) 33 üncü maddede belirtilen mesleki sorumluluk  sigortasının yaptırılmaması.

f) 35 inci maddede belirtilen saklama hükümlerine aykırı hareket edilmesi veya mezkur maddede belirtilen ibraz yükümlülüklerinin süresinde yerine getirilmemesi.

g) 36 ncı maddede belirtilen şekilde şeffaflık  raporunun hazırlanmaması, zamanında Kuruma bildirilmemesi veya yayımlanmaması.

ğ) 37 nci madde hükümlerine aykırı hareket edilmesi.

h) Kuruma yapılacak bildirimlerin zamanında, tam ve doğru olarak yerine getirilmemesi.

ı) Kurumca belirlenen ücret tarifesine uyulmaması.

i) Denetim  raporlarının süresi içerisinde tamamlanarak ilgili yerlere teslim edilmemesi.

j) Bu maddede yer almamakla birlikte diğer ilgili mevzuatta uyarı yaptırımını gerektiren benzer durumların tespit edilmesi.”

MADDE 15- Aynı Yönetmeliğe 40 ıncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Faaliyetin kısıtlanması

MADDE 40/A- (1) Aşağıda belirtilen aykırılıklarda bulunulduğunun tespit edilmesi halinde, denetim kuruluşlarına ve denetçilere fiilin ağırlığı dikkate alınarak, iki yılı geçmemek üzere Kurul kararıyla belirlenen süreyle faaliyetin kısıtlanması yaptırımı uygulanır:

a) Denetim faaliyetinin, fiilin ağırlığına göre faaliyet izninin askıya alınmasını gerektirmeyen şekilde, TDS’ye aykırı olarak yürütülmesi.

b) 23 üncü maddede belirtilen reklam yasağına uyulmaması.

c) 24 üncü madde hükümlerine aykırı hareket edilmesi.

ç) Bu maddede yer almamakla birlikte diğer ilgili mevzuatta faaliyetin kısıtlanması yaptırımını gerektiren benzer durumların tespit edilmesi.

(2) Faaliyetin kısıtlanması yaptırımı; denetim ekiplerinde sorumlu denetçi olarak görev alınmasının, denetim faaliyetinde bulunulabilecek denetim alanı yetkisinin veya belirlenen ölçütleri haiz işletmelerin denetimlerinin üstlenilmesinin kısıtlanması şeklinde uygulanır. Denetimi üstlenilemeyecek işletmelerin belirlenmesi, işletmelerin; faaliyet alanları, büyüklükleri, uyguladıkları finansal raporlama çerçeveleri ölçütlerinden bir veya birden fazlası esas alınarak yapılır.”

MADDE 16- Aynı Yönetmeliğin 41 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi yürürlükten kaldırılmış, (f) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bentler eklenmiş ve diğer bent buna göre teselsül ettirilmiştir.

“g) 28 inci madde uyarınca görevlendirilmesi uygun görülenler dışında sorumlu denetçi görevlendirilmesi,

ğ) 35 inci maddede belirtilen ibraz yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi,”

MADDE 17- Aynı Yönetmeliğin 42 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve diğer bent buna göre teselsül ettirilmiştir.

“e) 43 üncü maddenin sekizinci fıkrasına aykırı hareket edilmesi.”

MADDE 18- Aynı Yönetmeliğin 43 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, sekizinci fıkrasına birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş, dokuzuncu fıkrası aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(3) Kurul fiilin ağırlığını dikkate alarak, gerekçesini belirtmek suretiyle daha hafif bir yaptırım uygulamaya yetkilidir.”

“Faaliyet izni kısıtlananlar ise kısıtlama kararına aykırı hareket edemezler.”

“(9) Aşağıdaki hallerde Kurul tarafından denetim kuruluşu veya denetçinin denetim faaliyeti en fazla bir yıl süreyle durdurulabilir:

a) 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca gaiplik, temyiz kudretinin kaybedilmesi, kısıtlılık ve benzeri haller ile denetçinin fiil ehliyetini kaybetmesi veya denetim kuruluşunun faaliyetinin fiilen veya kayden sona ermesi veya hakkında mahkeme tarafından bir tedbir kararı verilmiş olması sonucu, denetim faaliyetinin yürütülmesinin sonradan imkânsız hale gelmesi.

b) Kurumca yapılan gözetim faaliyetleri çerçevesinde veya ihbar, şikayetler ve diğer kurumlardan gelen bildirimlerle ilgili olarak yapılan ilk değerlendirmeler sonucunda, faaliyet izninin askıya alınmasını veya iptal edilmesini gerektiren durum nedeniyle, denetim kuruluşunun veya denetçinin faaliyete devam etmesinin telafisi zor ve imkansız zararlara yol açacağı ihtimalinin bulunması.”

“(10) Durdurma süresi içerisinde gerekli idari işlemin tesisi veya faaliyetin durdurulmasına sebep olan halin sona ermesi durumunda sürenin dolması beklenilmeksizin durdurma kararı kaldırılır.

(11) Faaliyet izninin iptali hali hariç olmak üzere, idari yaptırım uygulanmasına karar verilen durumlarda aykırılığı gerçekleştirenlere sürekli eğitim yükümlülüğüne ilave eğitim yükümlülüğü getirilebilir.”

MADDE 19- Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 20- Bu Yönetmelik hükümlerini Kurum Başkanı yürütür.




Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 562)

Mevzuatın Adı: Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 435)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 562) 12 Haziran 2024 Tarihli Resm..

 

 

Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 562)

Mevzuatın Adı: Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 435)’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sıra No: 562)

12 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32574

Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

MADDE 1- 3/4/2014 tarihli ve 28961 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 435)’nin “Kapsam” başlıklı bölümünde yer alan “21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye’de kurulu finansman şirketlerine” ibaresi “21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında Türkiye’de kurulu finansman şirketleri ve tasarruf finansman şirketlerine, 20/6/2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme kuruluşları ve elektronik para kuruluşlarına” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 2- Aynı Tebliğin “2. Finansman Şirketlerinin Düzenleyeceği Belge” başlıklı bölümünde aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.

a) Bölümün başlığı “2. Finansman Şirketleri, Tasarruf Finansman Şirketleri, Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Düzenleyeceği Belge” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, ikinci fıkrasında yer alan “finansman şirketleri” ibaresi “finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 3- Aynı Tebliğin 2.1. bölümündeki “finansman şirketleri” ibaresi “finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları” şeklinde değiştirilmiş, ““Dekont (Finansman Şirketi)”” ibaresinden sonra gelmek üzere “, “Dekont (Tasarruf Finansman Şirketi)”, “Dekont (Ödeme Kuruluşu)” ya da “Dekont (Elektronik Para Kuruluşu)”” ibaresi eklenmiş, “Finansman şirketinin” ibaresinden sonra gelmek üzere “, tasarruf finansman şirketinin, ödeme veya elektronik para kuruluşunun” ibaresi eklenmiş, “finansman şirketi” ibaresinden sonra gelmek üzere “, tasarruf finansman şirketi, ödeme veya elektronik para kuruluşu” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 4- Aynı Tebliğin 2.3. bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“2.3. 6361 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren finansman ve tasarruf finansman şirketleri ile 6493 sayılı Kanun kapsamında faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşları BSMV’ye tâbi işlemleri için dekont, BSMV’ye tabi olan işlemleri dışında kalan KDV’ye tâbi teslim ve hizmetleri için fatura düzenleyecektir. Ödeme ve elektronik para kuruluşları ise, faaliyetlerine göre bir, üç, altı ay veya bir yıl gibi belirli hesap devreleri itibariyle, devre sonlarında düzenlenen hesap bildirim cetveli (ekstre) ile bildirilmesi mutad olan BSMV’ye tabi işlemleri için dekont yerine aynı bilgileri taşımak şartı ile hesap bildirim cetveli (ekstre) düzenleyebilecektir.”

MADDE 5- Aynı Tebliğin 2.4. bölümünde yer alan “dekontun” ibaresi “belgelerin” şeklinde değiştirilmiş ve aynı bölümde yer alan “dekontlara” ibaresi “söz konusu belgelere” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 6- Bu Tebliğin,

a) 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü maddelerinin tasarruf finansman şirketlerine ilişkin hükümleri bu Tebliğin yayımını izleyen ayın başında,

b) 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü maddelerinin ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin hükümleri 1/1/2025tarihinde,

c) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 7- Bu Tebliğ hükümlerini Hazine ve Maliye Bakanı yürütür.




Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar

Mevzuatın Adı: Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 11 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 32573 Çal… 

 

 

Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar

Mevzuatın Adı: Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneğine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik

11 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32573

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

BİRİNCİ BÖLÜM

Başlangıç Hükümleri

Amaç ve kapsam

MADDE 1- (1) Bu Yönetmeliğin amacı ve kapsamı; 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılan kişileri hizmet akdine tabi olarak çalıştıran işverenin, genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerini geçici olarak önemli ölçüde azaltması veya işyerinde faaliyeti tamamen veya kısmen geçici olarak durdurması hallerinde, sigortalılara kısa çalışma ödeneği ödenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2- (1) Bu Yönetmelik, 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun ek 2 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 3- (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

b) Bölgesel kriz: Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumları,

c) Genel ekonomik kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerlerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları,

ç) Genel salgın: Bir hastalığın veya enfeksiyon etkeninin ülke çapında veya belirli bir bölgede çok geniş bir alanda yayılım gösterdiği ve işyerlerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları,

d) Kısa çalışma: Üç ayı geçmemek üzere 4447 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinde sayılan gerekçelerle; işyerinde uygulanan çalışma süresinin, en az dört hafta süreyle işyerinin tamamında veya bir bölümünde geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılmasını veya süreklilik koşulu aranmaksızın en az dört hafta süreyle faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulmasını,

e) Kısa çalışma dönemi: Kısa çalışmanın başlama tarihi ile bitiş tarihi arasındaki dönemi,

f) Kısa çalışma ödeneği: 6 ncı maddede belirtilen koşulların sağlanması halinde sigortalıya yapılan ödemeyi,

g) Kısa çalışma süresi: Kısa çalışma dönemindeki haftalık çalıştırılmayacak saati,

ğ) Kurum: Türkiye İş Kurumunu,

h) Kurum birimi: Çalışma ve İş Kurumu il müdürlükleri ile hizmet merkezlerini,

ı) Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığını,

i) Sigortalı: 4447 sayılı Kanun kapsamına giren bir işyerinde bir hizmet akdine dayalı olarak çalışan ve çalıştığı süre içerisinde işsizlik sigortası primi ödeyen kimseyi,

j) Sektörel kriz: Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsıldığı durumları,

k) Uygunluk tespiti: İşverenin kısa çalışma talebinin uygunluğuna ilişkin iş müfettişleri tarafından yapılan inceleme faaliyetlerini,

l) Yönetim Kurulu: Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulunu,

m) Zorlayıcı sebep: İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da işyerinin fiziken doğrudan olumsuz etkilendiği deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumları,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Kısa Çalışma Talebi ve Talebin Değerlendirilmesi

Kısa çalışma talebi

MADDE 4- (1) Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılmasını talep eden işveren; Kurum birimine Kurum tarafından belirlenecek yöntemle talebini iletir ve varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasına yazılı olarak bildirimde bulunur.

(2) İşveren talebinde;

a) Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile zorlayıcı sebeplerin işyerine etkilerini ve zorlayıcı sebebin ne olduğunu belirtmek,

b) İşyerinin unvanını, adresini, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasını, işyeri İŞKUR numarasını ve sosyal güvenlik işyeri sicil numarasını belirtmek,

c) Kurumca belirlenen şekilde hazırlanan kısa çalışma yaptırılacak sigortalılara ait kısa çalışma dönemi ve kısa çalışma sürelerine ilişkin bilgileri içeren listeyi bildirmek,

zorundadır.

(3) Kısa çalışma dönemi, kısa çalışma başlama tarihi dâhil üç ayı geçemez. İşveren tarafından farklı tarihlerde aynı başvuru gerekçesi ile birden fazla kısa çalışma talebinde bulunulması halinde, üç aylık süre ilk talebin kısa çalışma başlangıç tarihinden itibaren hesaplanır. Belirlenen kısa çalışma dönemi içerisinde kalması koşuluyla, işveren tarafından her bir sigortalı için uygulanacak kısa çalışma başlama tarihi farklı olabilir. Başvuruya konu kısa çalışma dönemi, işyeri için dört haftadan az olamaz. Başvuruda kısa çalışma uygulamasına tabi tutulacağı bildirilen sigortalılar için kısa çalışma dönemi, sigortalının iş sözleşmesinin sona ermesi, aynı işverene ait diğer işyerine nakli veya iş sözleşmesinin askıya alınması durumları hariç, dört haftadan az olamaz.

(4) Kısa çalışma başvurusu esnasında işyeri yönünden; işyerinde veya işyerinin bir bölümünde uygulanan kısa çalışma süresi, işyerinin haftalık normal çalışma süresinin üçte bir oranından az olamaz. Sigortalı yönünden ise kısa çalışma uygulamasına tabi tutulan sigortalının kısa çalışma süresi, sıfır olmamak kaydıyla üçte bir oranından daha az belirlenebilir.

Talebin değerlendirilmesi

MADDE 5- (1) İşverenin kısa çalışma talebi, öncelikle Kurum birimi tarafından sebep ve şekil yönünden değerlendirilir.

(2) Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz, genel salgın ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin varlığı, işçi ve işveren sendikaları konfederasyonlarının iddia etmesi ya da bu yönde kuvvetli emarenin bulunması halinde, Yönetim Kurulunca karara bağlanır.

(3) İkinci fıkrada yer alan sebeplerle Yönetim Kurulunca alınmış bir karar bulunmuyorsa işverenlerce yapılan başvurular Kurum birimi tarafından reddedilir.

(4) İşyerinin fiziken doğrudan etkilendiği deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlardan kaynaklanan zorlayıcı sebep gerekçesiyle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen geçici olarak durdurulmasına ilişkin kısa çalışma başvurularında Yönetim Kurulu kararı aranmaz.

(5) Deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik ve benzeri durumlar gerekçesiyle yapılan başvurulardan işyerinin fiziken doğrudan etkilenmediği ancak nakit darlığı, ödeme güçlüğü, pazar daralması ve stok artışı gibi sebeplerle dolaylı olarak etkilendiği gerekçesiyle yapılan başvurular Kurum birimi tarafından reddedilir.

(6) Kısa çalışma talepleri; Kurum birimi tarafından sebep ve şekil yönünden inceleme tamamlandıktan sonra iş müfettişlerince uygunluk tespiti yapılması amacıyla Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderilir.

(7) Kurum birimi tarafından uygunluk tespiti yapılması amacıyla Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderilmiş olan ve uygunluk tespiti henüz tamamlanmayan kısa çalışma başvurularında, iş müfettişlerinin uygunluk tespiti sırasında gerekli gördüğü değişiklikler hariç olmak üzere, işverenler tarafından kısa çalışma döneminin değiştirilmesi, kısa çalışma süresinin artırılması ve/veya kısa çalışma uygulamasına yeni sigortalı eklenmesi hususunda herhangi bir değişiklik yapılamaz, aynı gerekçeyle yeni talep oluşturulamaz.

(8) Uygunluk tespiti sonucu ilgili Kurum birimine gönderilir. Uygunluk tespiti sonuçları Kurum birimince işverene bildirilir. İşveren durumu, işyerinde sigortalıların görebileceği bir yerde ilan eder ve varsa toplu iş sözleşmesine taraf işçi sendikasına bildirir. İlan yoluyla sigortalılara duyuru yapılamadığı durumlarda, kısa çalışmaya tabi sigortalılara bildirim yapılır.

(9) Uygunluk tespiti tamamlanan başvurularda yer alan sigortalılar için aynı kısa çalışma gerekçesi ile kısa çalışma döneminin uzatılması, kısa çalışma süresinin artırılması ve/veya kısa çalışma uygulamasına yeni sigortalı eklenmesi talepleri, ilk talebin devamı olan yeni başvuru olarak değerlendirilerek Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına uygunluk tespiti yapılması için gönderilir. Bu kapsamdaki başvuruların başlama tarihi, ilk kısa çalışmanın başlama tarihinden önce olamaz.

(10) Kısa çalışma uygulanan işyerinde kısa çalışmaya tabi tutulan bir sigortalının, aynı işverene ait diğer işyerine nakli halinde, sigortalının nakledildiği işyerinde kısa çalışmaya tabi tutulabilmesi için nakledildiği işyeri tarafından söz konusu sigortalı için yeni kısa çalışma başvurusunda bulunulması gerekir.

(11) Kısa çalışma başvurusu ve uygunluk tespitine ilişkin diğer hususlar Kurum ve/veya Bakanlık tarafından belirlenir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği

Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşulları

MADDE 6- (1) Sigortalının kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilmesi için;

a) İşverenin kısa çalışma talebinin uygun bulunması,

b) Sigortalının kısa çalışma başlama tarihinden önceki son 120 gün hizmet akdine tabi olması ve son üç yılda en az 450 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olması,

gerekir.

Kısa çalışma ile kısa çalışma ödeneğinin miktarı ve ödenmesi

MADDE 7- (1) Günlük kısa çalışma ödeneğinin miktarı, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçmemek üzere, sigortalının son on iki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır.

(2) Kısa çalışma ödeneğinin süresi üç ayı aşmamak üzere kısa çalışma süresi kadardır.

(3) Kısa çalışma döneminde, kısa çalışmanın başladığı ve sona erdiği aylar parmak hesabı yapılarak fiili gün sayısı üzerinden; ara aylar, şubat ayı dâhil, 30 gün üzerinden değerlendirilir.

(4) Kısa çalışma ödeneği, işyerinde uygulanan haftalık çalışma süresini tamamlayacak şekilde, çalışılmayan süreler için aylık olarak hesaplanır.

(5) Kısa çalışmanın günlük, haftalık veya aylık çalışma süresi içerisinde yapılacağı zaman aralığı, işyerinin gelenekleri ve işin niteliği dikkate alınarak işverence belirlenir.

(6) Kısa çalışma uygulamasına tabi tutulan sigortalının çalışılmayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ilişkin ücret ve kısa çalışma ödeneği miktarı, kısa çalışma yapılan süreyle orantılı olarak işveren ve Kurum tarafından ödenir.

(7) Kısa çalışma ödeneği, uygunluk tespitinde belirtilen süreyi aşmamak kaydıyla fiilen gerçekleşen kısa çalışma süresi üzerinden verilir. Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen aylık prim ve hizmet belgeleri veya muhtasar ve prim hizmet beyannameleri ile uyumlu bir şekilde fiilen gerçekleşen kısa çalışma süresinde, haftalık çalışma süresinin en az üçte bir oranında azaltılmış olması kuralı aranmaz.

(8) Kısa çalışma döneminde fiili gerçekleşen kısa çalışma sürelerine ilişkin bildirimler ve değişiklikler, kısa çalışma döneminin son ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin verilmesi gereken tarihi izleyen ayın sonuna kadar işverenler tarafından Kurum birimine iletilmesi halinde ödemelerde esas alınır.

(9) Birden fazla işyerinde çalışırken, çalıştıkları işyerlerinde kısa çalışma uygulamasına tabi tutulan sigortalılar adına işverenleri tarafından ayrı ayrı bildirilen prim ödeme gün sayıları toplanır. Bu kişiler adına 30 günden eksik kalan gün sayısı kadar, uygunluk tespitinde belirtilen süreyi aşmamak kaydıyla kısa çalışma ödeneği ödenir. İlgili ayda toplamda 30 gün ve üzeri prim bildirilmesi halinde, söz konusu ay için kısa çalışma ödeneği ödenmez.

(10) Kısa çalışma uygulanacak kısmi süreli çalışan sigortalılar için kısa çalışma süresi, sigortalının kısa çalışma döneminden önceki haftalık normal çalışma süresinden fazla olamaz.

(11) İşyerinde iş sözleşmesi askıda olan sigortalı adına kısa çalışma talebinde bulunulabilmesi için söz konusu sigortalının kısa çalışma başlama tarihi veya öncesinde işe başlatılmış olması gerekir.

(12) İşvereni tarafından aynı işyerinden, aynı gerekçeyle, aynı sigortalı için birden fazla kısa çalışma başvurusu yapılması halinde sigortalının kısa çalışma hak sahipliği, sigortalının ilk başvurudaki kısa çalışma başlangıç tarihi esas alınarak incelenir.

(13) Kısa çalışma ödeneği, her ayın beşinde aylık olarak sigortalının kendisine ödenir. Ödeme tarihini öne çekmeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yetkilidir.

(14) Zorlayıcı sebeplerle işyerinde kısa çalışma yapılması halinde, ödemeler 4857 sayılı Kanunun 24 üncü maddesinin (III) numaralı bendinde ve 40 ıncı maddesinde öngörülen bir haftalık süreden sonra başlar.

(15) Sigortalının kısa çalışma ödeneği aldığı süre için, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği ödenecek sigorta primi, İşsizlik Sigortası Fonu tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır.

(16) Hak sahipliğine esas kısa çalışma başlama tarihi 1/3/2024 ve sonrasında olan sigortalılar için, kısa çalışma ödeneği olarak ödenen süreler, sigortalının aynı gerekçe ile yapılmış hak sahipliğine esas ilk kısa çalışma talebinin başlama tarihinden itibaren üç yıl içerisindeki hizmet akdi fesihlerine istinaden yapılacak işsizlik ödeneği ödemelerine ilişkin hak sahipliği sürelerinden düşülür.

(17) Kısa çalışma ödeneği, damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulamaz, nafaka borçları dışında onda birinden fazlası haczedilemez veya başkasına devir veya temlik edilemez.

(18) İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir. Sigortalının kusurundan kaynaklanan fazla ödemeler ise, ölen sigortalılara ait fazla ödemeler hariç, yasal faizi ile birlikte sigortalıdan tahsil edilir.

Kısa çalışma ödeneğinin denetimi ve durdurulması

MADDE 8- (1) Kısa çalışma uygulamasına ilişkin işyerlerinin denetimi iş müfettişlerince yapılır.

(2) Kısa çalışma uygulaması devam eden işyerlerinde yapılan inceleme sırasında işverenin ödenek alan sigortalıların çalışma süreleri ile ilgili hatalı bilgi ve belge verdiğinin tespit edilmesi ve iş müfettişinin yazılı talebi halinde hakkında hatalı bilgi verilen sigortalı sayısı da dikkate alınarak kısa çalışma ödeneği durdurulur.

(3) Kısa çalışma başvurularında talebin uygunluğunun tespiti için Bakanlık tarafından 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu kapsamında yapılan giderler İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır. Bu kapsamdaki harcamalar için Bakanlık tarafından belirlenecek tutar her ayın 25’inde talep edilir. Talep edilen bu tutar, bildirimin yapıldığı ayın en geç son gününe kadar İşsizlik Sigortası Fonundan, Bakanlığın Merkez Saymanlık Müdürlüğünün banka hesabına aktarılır. Bu madde kapsamında aktarılan tutarlardan, herhangi bir sebeple Bakanlık hesabında fazla kalan miktarlar, bir sonraki ayda talep edilecek miktardan düşülür. Bu maddede belirtilen tarihlerin hafta sonu tatili veya resmi tatil gününe denk gelmesi halinde takip eden ilk iş günü işlemler gerçekleştirilir. Ödeme işlemi gerçekleştikten sonra giderlere ilişkin bilgi ve belgelerin birer nüshası Bakanlık tarafından Kuruma gönderilir.

Kısa çalışma ödeneğinin kesilmesi ve durdurulması

MADDE 9- (1) Kısa çalışma ödeneği alanların, kısa çalışmaya tabi tutulduğu işyerinde iş sözleşmesinin sona ermesi, farklı işyerine nakli, iş sözleşmesinin askıya alınması, yaşlılık aylığı almaya başlaması, herhangi bir sebeple silahaltına alınması, herhangi bir kanundan doğan çalışma ödevi nedeniyle işinden ayrılması, tutuklanması, hüküm giymesi, yurt dışına çıkması, ölümü hallerinde söz konusu durumun gerçekleştiği tarih itibarıyla ödenekleri kesilir veya durdurulur. Ayrıca, geçici iş göremezlik raporu alınması durumunda raporun başladığı tarih itibarıyla kısa çalışma ödeneği durdurulur.

İşverenin kayıt tutma ve bildirim zorunluluğu

MADDE 10- (1) İşyerinde kısa çalışma uygulanan işveren, sigortalıların çalışma sürelerine ilişkin kayıtları tutmak ve istenilmesi halinde ibraz etmek zorundadır.

(2) 9 uncu maddede belirtilen durumların gerçekleşmesi halinde işveren tarafından Kuruma ilgili döneme ilişkin ödeme yapılmadan önce bildirim yapılır. Söz konusu durumlar hakkında diğer kamu kurum ve kuruluşlarından elektronik ortamda bilgi temin edilerek Kurum tarafından resen işlem gerçekleştirilmesi halinde işverenlerin bildirim yapması gerekmez. Bildirim yapılmayacak durumlar Kurum tarafından ilan edilir. Geç bildirimlere ilişkin oluşan yersiz ödemeler hakkında 7 nci maddenin on sekizinci fıkrasına göre işlem yapılır.

Kısa çalışmanın erken sona ermesi

MADDE 11- (1) İşveren, ilan ettiği süreden önce normal faaliyetine başlamaya karar vermesi halinde durumu; Kurum birimine, varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasına ve sigortalılara altı işgünü önce yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bildirimde belirtilen tarih itibarıyla kısa çalışma sona erer. Geç bildirimlere ilişkin oluşan yersiz ödemeler hakkında 7 nci maddenin on sekizinci fıkrasına göre işlem yapılır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 12- (1) 30/4/2011 tarihli ve 27920 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.

Geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 1- (1) Kısa çalışma başlama tarihi 1/3/2024 tarihinden önce olan kısa çalışma uygulamalarında, 12 nci madde ile yürürlükten kaldırılan Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.

(2) Kısa çalışma başlama tarihi 1/3/2024 tarihinden önce olan sigortalının, kısa çalışma döneminde sigortalıya herhangi bir ödeme yapılmaması ve işveren tarafından sigortalının fiilen kısa çalışmaya tabi tutulmadığına dair bildirim yapılması halinde, kısa çalışma ödeneği hak sahipliği iptal edilir.

Yürürlük

MADDE 13- (1) Bu Yönetmelik 1/3/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 14- (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.




Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümü (Sayı: 2024/14)

Mevzuatın Adı: Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’de Değişiklik Yapılma…

 

 

Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümü (Sayı: 2024/14)

Mevzuatın Adı: Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Sayı: 2024/14)

08 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32570

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından:

MADDE 1- 26/1/2023 tarihli ve 32085 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğ (Sayı: 2023/5)’in 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, firmaların Merkez Bankasınca belirlenecek yurt dışı kaynaklı dövizlerinin Merkez Bankasına satılması ile Türk lirası vadeli mevduat ve katılma hesaplarına dönüştürülmesi halinde firmalara sağlanacak desteğe ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.”

MADDE 2- Aynı Tebliğin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“d) Yurt dışı kaynaklı döviz: Yabancılara yurt içinde sunulan hizmetler karşılığında kazanılan döviz tutarları da dahil olmak üzere firmaların yurt dışında yerleşiklerden elde ettikleri ve kapsamı Merkez Bankasınca belirlenecek döviz gelirlerinden yurda getirdikleri dövizi,”

MADDE 3- Aynı Tebliğin 5 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 4- Aynı Tebliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.

“(1) Bu Tebliğ kapsamında firmalarca verilen döviz alımı yapılmaması taahhüdünün yerine getirilmemesi, döviz dönüşüm desteğinden usulsüz olarak yararlanıldığının veya Merkez Bankasına ya da bankalara gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunun tespiti halinde döviz dönüşümü desteği tutarları ilgili dönem boyunca oluşan pozitif kur farkı eklenerek ve döviz dönüşümü desteğinin ödenme tarihinden taahhüdün yerine getirilmediğinin, usulsüz işlem yapıldığının veya Merkez Bankasına ya da bankalara gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunun tespiti tarihine kadar geçen süre için tespit tarihinde geçerli olan Merkez Bankasının ilan ettiği en yüksek gecelik borç verme faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte bankalarca tahsil edilerek Merkez Bankasına aktarılır.”

“(5) Döviz alımı yapılmaması taahhüdünü yerine getirmeyen firmaların Merkez Bankası kaynaklı kredi kullanım talepleri ile bu Tebliğ kapsamındaki destek ödemesi talepleri bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen yaptırım tutarının ödendiği tarihe kadar kabul edilmez. Döviz dönüşüm desteğinden usulsüz olarak yararlanan veya Merkez Bankasına ya da bankalara gerçeğe aykırı beyanda bulunan firmalar döviz dönüşüm desteğinden yararlandırılmaz ve bu firmaların Merkez Bankası kaynaklı kredi kullanım talepleri 3 yıl süre ile kabul edilmez.

(6) Döviz dönüşüm desteği ödemesine aracılık eden ancak Merkez Bankasınca belirlenecek kontrol yükümlülüklerini yerine getirmeyen bankalar bu maddenin birinci fıkrasında düzenlenen yaptırım tutarının Merkez Bankasına ödenmesinden sorumludur.”

MADDE 5- Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 6- Bu Tebliğ hükümlerini Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı yürütür.




Defter Raporu Beratı Hakkında e-Defter Mükelleflerinin Dikkatine

Bilindiği üzere e-Defter uygulamasında yapılan geliştirme ile birlikte 22.5.2024 tarihi itibarıyla yüklenecek paketler için geçerli olmak üzere; e-Def…

 

 

Defter Raporu Beratı Hakkında e-Defter Mükelleflerinin Dikkatine

Bilindiği üzere e-Defter uygulamasında yapılan geliştirme ile birlikte 22.5.2024 tarihi itibarıyla yüklenecek paketler için geçerli olmak üzere; e-Defter ve berat dosyalarının “eşanlı olarak” aynı zamanda e-Defter uygulaması üzerinden veya web servis aracılığıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Sistemine yüklenme imkânı getirilmiştir.

Bu kapsamda www.edefter.gov.tr adresinde 22.05.2024 tarihli bilgilendirme duyurusu yayımlanarak yeni uygulama devreye alınmıştır.

Öteden bu yana alınmakta olan Defter Raporu Beratı, yukarıda bahsedilen uygulama kapsamında diğer beratlarla müteselsil olarak “eş anlı olarak” aynı zamanda yüklenmesi gereken bir paket değildir.

Ayrıca, 2024/2 ve 2024/1-3 dönemlerinden başlamak üzere Defter Raporu Beratının yeni uygulama kapsamında gönderilmesine ilişkin çalışmalar devam etmekte olduğundan, Başkanlığımız tarafından yeni bir belirleme yapılarak duyurulana kadar, Defter Raporu Beratı gönderimi yapılmayacaktır.

Bu husus mevcut durumda, e-Defter ve berat dosyalarının yüklenmesine engel teşkil etmemekte ve söz konusu dosyalar yüklenebilmektedir.

Duyurulur.

Kaynak: GİB




Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Broşürleri – 2024

Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Broşürleri Yayınlandı Uzlaşma; ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilecek/edilen vergiler ve bunlara ilişkin kesilece…

 

Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Broşürleri – 2024

Tarhiyat Öncesi ve Sonrası Uzlaşma Broşürleri Yayınlandı

Uzlaşma; ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilecek/edilen vergiler ve bunlara ilişkin kesilecek/kesilen vergi ziyaı cezaları ile 2024 yılı için 23.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları konusunda, mükellefin yargı sürecinde katlanacağı maliyetleri ve uzun işlem süreçlerini ortadan kaldıran idari bir çözüm yoludur.

Uzlaşma, tarhiyat öncesi ve tarhiyat sonrası uzlaşma olarak ikiye ayrılır.

Uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tutarı, her yıl yeniden değerleme oranında artırılması nedeniyle “Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Broşürü” ile “Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Broşürü”  güncellenerek kullanıma sunulmuştur.

Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Broşürüne ulaşmak için tıklayınız
Tarhiyat Sonrası Uzlaşma Broşürüne ulaşmak için tıklayınız
İnfografik için tıklayınız
 

Kaynak: GİB

 



KGK 75935942-050.01.04-[01/24314] Sayılı Kararı

Mevzuatın Adı: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 22/05/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/24314] Sayılı Kararı 04 Haziran…

 

 

KGK 75935942-050.01.04-[01/24314] Sayılı Kararı

Mevzuatın Adı: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulunun 22/05/2024 Tarihli ve 75935942-050.01.04-[01/24314] Sayılı Kararı

04 Haziran 2024 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 32566

Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumundan:

KURUL KARARI

Karar No: 75935942-050.01.04-[01/24314]

Karar Tarihi: 22/05/2024

Konu: Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Eğitimlerine İlişkin Usul ve Esasların Belirlenmesi

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORLAMASI EĞİTİMLERİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ğ), (h) ve (ö) bentleri uyarınca; 29 Aralık 2023 tarih ve 32414(M) sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 21634 sayılı “Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) Uygulanmasına İlişkin Kurul Kararı’nm 3 üncü maddesi gereğince zorunlu veya tercihen TSRS uyumlu sürdürülebilirlik raporlaması yapacak kurum, kuruluş ve işletmelerin sürdürülebilirlik raporlarının hazırlanmasında, rapor hazırlama çalışmalarında bulunacak kişilerin yetkinliklerinin artırılmasında ve bu konuda eğitim verecek kişi ve kuruluşların belirlenmesinde ülke düzeyinde sürdürülebilirlik raporlaması ve TSRS üzerine yeknesak eğitim müfredatları ve eğitici profillerinin oluşturulmasını sağlamak üzere “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Eğitimlerine İlişkin Usul ve Esaslaf’ın yayımlanmasına karar verilmiştir.

Tamamı İçin Tıklayınız




4447 sayılı Kanun’un Geçici 10’uncu Maddesi Kapsamında Ustalık ve Kalfalık Belgelerine Yönelik Uygulama

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : E-83604451-207.02-96172136 Konu : 4447 sayılı Kanun’un Geçici 10… 

 

 

4447 sayılı Kanun’un Geçici 10’uncu Maddesi Kapsamında Ustalık ve Kalfalık Belgelerine Yönelik Uygulama

T.C.

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI

 Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

Sayı : E-83604451-207.02-96172136

Konu : 4447 sayılı Kanun’un Geçici 10’uncu Maddesi Kapsamında Ustalık ve Kalfalık Belgelerine Yönelik Uygulama

Tarih: 31.05.2024

GENEL YAZI

Bilindiği üzere, 4447 sayılı Kanun‘un geçici 10’uncu maddesi ile genç, kadın ve mesleki belge sahibi olanların istihdamına yönelik özel sektör işverenlerinin 1/3/2011 ila 31/12/2025 tarihleri arasında işe aldıkları sigortalılar için sigorta primine esas kazançları üzerinden hesaplanan sigorta primi işveren hissesinin tamamının İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanmasına imkân sağlanmıştır.

Anılan maddede yer alan prim desteğinden yararlanmanın usul ve esasları 7/6/2011 tarihli ve 2011/45 No.lu Genelgede açıklanmıştır. Söz konusu prim desteğinden yararlanma süresi, kapsama giren sigortalının yaşına, mesleki yeterlik belgesi sahibi olmasına veya mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi ya da Türkiye İş Kurumunca düzenlenen iş gücü yetiştirme kursunu bitirip bitirmediğine ve Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsiz olup olmadığına göre değişmektedir.

Bahse konu teşvikle ilgili Genel Müdürlüğümüze intikal eden yazılardan Milli Eğitim Bakanlığından alınan ustalık ve kalfalık belgelerinin mezkur teşvikin uygulamasında dikkate alınıp alınmayacağı konusunda tereddüt oluştuğu anlaşılmıştır.

Konuyla ilgili olarak, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğünden alınan 15/5/2024 tarihli ve E-91550395-407-00015972519 sayılı yazıda; ortaokulu veya imam-hatip ortaokulunu bitirdikten sonra zorunlu örgün ortaöğretimini tamamlamak için mesleki eğitim merkezi programına 2017 yılı ve sonrasında kayıt olmuş ve 3308 sayılı Kanun‘un 16’ncı maddesi kapsamında kalfalık belgesi ile birlikte 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında ustalık belgesi alarak mesleki eğitim merkezi programından mezun olanların, meslekî ve teknik ortaöğretim kurumunu bitirmiş sayıldığı dolayısıyla bu kişilerin 4447 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinde belirtilen “Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi (…) bitirenler” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Buna göre, 2017 yılı ve sonrasında mesleki eğitim merkezi programına kayıt olmuş ve 3308 sayılı Kanun’un 16’ncı maddesi kapsamında kalfalık belgesi ile birlikte aynı Kanun’un 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında ustalık belgesi alarak mesleki eğitim merkezi programından mezun olanlar, 4447 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesine göre mesleki ve teknik eğitim veren ortaöğretimi bitirenler kapsamında değerlendirilecektir.

Dolayısıyla, yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda ustalık belgesi alanlar destekten yararlanma süresi bakımından; 4447 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt bendi ile (ç) bendinde belirtilen süreler kadar yararlanabilecektir.

Bu itibarla, destek kapsamına giren sigortalının; ilgili destek kapsamında değerlendirilen ustalık belgesi olması halinde, bu sigortalının ustalık belgesinde belirtilen meslek alanında çalıştırılıyor olması ve ilgili kanunda belirtilen diğer şartların sağlanması kaydıyla 24/36 ay süreyle bu destekte yararlanılabilecektir. Ayrıca, bu sigortalının Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsiz olması halinde mevcut destek süresine 6 ay (24+6=30/36+6=42) eklenecektir. Bununla birlikte, işe alındığı tarih itibarıyla mesleki yeterlik belgesi sahibi olmayan, mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi bitirmemiş olan ancak bu şekilde işe alındıktan sonra çalışmakta iken ilgili destek kapsamında değerlendirilen ustalık belgesi alan sigortalılardan dolayı söz konusu destekten 12 ay süreyle de yararlanılabilecektir.

Örnek 1: 1/5/2024 tarihinde işe alınan kadın sigortalı (A)’nın 26/4/2017 tarihinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt olup 23/5/2019 tarihinde ustalık belgesi aldığı varsayıldığında bu sigortalı için teşvikten yararlanma dönemi 2024/Mayıs ila 2027/Nisan ayı/dönemi (36 ay) olacaktır. Bu sigortalının Türkiye İş Kurumuna işsizlik kaydı varsa destekten yararlanma dönemi 2024/Mayıs ila 2027/Ekim ayı/ dönemi (42 ay) olacaktır.

Örnek 2: 11/3/2025 tarihinde işe alınan kadın sigortalı (Y)’nin 26/4/2016 tarihinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt olup 22/3/2020 tarihinde ustalık belgesi aldığı varsayıldığında, her ne kadar ustalık belgesi 22/3/2020 tarihinde alınmış olsa da bu sigortalının mesleki eğitim merkez programına kayıt tarihi 2017 yılı öncesine ait olduğundan, bahse konu sigortalı mesleki ve teknik eğitim veren ortaöğretimi bitirenler kapsamında değerlendirilmeyeceğinden (ilgili kanunda sayılan belge ve niteliğe sahip olmayan) destekten yararlanma dönemi 2025/Mart ila 2027/Şubat ayı/dönemi (24 ay) olacaktır.

Örnek 3: 27/4/2024 tarihinde işe alınan 26 yaşındaki erkek (B) sigortalısından dolayı destekten 2024/Nisan ila 2026/Mart ayında/döneminde (24 ay) yararlanmaya hak kazanılmış iken, söz konusu sigortalının 15/1/2023 tarihinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt olup çalışmakta iken 23/1/2026 tarihinde ustalık belgesi aldığı varsayıldığında, bu sigortalı bahse konu teşvikten 12 ay süreyle daha yararlanılabilecektir. Bu durumda söz konusu sigortalıdan dolayı destekten yararlanma dönemi 2024/Nisan ila 2027/Mart ayı/dönemi (36 ay) olacaktır.

Örnek 4: 3 No.lu örnekteki sigortalıdan dolayı 4447 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinde yer alan destekten 24 ay süreyle yararlanıldıktan sonra, bu sigortalının 15/5/2027 tarihinde ustalık belgesi aldığı varsayıldığında, söz konusu sigortalıdan dolayı 2027/Mayıs ila 2028/Nisan ayında/döneminde 12 ay süreyle bahse konu teşvikten yararlanılabilecektir.

Örnek 5: 25/6/2024 tarihinde işe alınan 30 yaşındaki erkek sigortalı (K)’nın 10/2/2018 tarihinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt olup 16/3/2020 tarihinde ustalık belgesi aldığı varsayıldığında bu sigortalı için teşvikten yararlanma dönemi 2024/Haziran ila 2026/Mayıs ayı/dönemi (24 ay) olacaktır. Bu sigortalının Türkiye İş Kurumuna işsizlik kaydı varsa destekten yararlanma dönemi 2024/Haziran ila 2026/Kasım ayı/dönemi (30 ay) olacaktır.

Bununla birlikte, ilgili destek kapsamında değerlendirilen ustalık belgelerine ilişkin bilgiler Milli Eğitim Bakanlığınca elektronik ortamda Kurumumuzla paylaşılarak bu bilgilerin kontrolü sağlanacaktır. Ancak, söz konusu bilgiler elektronik ortamda paylaşılana kadar bu kontrol ünitelerimizce yapılacaktır.

Bu kapsamda, söz konusu desteğin yararlanma süresinin belirlenmesinde ünitenize verilen “Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi (…) bitirenler” kapsamında değerlendirilen ustalık belgelerinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt tarihine ilişkin bir ibarenin bulunmaması halinde, bu programa kayıt tarihinin 2017 yılı ve sonrası olduğunun işveren tarafından Milli Eğitim Bakanlığından alınacak yazıyla belgelenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 2017 yılı öncesinde mesleki eğitim merkezi programına kayıt olunarak ve 3308 sayılı Kanun’un 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında alınan ustalık belgeleri ile kayıt tarihine bakılmaksızın 3308 sayılı Kanun’un 28’inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi dışında alınan diğer ustalık belgelerinden dolayı bahse konu teşvikten yararlanma süresi bakımından 4447 sayılı

Kanun’un geçici 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt bendi ile (ç) bendi kapsamındaki süreler kadar yararlanılamayacaktır.

Ayrıca, 3308 sayılı Kanun kapsamında sadece kalfalık belgesi alan sigortalılar “Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yüksek öğretimi (…) bitirenler” kapsamında değerlendirilemeyeceğinden, bu sigortalılardan dolayı 4447 sayılı Kanun’un geçici 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinin 2 numaralı alt bendi ile (ç) bendinde belirtilen süreler kadar yararlanılamayacaktır.

Bilgilerini ve gereğini rica ederim.

Savaş ALIÇ